Türkiye’de "Emek maliyetinin azaltılması ve emek piyasası esnekliğinin artırılmasına yönelik reformların son derece sınırlı olduğu" öne sürülürken, orta öğretimin geri durumda bulunduğu belirtildi.

OECD’nin üye ülke ekonomileri konusunda tavsiyeleri ile reformlar konusunda kaydedilen gelişmelere yer verilen 2005’ten bu yana yayımlanan, "Going for Growth (Büyümeye Geçiş) 2010" raporu tanıtıldı.

Kıdem tazminatlarını kaldırın, erken emekliliği özendirmeyin Raporun Türkiye’ye ayrılan bölümünde ekonomik-toplumsal göstergelere göre saptanan, ekonomik toparlanmayı hızlandıracak önlemlere yardımcı olabilecek "acil öncelikler" şöyle sayıldı:

"-İstihdamı koruma mevzuatında reform yapın:

Tavsiyeler: Kayıtlı sektörde istihdamın korunmasını, hem kıdem tazminatlarında reforma giderek hem de geçici işçiliğin kolaylaştırılması suretiyle rahat hale getirin.
Atılan adımlar: 2009 yılında işgücü ajansları geçici işçi hizmeti sunumu konusunda yetkilendirildi.

Üretim piyasasıyla ilgili düzenlemeleri basitleştirin:

Tavsiyeler: Üretim piyasası düzenlemelerini, özellikle sektörel lisanslama kuralları alanında daha verimli ve etkin hale getirin. Ağ endüstrilerde (örneğin; enerjide, üretim, iletim, dağıtım vs sektörler) daha büyük rekabeti teşvik edin.
Atılan adımlar: Rekabet Kurulu enerji sektöründeki rekabet koşullarına ilişkin 2008 yılında bir araştırma yapmıştır.

Kayıtlı sektör işçileri için erken emeklilik teşviklerini azaltın:
Tavsiyeler: Erken emeklilik için teşvikleri azaltın ve genç emekliler için bir sağlık sigortası getirin. Emekli işçilerin kıdem tazminatı haklarını kaldırın. Atılan adımlar: Herhangi bir adım atılmamıştır."
OECD daha önceki raporlarında da Türkiye’deki kıdem tazminatı uygulamasının kaldırılması gerektiğini savunmuştu.

Eğitim piyasanın ihtiyaçlarını karşılamalı

Raporda uzun yıllara yayılan ve aşamayla gerçekleştirilen reform önerileri de yer alıyor. Türkiye’de eğitimin iyileştirilmesi bölümünde, zorunlu eğitim kurallarının tamamen uygulatılması, müfredatın istihdam piyasası ihtiyaçlarına göre revize edilmesi, eğitimde düşük öncelikli bölgelerden yapılacak kesinti aracılığıyla eğitim harcamalarının artırılması, okullara öğrenci sayısı temeline göre fon ayrılması ve okullara daha fazla yönetimsel sorumluluk tanınması önerileri yapıldı.
2005’te daha çok kız öğrencinin okula gönderilmesi için bir kampanya başlatıldığı, 2006’da ilk ve orta öğretimde müfredatın önemli biçimde değiştiği de "Atılan adımlar" bölümünde sayıldı.
Raporda orta öğretime devam ve başarı açısından Türkiye’nin OECD ülkelerinden geri durumda bulunduğu belirtildi. Buna göre 2003 yılında Türkiye’de ortaöğretimin üst bölümüne devam eden 25-34 yaş arası nüfusun oranı yüzde 35 iken, 2007 yılında ise oran yüzde 39’a çıktı. 19 Avrupa Birliği ülkesi içinde ise bu oran 2003’te yüzde 77 iken, 2007 yılında yüzde 80’e yükseldi.

Ortalama ücret ile asgari ücret farkını yükseltin

OECD Türkiye için, "Asgari ücretin, ortalama ücrete göre daha düşük tutulması" tavsiyesinde bulunurken emek üzerindeki vergi takozunda, özellikle düşük kazançlılarda kesinti yapılmasını önerdi. Emeğin asgari maliyetinin azaltılmasıyla ilgili atılan adımlar, "2007’de düşük gelirli işçiler için bir gelir vergisinde kolaylık getirildi. 2008’de sosyal güvenlik katkı payları genç ve kadın işçi istihdamında ilk yıllar, diğer işçilerde ise için ise daha sınırlı ölçüde indirildi. Hazine yeni işçilerin sosyal güvenlik katkı paylarının bir bölümünü 2009’da ödedi" şeklinde sayıldı.

Kamu mülkiyetinin azaltılması

OECD Büyümeye Geçiş 2010 raporunda 2005 yılından bu yana, kamu mülkiyeti alanında yapılan tavsiyeler ve gerçekleşmeleri şöyle yansıtıldı:
"-Kamu mülkiyeti kapsamını daraltın (2005):
Tavsiyeler: Ulusal enerji, telekomünikasyon, ulaşım ve bankacılık girişimlerinin özelleştirilmesini, yabancı mülkiyet önündeki engelleri kaldırarak kolaylaştırın.
Atılan adımlar: Yabancı mülkiyet üst sınırı kaldırıldı ve/veya muafiyet getirildi ve özelleştirme ihaleleri 2006 yılında telekomünikasyon, petrol rafinericiliği ve petrokimya firmalarında yabancı yatırımcıların denetim hisselerini ele geçirmeleri sonucuna yol açacak şekilde yabancılara açıldı."
2005’ten itibaren Türkiye için incelenen "Ana kamu hizmetlerinde sonuca odaklı bütçeleme uygulayın" alanında bu raporda da "Adalet, eğitim ve sağlıkta sonuca odaklı bütçe uygulanması" tavsiyesi yer aldı. Atılan adımlar kısmında ise "2006’da sonuca odaklı bütçeleme kullanımı gerektirecek yeni bir kanun uygulamaya konuldu, ne var ki şu ana değin sınırlı pratik etkisi görüldü" ifadesi yer aldı.

Raporda diğer saptamalar

OECD raporunda Türkiye ile ilgili diğer saptamalardan bazıları da şöyle:


"-Türkiye’nin OECD ülkeler grubunun üst yarısıyla arasındaki gelir farkı 2000’lerde daralmaya başlamış, ancak yine de düşük emek verimliliği ve emek kullanım düzeyinin yansıması olarak bir hayli büyük kalmıştır.
-Anahtar öncelikli alanlarda özel girişimler bürokratik yüklerde azaltmaya gidilerek kolaylaştırılmıştır. Büyük ölçekli özelleştirmeler kamu mülkiyeti kapsamını daraltmış ve doğrudan yabancı yatırım teşvik edilmiştir. Ancak emek maliyetinin azaltılması ve emek piyasası esnekliğinin artırılmasına yönelik reformlar son derece sınırlı olmuştur."(anka)