Geçtiğimiz günlerde sosyal mecralarda, billboard'larda, televizyonda kısacası her yerde reklamları dönen bir e-ticaret sitesinde dolanırken, yurt dışında oldukça meşhur olan bir kozmetik ürününe denk geldim. Henüz Türkiye’de satışının başladığını duymadığım ürünü, sitede görünce hiç tereddüt etmeden satın aldım. Gözenek sıkılaştırıcı serum diye satılan ürünü eve geldiği andan itibaren büyük umutlarla kullanmaya başladım. Fiyatı yurt dışı satış fiyatıyla aşağı yukarı aynı olan bu ürünü alırken aklımda soru işareti dahi yoktu. Ta ki sosyal mecrada bir reklam görene kadar… 

Aldığım gözenek sıkılaştırıcı serumun artık Türkiye’ye geldiğini ve ünlü bir kozmetik firmasının mağazalarında satılacağını müjdeleyen bir reklamdı bu… Gördüğüm an hemen şikayet sitelerine girip aldığım ürünle ilgili bir şey yazılmış mı diye araştırmaya başladım. Daha önce yurt dışından aldığı ürünlerle Türkiye'den aldıklarını karşılaştıranların yorumları özellikle dikkatimi çekti. Ürünün su gibi olduğunu, orijinalin böyle olmadığını söylüyorlardı. İşin kötüsü benim aldığım ürün de sudan farksızdı.  

Anlaşılan o ki fiyat gerçek, ambalaj gerçek ama içindeki ürün sahteydi. Ürünü derhal çöpe attım. Neyse ki çok kısa süre kullandığımdan cildime herhangi bir olumsuz etkisi olmadı. Ben kısa sürede gerçeğin farkına varıp bir olumsuzluk yaşamadan konuyu kapatmış olsam da bu ürünler halen alışveriş sitelerinde orijinalmiş gibi satılmaya devam ediyor. 

İKİNCİ EL SATIŞ MECRALARI BÜYÜK TEHDİT

Sık kullanılan alışveriş sitelerinin yanı sıra ikinci el ürün satışı yapılan siteler de sahte ürün pazarına dönmüş durumda. Tüketici burada da aynı mağduriyetleri yaşıyor ve çoğu zaman karşısında bir muhatap dahi bulamıyor.

Kozmetikten giyime, elektronikten ilaca kadar pek çok üründe bu sahtecilikle karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri de ürünlerin tedarikçiler tarafından tüketicilere gönderilmesi. Peki bu konuda bir denetim yok mu? Uzmanlar yanıtladı…

Siber Güvenlik Uzmanı Alper Onarangil sanal ortamdaki platformların güvenliğini, Avukat Elvan Kılıç da mağdur edilen tüketicinin yasal haklarını hurriyet.com.tr okurları için değerlendirdi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Başhekimi Doç. Dr. Zekayi Kutlubay ise alışveriş platformlarında satılan sahte cilt ürünlerinin tehlikelerini açıkladı.

ALIŞVERİŞ SİTESİNİN GÜVENLİ BAĞLANTI SAĞLADIĞINDAN EMİN OLUNMALI

Sahte ürünlerle dolup taşan alışveriş sitelerinde nasıl güvenli alışveriş yapabiliriz? Alışveriş yaparken nelere dikkat etmeliyiz?

Alper Onarangil: Sahte ürünler ile ilgili şikayetleri incelediğimizde ağırlıklı olarak sosyal medya hesapları üzerinden yapılan satışlarda ve ikinci el satış platformlarında daha yüksek oranda şikayet olduğunu görüyoruz. Büyük ve bilinen e-ticaret sitelerinde az da olsa bu problemler olabiliyor ancak bu sitelerin müşteri hizmetleri, kullanıcıların mağduriyetlerini gidermek açısından yardımcı olabiliyor.

Kullanıcılar çevrimiçi alışveriş yaparken mutlaka alacakları ürünlerin fiyatlarını incelemeliler. Orijinal bir ürünün fiyatı birçok sitede 500 lira iken bilinmeyen bir sitede veya sosyal medya hesapları üzerinden yapılan bir satışta 100 lira ise kesinlikle bu konuda şüpheci davranmalılar. Yerel veya uluslararası güvenilir e-ticaret siteleri tercih edilmeli, alışveriş yapılan sitenin mutlaka HTTPS ve güvenli bağlantı sağladığından emin olunmalı.

Sanal ortamda uygulanan hangi satış türü daha güvenli?

Alper Onarangil: Mümkün olduğunca bilinen e-ticaret siteleri, hizmet sağlayıcılar ve mağazanın kendi sitesi tercih edilmeli. Öte yandan, özellikle sosyal medya hesapları üzerinden yapılan alışverişlerde kullanıcılar mutlaka bu hesapların sahte isimle açılabileceği ve sorun olduğu durumda muhatap bulamayabileceği riskini göz önünde bulundurarak hareket etmeli. Her şeye rağmen sosyal medya üzerinden alışveriş yapılması gerekiyorsa ücret peşin ödenmemeli, kapıda ödeme seçeneği ile alışveriş yapılmalı. Ürünün ücretini ödemeden önce mutlaka inceleyip gerekli kontroller yapıldıktan sonra ücreti ödenmeli, aksi durumda ürün ücreti ödenmeden kargo görevlisine geri iade edilmelidir.

WEB SİTELERİNDE ‘GÜVEN DAMGASI’ LOGOSUNA DİKKAT!

Kötü niyetli satıcılar, alışveriş platformuna yapılan şikayetlere rağmen çoğu zaman satış yapmaya devam ediyor. Bu gibi durumlarda tüketici nasıl bir yol izlemeli?

Elvan Kılıç: Tüketicilerin hakları Tüketiciyi Koruma Kanunu'nca düzenlenen hükümler tarafından korunmaktadır. Ayrıca, sahte ürüne ilişkin yürürlüğe giren Genel Ürün Güvenliği Yönetmeliği'nce de tüketicilerin hakları, piyasaya sürülen sahte ürünlere ve kötü niyetli satıcılara karşı korunmaktadır.

Ünlü alışveriş sitelerinde sipariş ettiği ürünün sahte olduğunu anlayan tüketici, hangi alışveriş sitesi aracılığı ile ürünü satın aldıysa, satıcıyı o alışveriş platformuna şikâyet etmeli ve o ürünün aslını satan firmayı da bilgilendirmelidir. Çünkü her firma kendi ürününün taklidinin olup olmadığını kendiliğinden tespit edemeyebilir. Ayrıca Tüketiciyi Koruma Kanunu'ndaki haklarını kullanarak cayma hakkını 14 gün içerisinde kullanabilir, ürünün iadesini talep ederek ücretin geri ödenmesini talep edebilir.

Son zamanlarda pandemiden dolayı internet üzerinden alışveriş taleplerinin yoğunlaşması ile tüketicilerin hangi alışveriş sitesine nasıl güveneceklerini gösteren “güven damgası” sistemi doğdu. Güven damgası, e-ticaret sitelerinin Ticaret Bakanlığı’nca belirlenen kriterlere uyduğunu ve tüketicinin korunması için mevzuatlara uygun davranıldığını göstermektedir. E-ticaret alışverişinizi yaparken web sitesinde güven damgası logosunun bulunmasına tüketici dikkat etmelidir. 

Kötü niyetli satıcılar alışveriş platformuna yapılan şikayetlere rağmen çoğu zaman satış yapmaya devam ediyor. Bu gibi durumlarda tüketici nasıl bir yol izlemeli?

Elvan Kılıç: Sahte ürün satıcılığı ciddi bir suç olup Sınai Mülkiyet Kanunu’nca ciddi yaptırımlarla karşılaşmaktadır. Böyle bir durumda satıcının hâlâ sahte ürün sattığını fark eden tüketici, ürünlerin toplatılması amacıyla en yakın savcılıkta suç duyurusunda bulunabilir ve korsan satışa engel olabilir. Sahte ürün satılması marka tecavüzüne girmekte olup satışını yapan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaktadır.

Tüketici sadece suç duyurusunda bulunmakla kalmayıp ayrıca sahte ürün satın alarak uğradığı maddi-manevi zararı ispatlayabildiği sürece talep edebilmek için dava açabilir. Ürünlerinin taklit edildiğini gören üreticiler veya firma sahipleri marka tecavüzünden dava açarak tazminat talep edebilir ve kişilerin cezalandırılmasını isteyebilirler.

Elvan Kılıç, tüketiciyi satıcı ile buluşturan alışveriş sitelerinden alışveriş yaparken dikkat edilmesi gerekenleri örneklerle açıkladı:

- Taklit ürünlerde son kullanma veya üretim tarihini gösteren kodlar parmak ucu ile baskı uygulayarak veya boya sökücü (solvent) ürünler ile silindiğinde kolay silinir. Gerçek ürünlerde ise kod laminasyon altında yer aldığı için bu şekilde silinemez.

- Taklit ürünlerin etiketlerinin baskı kalitesi düşüktür; baskı renkleri parlak, kenar çizgileri keskin değildir.

- Tüketicilerin güvendikleri ve daha önce de deneyimledikleri satıcılardan alışveriş yapmaları, özellikle gerçekçi görünmeyen indirim oranları ya da promosyon kampanyalarını sorgulamaları, ürün görselliğinde ya da özelliklerinde ve alıştıkları ürün performansında farklılıklar tespit ettiklerinde üretici firmalarla bağlantıya geçmeleri daha güvenli olacaktır.

SAHTE ÜRÜNLER SİYANÜR GİBİ ÖLÜMCÜL KİMYASALLAR İÇERİYOR

İnternetten alınan sahte kozmetik ürünleri ne gibi sağlık problemlerine sebep oluyor?

Zekayi Kutlubay: Son zamanlarda sahte kozmetik ürünü kullanımına bağlı sağlık problemlerinde önemli bir artış görülüyor. İnternette satılan her ürün elbette sahte demek değil. Bu ürünlerin bir kısmının sahte olması ve cilt için zararlı kimyasal maddeler içermesi, ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Ucuza satılan bu kozmetik ürünlerin içinde kurşun, cıva ve siyanür gibi ölümcül kimyasallar bulunabiliyor.

Sahte ürünlerin içine ne miktarda veya hangi maddelerin katıldığı bilinemeyebiliyor. Üstelik bu ürünlerin hazırlandığı mekanların hijyen açısından sıkıntısı olabilir. Ürünlerin içine mikrobik maddeler karışırsa, deride kızarıklık, yanma, ağrı ve ateşle seyreden enfeksiyon bulguları gelişebilir. Bu ürünler içerdikleri kimyasal maddeler nedeniyle en sık olarak deride kaşıntı, kızarıklık, alerjik reaksiyon ve egzamaya neden olurken; saça uygulanan ürünler saçlı deride yağlı egzamaya, geçici veya bazen kalıcı saç kaybına bile neden olabilir.

Bu ürünlerin uzun süreli kullanımı ise organ yetmezliği gibi sistemik belirtilere bile yol açabilir. Uzun vadede, içerebildikleri arsenik, berilyum, kadmiyum gibi çeşitli kanserojen maddelere bağlı olarak farklı kanser tiplerine neden olabilme potansiyelleri vardır.

Özellikle internette satışı olan ve gençleştirici, sıkılaştırıcı gibi etkileri bulunduğu söylenen ilaçlar insan sağlığıyla oynuyor. Bu gibi tehlikelere karşı uyarılarınız neler?

Zekayi Kutlubay: Kendi başınıza veya arkadaş veya komşu tavsiyesi ile ürün almayın. İnternetten kozmetik ürün almamalı, mağazadan alırken bile mutlaka barkod numarasının orijinal olup olmadığını sorgulamalısınız. Orijinal olduğundan emin olmadığınız ürünleri kullandıktan sonra alerjik reaksiyon, kızarıklık veya egzama gelişirse mutlaka ürünleri kullanmayı kesmelisiniz. (Gaye Kobal / Hürriyet)