Webtures CEO’su Kaan Gülten tüketicilerin yoğun mesaj bombardımanına tutulduğu çok kanallı iletişim dünyasında bir markanın fark edilmek ve arzu uyandırmak için hedef kitle ile duygusal bir ilişki kurması noktasında lovermark marketing kavramının önemli bir konumda olduğunun altını çizdi.

Tüketicilerin markalara duyduğu duygusal bağlılığı ifade eden Lovermark Marketing, son zamanların en popüler ve etkili pazarlama trendleri arasında yer alıyor.

Webtures CEO’su Kaan Gülten, tüketicilerin yoğun mesaj bombardımanına tutulduğu çok kanallı iletişim dünyasında bir markanın fark edilmek ve arzu uyandırmak için hedef kitle ile duygusal bir ilişki kurması noktasında lovermark marketing kavramının önemli olduğunu vurguladı.

“Markaların hedef kitle ile sadık bir bağ kurabilmesinde duygulara yatırım yapmaları günümüzde büyük önem taşıyor” diyen Gülten, “Hedef kitleyi duygulara göre gruplandırmak, onlarla en iyi bağı kurmak adına önemli bir husus. Her platformun kullanım amacı ve motivasyonu farklı olduğu için platformun amacına uygun, zamana ve motivasyona yönelik bir kurgu gerekiyor. Markalar, deneyimlemiş bir müşterinin duygusunun en büyük değerlerin daha da üstünde olacağını unutmamalı. Fiyat için mi tercih edilmek yoksa marka sadakati için mi? Sosyal medyadaki bir görseli beğenmeyi, yorum yapmayı, paylaşmayı sağlayan duyguların bir temeli var. Tüketicilerin bazen fiyatı önemsemeden satın alma eyleminde bulunmalarında markayı kendileriyle özdeşleştirmelerinin bir nedeni var. Markaların en yüksek bütçeli reklamları bile tüketicileri cezbetmeyebiliyor. Tüm bu kararlarda Lovemark Marketing etkin rol oynuyor. Tüketicilerin yüzde 45’i güven duyduğu, yüzde 25’i ise en iyi fiyatı veren kanaldan ürününü alıyor” diye konuştu.

“Markalar lovemark marketing yatırımlarına ağırlık vermeli”

Kaan Gülten, markaların son trend lover marketing anlayışına ağırlık vermeleri gerektiğinin söyleyerek, “Ölçümlenemeyecek her yatırımın vizyon işi olduğu bilinen bir gerçek Bir reklam kampanyasının tıklanma oranı, görüntülenme oranı, satışa dönüşme oranı ve dönüşüm başı maliyeti ölçülebilse de pazarlamadaki görselin, kullanılan dilin, renklerin ve iletişim şeklinin karşı tarafa verdiği güven duygusu, keyif hissi, oluşturduğu cazibeyi ve bıraktığı hayranlığı ölçmek mümkün olmuyor. Markalar ölçümlenebilecek yatırımların yanında asıl büyümeyi ölçümlenemeyecek olana, yani duygu ve hislere yatırım yaparak yakalamaları önem kazanıyor. Bundan dolayı ölçümlenemeyecek her yatırımın vizyon işi olduğunu unutmamak gerekiyor. İnsanlar markaların onlara ne söylediğinden çok onlara ne hissettirdiklerini hatırlıyor. Müşterilerin ürünlerini pazarlayacağı bir süreci inşa etmenin tek yolu olan Lovemark Marketing duygulara odaklandığı için daha başarılı sonuçlar almayı sağlıyor. Yapay zeka veriye odaklanırken, lovermark marketing ise duygulara odaklanıyor. Yapay zeka kavramı son yıllarda her alanda olduğu gibi dijitalde de yıkıcı bir etkiyle hayatımıza girmeye başladığı bilinen bir gerçek. Geçmişteki birçok veriden yola çıkarak geleceğe yönelik bir öngörüde bulunuyor. Tamamen sayısal ve istatistiki bir yol izlese de duygular, rakamlar gibi net ölçülemiyor. Bazen bir duygusal değişimin etkisi yıllar sonra ortaya çıkabiliyor. Bu sebeple lovemark marketing yapay zekanın dijital pazarlamadaki dönüşümde etkisini gösteremediği belki de tek alan olarak kalacak. Bundan dolayı markaların lovermark marketing yatırımlarını hızlandırması ve tüketiciler ile arasındaki duygusal bağları güçlendirmesi satışları ve karlılığı artıracağı gibi markaya olan sadakatin pekişmesinde de önemli rol oynayacak” ifadelerini kullandı.