Yeni kurulan işletmelerin ve genel olarak işyerlerinin ödemesi gereken birtakım vergiler vardır. Bunlar süreleriyle birlikte;

Damga Vergisi: Maliye Bakanlığınca belirlenen mükellefler, kurum ve kuruluşlar tarafından bir ay içinde düzenlenen kağıtların vergisi, ertesi ayın yirminci günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve yirmi altıncı günü akşamına kadar ödenmektedir.

Muhtasar Beyanname: İster şahıs işletmeleri olsun ister şirket olsun işverenler vergi kesintisi yapmaya sorumlu tutuldukları işlemleri için muhtasar beyanname vermek zorundadırlar. On kişiden az işçi çalıştıran işyerleri vergi dairesini bilgilendirmek şartıyla üç ayda bir muhtasar beyanname verebilirler. İlgili aya ilişkin Muhtasar Beyanname izleyen ayın 23. gününe kadar beyan edilip 26. gününe kadar ödenir.

Katma Değer Vergisi Beyannamesi: Şahıs işletmeleri ve şirketler her ay KDV beyannamesi vermekle yükümlüdürler. KDV bir tüketim vergisidir ve işlem üzerinden hesaplanarak fatura üzerinde gösterilir. İşlemin türüne göre KDV %1, %8 ya da %18 oranında olabilir. İlgili ayın KDV Beyannamesi izleyen ayın 24. günü akşamına kadar beyan edilip 26. günü akşamına kadar ödenmelidir.

Geçici Vergi Beyannamesi: İşletmelerin ya da şirketlerin mali kar/zarar durumları Geçici Vergi  Beyannamesi ile üçer aylık dönemlerde beyan edilir. Gelir Vergisi mükellefleri için geçici vergi oranı %15, kurumlar vergisi mükellefleri içinse geçici vergi oranı %20’dır. Geçici Vergi üç aylık dönemlerin kapanmasını izleyen ikinci ayın 14. günü akşamına kadar beyan edilir ve 17. günü akşamına kadar ödenir.

Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi: Şahıs işletmeleri gelir vergisi mükellefi olarak her yıl 25 Mart’a kadar bir önceki yılın mali kar ya da zararını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ederler. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ilk taksiti mart ayı sonuna kadar diğer taksiti ise temmuz ayı sonuna kadar olmak üzere iki taksit halinde ödenir.

Vergi Usul Kanunu’na göre, vergi borcunun doğması için birtakım hâl ve şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Devletin vergi alacağının yani karşı taraftan bakıldığında mükellefin vergi borcunun doğması için, verginin konusu ile mükellefi arasında, kanunun aradığı şartların ve ilişkinin oluşması gerekir. Bu ilişkiye vergiyi doğuran olay denilmektedir. Yine vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi vergilemenin sona ermesi bakımından yeterli değildir. Vergilendirme süreci denilen ve dört aşamadan oluşan sürecin tamamlanması gerekir.

Buna göre, vergilerle ilgili olarak dikkat edilmesi gerekilen birtakım hususlar vardır:

- Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Ayrıca kamu görevlilerince yapılan adlî ve idarî soruşturmalar ile ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmamaktadır.

- Gelir Vergisi mükellefleri sermaye şirketleri her yıl mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı almak zorundadırlar.

- Beyanneme, vergi borçlarının tutarını hesaplamak için mükellefler tarafından, vergi kanunlarında belirlenen dönemlerde vergi dairelerine iletilen yazılı bildirilerdir. Beyannameler kâğıt üzerine veya E-Beyanname olarak düzenlenebilir. Her mükellefin, verginin türüne göre beyanname sorumluluğu bulunmaktadır. Beyanname verilmediği taktirde Vergi Usul Kanunu 353. Maddede belirtilen özel usulsüzlük başlığı altında; her bir belge için 240 Türk lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmektedir. Yine ayrıca;

- Özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburiyetleri yerine getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu mecburiyetleri yerine getirmeleri bildirilir. Verilen sürede bu zorunlulukların yerine getirilmemesi halinde yukarıda yazılı özel usulsüzlük cezaları bir kat artırılarak uygulanır.

- Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak şartıyla işleme konu tutarın %5'i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir. Lakin bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 1 Ocak 2020'den itibaren 1.800.000 TL'yi geçmemelidir.

- Elektronik ortamda beyanname verilmesi zorunluluğuna uyulmaması durumunda kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası, beyannamenin yasal süresinin sonundan başlayarak elektronik ortamda 30 gün içinde verilmesi halinde 1/10 oranında, bu sürenin dolmasını takip eden 30 gün içinde verilmesi halinde ise 1/5 oranında uygulanır.

- Beyannamenin kâğıt ve elektronik ortamda hazırlanmasının yanı sıra, kanunda düzenlenen dönemlere de dikkat edilmelidir. Zira vergiler belli dönemlerle beyan edilmektedir. Bazıları her ay verilir iken bazıları 3 ayda bir verilmektedir, bazıları ise yıllık olarak düzenlenmektedir. Her dönemin sorumluluğu o dönemle sınırlı kalmaktadır.

- Beyanname düzenlendikten sonra, mükellefe vergi dairesine iletilen beyannameler karşılığında tahakkuk fişi verilir. Kendisine verilen tahakkuk fişiyle mükellef bağlı olduğu vergi dairesine borcunu öder. Tahakkuk fişinde verginin son ödeme tarihi yazılmaktadır. Belirtilen tarihlerde ödenmeyen vergilere gecikme faizi uygulanır. Vergi miktarının çok yüksek olması durumunda veya tarihinde ödenmeyen vergi borcu için vergi dairesi tarafından mükellefin banka hesabına bloke konulabilmektedir.

- Mükellefin, kendisine tahakkuk ettirilen vergisini ödememesi durumunda bağlı bulunduğu vergi dairesi tarafından kendisine ödeme emri tebliğ edilir. Mükellef kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 7 gün içerisinde itiraz edebilir akabinde dava açabilir. Verginin tahakkuku ve cezanın kesinleşmesi için geçmesi gereken vergi mahkemesinde dava açma süresi; mükellefin bilinen adresinde tebligat yapıldığı hallerde tebliğ tarihinden, aksi halde tutanakla tespit olunan ilan tarihinden itibaren başlamaktadır. Davanın açılması ve görülmesi sonucunda verilen kararda borcu kesinleşirse mükellef o borcu ödemek zorundadır. Borcun haksız olduğu veya yanlış bir mükellefin hanesine yazıldığı anlaşılırsa, mahkeme kararı ile borç silinir.

- Vergi Usul Kanunu 122. Maddesine göre mükellefler, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilirler. Vergi dairesinin ilgili servisi düzeltme talebini kendi mütalaasını da ilave ederek, düzeltme merciine gönderir. Düzeltme mercii talebi yerinde gördüğü takdirde, düzeltmenin yapılmasına ilişkin karar oluşturur, talebi yerinde görmediği takdirde, keyfiyet düzeltmeyi isteyene yazı ile tebliğ olunur. Yaptıkları düzeltme talepleri reddedilenler, şikâyet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler.

- Bir mükellef şahsın veya şirketin kanundaki vergi sorumluluklarını zamanında yerine getirmemesi veya eksik getirmesi sonucunda vergi ziyaı cezası meydana gelmektedir. Aynı şekilde şahsi, medeni hal veya aile durumu hakkında yanlış veya eksik beyanda bulunarak vergi durumunda değişiklik yapılması da vergi ziyaı cezası kapsamına girmektedir. Vergi Usul Kanunu Madde 344’e göre vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler, ilgili evrakları tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlara üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak vergi ziyaı cezası kesilmektedir.

- Yine mükellef borcunu ödeyerek uzlaşmak isteyebilir. Uzlaşma hususu Vergi Usul Kanunu 376. Maddesinde ve devamında Ek Madde 1’de düzenlenmiştir. Uzlaşmak isteyen mükellef, vergi ceza ihbarnamelerinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde, vergi dairesine kendisi veya vekili aracılığı ile bir dilekçe vererek, vergi ve cezayı Vergi Usul Kanunu’nun 376. maddesine göre, vadesinde ödeyeceğini belirtebilir. Böyle bir durumda vergi ziyaı cezasının birinci defada yarısı indirilir. Daha sonra gelen cezaların da 1/3’ü indirilir. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında ise, her defasında 1/3’ü indirilir.

- 17.11.2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” vergi borçlarını yeniden yapılandırmış ve kolaylık olması açısından 2021 Ocak ayı itibari ile ödeme süresi öngörülmüştür. Buna göre; Hazine ve Maliye Bakanlığı'na, Sosyal Güvenlik Kurumu'na, gümrük müdürlüklerine, belediyelere, özel idarelere gibi kurumlara ödenecek vergi borçları, gelir, kurumlar, katma değer vergisi, özel tüketim, motorlu taşıtlar, gümrük vergileri, emlak, çevre temizlik vergileri ve onlara ilişkin ceza- faizler, öğrenim kredisi borçları ve daha birçok çeşit vergi türlerine ait vergi borçlarının yapılandırılması düzenlenmiştir.

Avukat Elvan KILIÇ