Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, mayısa kadar programla ilgili olarak Uluslararası Para Fonu (IMF) ile herhangi bir görüşme olmayacağını bildirerek, ''4. madde gözden geçirmesi çalışmalarından sonra IMF ile nasıl bir çerçeve yürüteceğimizi de o gün hesabını kitabını yapıp, o günkü şartlara göre kararımızı vereceğiz'' dedi.

Babacan, Türkiye-Kore İş Forumundan çıkışında gazetecilerin IMF'ye ilişkin sorularını yanıtlarken, ''IMF ile stand-by görüşmelerini tamamen sonlandırdığı anlamına geliyor mu?'' sorusuna, Hazine Müsteşarlığından yapılan açıklamada, durumun ne olduğunun ve sürecin nasıl işleneceğine ilişkin detayların ortaya konduğunu söyledi.

IMF'ye üye olan her ülkenin ortalama yılda bir defa 4. madde çerçevesinde gözden geçirme yaptığını hatırlatan Babacan, bunu Türkiye'nin en son 2007 Mayıs ayında yaptığını ve raporunun 2007 Kasım ayında açıklandığını belirtti.

Babacan, şöyle dedi:

''Uzun süre geçtiği için ve çalışma takviminden sarktığı için çalışmaya artık biran önce yapma kararını aldık ve dün akşam yaptığımız telefon görüşmelerinde bunun için ideal zamanın mayıs başı olacağı konusunda mutabakata vardık. Yani IMF'nin bahar toplantıları var nisan sonunda... Bahar toplantılarının hemen arkasından bir heyetin Türkiye'ye gelip bu çalışmaları yapması konusunda da mutabık kaldık. Şimdi bundan sonra bütün ilgimiz yoğunluğumuz artık 4. madde gözden geçirmesi çerçevesinde olacak. Bizim o tarihe kadar, mayısa kadar programla ilgili herhangi bir görüşmemiz söz konusu olmayacak. 4. madde gözden geçirmesi çalışmalarından sonra IMF ile nasıl bir çerçeve yürüteceğimizi de o gün hesabını kitabını yapıp, o günkü şartlara göre kararımızı o gün vereceğiz.''

Ali Babacan, ''Bugün ile mayıs arasındaki tarihte artık programla ilgili görüşmeler olmayacak. Tamamen görüşmelerimiz çalışmalarımız artık 4. madde çerçevesinde gözden geçirme heyetiyle yapacağımız gündeme yoğunlaşacak. mayıs ayından sonra ne olacağı konusunda bugünden bir şey söylemiyoruz'' diye konuştu.

***

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin IMF ile bir anlaşma yapma mecburiyeti bulunmadığını, Türkiye ekonomisinin bu dönemde kendi politikalarıyla güçlü bir şekilde devam edebildiğini ortaya koyduğunu belirterek, ''Eğer bir anlaşma yapsaydık, bu anlaşma mevcut tabloyu büyüme noktasında biraz daha iyi bir noktaya götürebilecek bir anlaşma olabilirdi'' dedi.

Türkiye-Kore İş Forumunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, Türkiye'nin pek çok ülkeden farklı olarak kendi çıkış stratejisini açıklamış ve fiilen de uygulamaya başlamış olduğunu anımsatarak, geçen sene için koyulan hedeflerden daha iyi bir noktaya ulaşıldığını, 2010 yılında bugüne kadarki gelişmelerin de hedeflerden bir miktar daha iyiye doğru gidişi gösterdiğini belirtti.

Babacan, ''Orta vadeli program artık içeride ve dışarıda kendi güvenilirliğini sağlamış bir program. IMF olsa da olmasa da bizim uygulamamız bundan sonra 6 aydır olduğu gibi kendi orta vadeli programımız çerçevesinde devam edecek'' dedi.

Stand by görüşmelerine ara verilmesinin nedenine ilişkin bir soru üzerine Babacan, şunları kaydetti:

''Burada önemli olan Türkiye'nin bundan sonra kendisi için ne yapacağıdır. Türkiye nasıl 2 yıldır bir IMF programı olmadan ama IMF ile yakın bir istişare ile kendi programını götürdüyse, bundan sonraki dönemde de bu şekilde yürüyebilir. Dünyadaki, Türkiye'deki şartlara bakarak bundan sonraki dönem için de her hafta, her ay durum değerlendirmesi yaparak devam ederiz. Dünyanın bu kadar önemli bir krizden çıkma aşamasında olduğu, her gün, her hafta, her ay projeksiyonların revize edildiği, dünya ile ilgili beklentilerin yeniden gözden geçirildiği bir ortamda çok uzun vadeli bağlayıcı şeyler söylemeyi ben bugün itibariyle doğru görmüyorum.''

Normalde bir ülke zor duruma düştüğünde IMF anlaşması yapıldığını ancak Türkiye için böyle acil bir durum bulunmadığını vurgulayan Babacan, ''Bizim IMF ile bir anlaşma yapma konusunda bir mecburiyetimiz yok. Türkiye ekonomisi çok şükür bu dönemde kendi politikalarımızla güçlü bir şekilde devam edebildiğini ortaya koymuş durumda. Bunu herkes artık teyit ediyor. Bu Türkiye için acil bir ihtiyaç, bir mecburiyet değil. Eğer bir anlaşma yapsaydık bu anlaşma mevcut tabloyu büyüme noktasında biraz daha iyi bir noktaya götürebilecek bir anlaşma olabilirdi ama tabii bunun çerçevesi önemlidir'' diye konuştu.

-''BU BİR SÜRPRİZ DEĞİL''-

Görüşmelerin ufak bir detaydan dolayı sonuçlanmayabileceğini, ara verilebileceğini, aksayabileceğini daha önce de söylediğini hatırlatan Ali Babacan, ''Dolayısıyla bu beklenmeyen bir sonuç değil, bir sürpriz de değil'' dedi.

Babacan, bir gazetecinin ''IMF'nin açıklamasından kesin bu iş bitti gibi bir izlenim alıyoruz'' değerlendirmesi üzerine, ''Şu anda biz bir program görüşmesi yapmıyoruz. Dün akşam itibariyle bunların hepsini konuştuk. Çok yoğun bir telefon trafiği yaşadık, karşılıklı kararlarımızı verdik, açıklamamızı biz yaptık çünkü bu bizim kararımız. Bizden 3 saat sonra da onlar kendi açıklamasını yaptı'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin artık kendisine güvenmesi gerektiğini ve bunu sadece söylemle değil uyguladığı politikalarla da göstermesi gerektiğini söyleyen Babacan, ''Teknik olarak, 4. madde görüşmeleri stand by anlaşması gereğine dönüşebilir mi?'' şeklindeki soruyu, ''Stand by anlaşması IMF'ye üye 192 üyenin tümü için sürekli açık olan bir kapı. Bu zaten her aşamada gündeme gelebilecek bir konu ama bugün için artık bizim gündemimizde değil. Mayıs ayında yapacağımız gözden geçirme çalışmalarında tekrar bu tabloya bakacağız, Türkiye'ye, dünyaya bakacağız. Ondan sonrasıyla alakalı ne yapacağımıza o gün itibariyle karar vereceğiz. Bugün itibariyle baktığımızda mayıs sonrası için de bir standby gerekliliği yok, bir mecburiyet yok'' şeklinde yanıtladı.

aa