ABU DABİ (AA) - MUHAMMED İBRAHİM - Körfez krizi üzerinden 8 ay geçmesine rağmen hâlâ sorunun tarafları Katar ile Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında ilişkilerin düzelmesi ve çözüme dönük hiçbir ciddi adım atılmış değil.

Uzmanlar ve ekonomistler, Körfez'deki bu diplomasi krizinin daha uzun süre devam etmesi durumunda, muhtemel olumsuz etkilerinin bölge ekonomisinin sırtına bir yük olarak binmesinden endişe ediyor.

Öyle görünüyor ki 5 Haziran'da başlayan krizin ortağı, dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip ülkelerin ekonomileri henüz dengelerini koruyor. Bölgenin boykota katılan 4 ülkesinin bundan olumsuz etkilenmediğini söylemek mümkün.

Ancak uzmanlar, AA muhabirine yaptıkları açıklamalarda, krizin uzamasıyla Irak, Ürdün ve Lübnan gibi ülkelerle ticarette yaşanan olumsuzluğun diğer komşu ülkelere de sıçradığını belirtiyor.

Katar'ın reddettiği "terörizmi destekleme" iddiasıyla Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır, Katar ile ilişkilerini keserek hava sahalarını ve kara sınır geçişlerini kapatarak abluka kararı almıştı.

Ablukanın ilk günlerinde Katar ekonomisi olumsuz etkilense de ardından alternatif güzergahlar oluşturan Doha yönetimi, Kuveyt, Umman ve İran üzerinden ticareti sürdürmenin yollarını bularak olumsuz etkiyi en alt düzeye çekmeyi başardı.

Uluslararası finans kuruluşları, krizin 2019 ve sonrasında sürmesinin bölgede karşılıklı ticaret, ekonomik kalkınma alanında olumsuzluklara neden olabileceğini kaydediyor.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Körfez ülkelerinde 2018'de toplam gayrisafi hasılada (GSH) yaklaşık yüzde 2'lik bir gerileme öngörüyor. Bunun, petrol dışı sektörlerde ve jeopolitik atmosferde yavaş toparlanmadan kaynaklandığına işaret ediliyor.

- Zayıf büyüme

Uluslararası Para Fonu (IMF), geçen ekim ayında Körfez krizinin daha uzun süre devam etmesi durumunda Körfez bölgesinde ekonomik kalkınmanın zayıflaması uyarısında bulunmuştu. Uyarılarında IMF, krizin devamının bölge ülkeleri arasında entegrasyon hızını düşüreceği gibi güvenin zayıflamasına da sebep olacağına işaret etti. Bunun yanı sıra Katar ve diğer Körfez İşbirliği Teşkilatı'ndaki ülkelerde finans maliyetlerinin artmasına, kalkınma ve yatırımların azalmasına neden olacağı şeklinde endişelere yer verildi.

- Güvensizlik

Ekonomi uzmanı Adnan ed-Dilimi, anlaşmazlıklardaki hızlı gelişmenin, bölgede iş güveni hakkında duyulan güveni sarstığını, sermayenin daha istikrarlı bölgelere kaçmasına neden olduğunu söyledi.

Körfez kriziyle birlikte bölgesel gerginlikler arttıkça körfez ülkelerine bunun olumsuz etkisinin olacağını dile getiren Dilimi, "Bu durum, yatırımcıların uzak durmasına, mal ve hizmetlerin akışında aksamalara neden olur." dedi.

Körfez İşbirliği Konseyinden verilen istatistik rakamlarına göre boykot uygulayan ülkeler arasında kesilen ticari ilişkinin 9 milyar dolara ulaştığı belirtilirken, bunun Katar'ın bu ülkelerle yaptığı ticaretin yüzde 87'sine karşılık gelmesi dikkati çekti.

Dilimi, yabancı yatırımcıların Körfez ülkelerinin dünyaya dış borçlanma tahvilleri olarak sunulan mali evrakı satın alma arzusundan vazgeçmesi uyarısında bulundu.

Dilimi, fazla döviz miktarı ve ihtiyaç fazlası mali kaynaklardan dolayı Körfez'de krizden dolayı olumsuz ekonomik etkinin oldukça zayıf olduğunu vurguladı.

- Sosyal etki

Lübnan Üniversitesinde Öğretim Üyesi ve Ekonomi Uzmanı Casim Ucaka, "Bu krizden en çok Katar ekonomisi etkilendi ancak finansal fazlalığa sahip olmasından dolayı bu durumlara dayanabilmeyi başarmıştır." dedi.

Körfez krizinden Lübnan, Irak ve Ürdün ekonomilerinin de olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkati çeken Ucaka, "Adı geçen ülkeler, Suudi Arabistan topraklarını kullanarak Katar'a ürünler satıyordu. Krizle birlikte sınırlar kapatıldığı için bu imkan onlar için kapandı." diye konuştu.

- Katar bütçesindeki açık arttı

Petrol Piyasaları Uzmanı Ahmed Kerem, Körfez krizinde en belirgin ekonomik etkinin Katar'ın ithalat ürünlerinin maliyetlerinin yükselmesi olarak ortaya çıktığını söyledi. Bunun genel bütçenin yükünü artırdığını belirten Kerem, ancak ek yükün güzel bir şekilde absorbe edildiğini vurguladı. Katar bütçesi, 2017 üçüncü çeyrekte 3 milyar dolar açık kaydederken, 2016'nın aynı döneminde 217 milyon dolar açık vermişti.

Petrol fiyatlarındaki iyileşmenin Körfez ülkelerindeki bütçe açıklarını kapatmaya büyük destek olduğunu belirten Kerem, krizin başında 49,47 dolar olan brent petrol fiyatının yaklaşık yüzde 26 artışla 67 dolar seviyelerine yükseldiğini kaydetti.