İSTANBUL (AA) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Kahraman askerlerimiz, Zeytin Dalı Harekatı’nda, Afrin’e doğru ilerliyor. Ama içerideki veya dışarıdaki bir kısım kendini bilmezler, bazı münafıklar, sanal ortamda, sosyal medyada, montajlar yaparak, askerlerimizin sivillere saldırdığını iddia ediyorlar. Bu klavye şovmenlerinin yatacak yeri yoktur.” dedi.

Özlü, Bilişim Sanayicileri Derneği’nin (TÜBİSAD) “Türkiye’nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü” Raporu tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bölgesel güç ve küresel oyuncu olmanın yolunun ülkenin kendi kaynaklarına dayanmasından, kendi ayakları üzerinde durmasından geçtiğini belirtti.

Bu gerçekten hareketle, hükümetin her alanda yerli ve milli üretim atılımını başlattığını ifade eden Özlü, şunları kaydetti:

“İnsan kaynağı, altyapı ve kapasite olarak bunu yapabilecek konumdayız. Bizim yapmamız gereken bakış açımızı değiştirmek, kendimize güvenmek, biz yapabiliriz demek, yerli ve milli üretim için var olan potansiyeli harekete geçirmektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncü rolüyle bu iddiayı ortaya koyduk. Her alanda yerli ve milli üretim hamlesini başlattık. Çok kısa zamanda, önemli mesafeler kat ettik. Bugün Afrin operasyonunda, kahraman Mehmetçiğimizin kullandığı silah ve mühimmatların büyük bölümü, yerli ve millidir. Sadece savunma sanayimizde değil, ithal edilen pek çok ara malın üretim sürecini de artık yerlileştiriyoruz. Bundan böyle üretim odaklı, üretim esaslı bir yerlileştirme politikasını takip edeceğiz. Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yerlileştirme Yürütme Kurulu, Hükümet olarak bu anlamda attığımız çok önemli bir adımdır. İlgili bakanlıklarımızla birlikte yerli üretimde ortak akıl oluşturuyoruz.”

Özlü, yurt içi sanayinin, uluslararası pazarlara entegre olarak geliştirilmesini sağlayacaklarını anlatarak, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin sanayi ve ihracattaki payını artıracaklarını dile getirdi.

Bakanlık olarak 1000 Ürün 1000 KOBİ ve Stratejik Ürün Destek programları ile yerli üretimi her alanda desteklediklerini vurgulayan Bakan Özlü, “Hükümet olarak da bakanlık olarak da biliyoruz ki ancak gerçek anlamda kendi üretimimizle güçlenir ve büyürüz.” dedi.


- “Bilgiyi ve teknolojiyi yerlileştirmek zorundayız”


Özlü, yerlileşme programının son derece iddialı olduğuna dikkati çekerek, “O iddia bölgesel lider, küresel oyuncu olma hedefine kilitlenmiş Türkiye’nin iddiasıdır. Bu iddia, bizim sadece sanayide değil, zamanın ruhuna uygun bütün alanlarda, atılım yapmamızı zorunlu kılan bir iddiadır. Zamanın ruhu teknolojik atılımını yapmış, bilişim altyapısını güçlendirmiş, dijital dönüşümünü tamamlamış bir ülke olmamızı gerekli kılıyor. Emek yoğun üretimin, yerini bilgi ve teknoloji yoğun üretime bıraktığı bir ortamda, bilgiyi ve teknolojiyi yerlileştirmek zorundayız.” diye konuştu.

Dördüncü sanayi devrimi dalga dalga yayılırken, bu devrimin gerçekleri olan bilgi, iletişim ve otomasyon dünyasından geri kalınamayacağını belirten Özlü, sözlerine şöyle devam etti:

“Dünyanın kuralları dijital yazılırken, politika ve stratejilerimizi dijital dünyanın kurallarına göre güncellemek durumundayız. Siber orduların, konvansiyonel ordulardan çok daha caydırıcı bir güç haline geldiği günümüzde, eğer yerli ve milli siber ordularımızı oluşturamazsak, gerçek anlamda bir iddia ortaya koyamayız. O yüzden Türkiye, dijital atılım stratejisinde hızla yol alacak ve bir an önce dijital dünyaya damgasını vuracaktır. Dijitalleşen ve küreselleşen dünyada, artık algı operasyonları, askeri operasyonların önüne geçmiş durumda. Bu operasyonların ana üssü artık bilişimdir, medyadır. Ortalara saçılan kirli bilgiler, dijitalleşen dünyada, hızla yayılmakta ve önlem alınmazsa gerçeğin yerine geçmektedir. Bunun örneklerini geçmişte de gördük, bugün de görmekteyiz. Bunun en çarpıcı örneğini FETÖ ihanetinde yaşadık. FETÖ, ihanet ağını medya ile genişletti. Hain emellerine ulaşmak için medyayı, sanal alemi ve teknolojiyi çok etkin bir şekilde kullandı. Şükürler olsun ki bu çetenin hain girişimleri püskürtüldü. Fakat algı yönetimi, psikolojik savaş silahı olarak kullanılmaya devam ediyor.”

Özlü, örneğin tarihi boyunca masum tek bir insanın kanını dökmemiş kahraman Mehmetçiğin, Zeytin Dalı Harekatı’nda, sivilleri katlettiği yönünde kara propagandaların yapıldığına dikkati çeken Özlü, “Kahraman askerlerimiz, Zeytin Dalı Harekatı’nda, Afrin’e doğru ilerliyor. Ama içerideki veya dışarıdaki bir kısım kendini bilmezler, bazı münafıklar, sanal ortamda, sosyal medyada, montajlar yaparak, askerlerimizin sivillere saldırdığını iddia ediyorlar. Bu klavye şovmenlerinin yatacak yeri yoktur. Bu trol sürüsüne diyoruz ki Türk askeri dünya yıkılsa, masumun, sivilin, kadının, çocuğun ve yaşlının kanına girmez. Kendi canını verir ama masuma dokunmaz. O yüzden gerçeğe sahip çıkıp doğru olanı hep birlikte yönetemezsek, birileri bu gücü ihanetleri için yönlendirecektir. Buna izin vermeyeceğiz.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin önde gelen bilişimcilerine, dijital liderlerine seslenen Bakan Özlü, bu kara propaganda ile bu kirli tezgahla mücadele edilmesi, Türkiye’nin haklı ve meşru duruşunun, ellerindeki tüm teknolojik imkanları kullanarak, dünyaya duyurmaya devam edilmesi gerektiğini kaydetti.


- “Bilgi ve iletişim sektörümüzün büyüyüp güçlenmesi bizim için milli güvenlik meselesi”


Özlü, bugün ele alınan Türkiye’nin dijital atılım stratejisinin, son derece yerinde ve hayati bir konu olduğunu ifade ederek, “Bilgi ve iletişim sektörünün büyütülmesi, ilgili sektörlerde artı değer oluşturulması, ekonomik açıdan paha biçilemezdir. Ama diğer taraftan bilgi ve iletişim sektörümüzün büyüyüp güçlenmesinin, bizim için milli güvenlik meselesi olduğunu da unutmamanız gerekiyor.” dedi. Bilişime ve dijitalleşmeye, sadece ekonomi penceresinden bakılamayacağını aktaran Özlü, şunları anlattı:

“Bilgi ve iletişim sektörümüz büyüdükçe, bu alanlardaki yerlilik oranımız arttıkça, milli güvenliğimiz daha da pekişecektir. Çağımızın dinamosu, bilgi ve iletişim sektörüdür. Bu sektörlerin ekonomimiz, sanayimiz ve üretimimiz için oluşturduğu katma değer çok büyüktür. Unutmayalım ki ekonomi güven ister, istikrar ister, sağlam duruş ister. Bunların hepsi başı dik, kendi kaynaklarından beslenen, zamanın ruhunu anlayan ve ona göre pozisyon alan bir Türkiye ile mümkündür. Bakanlığımız öncülüğünde kurulan, Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu çalışmalarına devam etmektedir.

Bu platformda, kamu kurumu temsilcileri, iş dünyası temsilcileri, STK’lar, üniversiteler, araştırma kurumları ve bağımsız uzmanlar yer almaktadır. Platform; TOBB, TİM, TÜSİAD, MÜSİAD, YASED ve TTGV başkanlarının üyesi olduğu icra kurulundan oluşmaktadır. Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu, ülke sanayimizin dijital dönüşümüne ilişkin her türlü politika ve stratejiyi oluşturmak için gerekli çalışmaları yürütüyor. Sanayide Dijital Dönüşüm Yol Haritamızı yakında sizler ile paylaşacağız.”


- “Reel sektörle bilişimi buluşturacak çok daha fazla platforma ihtiyaç var”


Bakan Özlü, artık bilişimin stratejik bir sektör olduğunu vurgulayarak, Türk sanayisinin bilişimle büyüyebileceğini, reel sektörle bilişimi buluşturacak, bunların eşgüdümünü sağlayacak çok daha fazla platforma ihtiyacın bulunduğunu aktardı.

Kamunun, şirketlerin, bilişim ve yazılım sektörünün çok daha fazla proje üretmesi gerektiğine işaret eden Özlü, “Bütün sektörlerin, özellikle bilişimden ve yazılımdan beklentileri çok yüksektir. Bu beklentileri karşılayacak ortak bir akıl, ortak bir vizyon ve ortak bir inançla hareket etmeliyiz. Bizler bakanlık ve hükümet olarak, bu eş güdüm kanallarını sonuna kadar açık tutmaya devam edeceğiz.” dedi.

Özlü, bilişimin ve dijital dönüşümün en büyük sermayesinin insan olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin dinamik nüfusunun bilişimde, yazılımda ve teknolojide en büyük potansiyeli oldunu kaydetti.

Gençlere, dijital değişimi yakalayacakları, katma değeri yüksek beceriler kazandırmak zorunda olduklarını anlatan Özlü, bu toplantının, Türkiye’nin bilişim ve dijital dönüşümü için önemli bir adım olmasını diledi.