İnsanlar “en” olarak yer verilen şeylere daha fazla değer verir ve ilgi gösterirler. 
Bunun içindir ki yarışlar yapılır; en hızlı, en güçlü ve hatta en yavaş olan seçilir.

Biraz da gülmenin hakkımız olduğunu düşünerek, bir takım en’lere değinmek, öncelikle, futbolda “en” olarak derlenen ve internet sayfalarında kayda giren sözlere yer vermek istiyoruz.

Korner mi diye bakıyorum, hayır köşe vuruşuymuş (İ.Yasin)
Bence bu sezon en çok puan alan değil, en az puan kaybeden takım şampiyon olacak (İ.Üzülmez)
Çok tehlikeli bir noktadan korner kullanıyorlar (B.Karpat)
Maç bitti, hala gol yiyoruz sayın seyirciler.
Her takım eşittir ama üç büyükler daha eşittir (A.Çakar)
İki takım gol atamazsa maç berabere biter (Ö.Ürün)
Bunca yıllık futbol hayatımda şunu anladım ki, gol atmadan maç kazanılmıyor (H.Man)
Milan’ın kaka sı tehlikeli geliyor (E.Şen)
Hasan yıldızsa ben kuyruklu yıldızım (S.Yalçın)
Kaleci olmasa goldü (Turgay Şeren)
Casillas sahadaki en başarılı kalecilerden biri (Ö.Ürün)
Eğer milli takıma yabancı hoca alınacaksa, benim Alman vatandaşlığım da var (Çift vatandaşlığı olan Antrenör)
Futboldaki bu en’lerin dışında, insanlar en çok ve en az hangi konuları, neleri konuşurlar, hiç merak ettiniz mi ?
İnsanlar; en az buldukları ve en fazla özlem duydukları şeyi, en çok konuşurlar.
Ülkemizde “en çok konuşulan” konuların başında “hukuk ve adalet” gelmektedir. 
Çünkü ülkemizde en az rastlanan şey; hukuk, eşitlik ve adalettir.
Dolmuşda, otobüsde, kahvehanede, gazetelerde, televizyonlarda en çok konuşulan ve izlenen programlara bakınız, çoğunun adli konular olduğunu göreceksiniz.
En umulmayan yerde, en umulmadık kişiler bile öyle hukuk terimleri kullanıyorlar ki, insan şaşırıp kalıyor.
Geçen gün bindiğim taksinin şöförü; savcılık iddianamesi, mütalaa, anayasa üzerine öyle bir söylev verdi ki ağzım açık kaldı.
O kadar ki “milletçe hukukçu olduk” diyebiliriz. 
Ülkemiz, bir açık hava üniversitesine dönüştü.
Böyle olması da yersiz değil zira Türkiye’deki Hukuk Fakültelerinin sayısı 104’e ulaştı.
“En” olarak nerelerde yer alıyoruz, biliyor musunuz.
Avrupa’nın en büyük adliyesi bizde; Çağlayan Adliyesi,
Dünyanın en büyük adliyesi gene bizde, yılbaşında törenle açılacak; Anadolu Adliyesi,
Ve bunların hepsi de “Saray” yani Adliye Sarayı.
Artık “Adalet saraylarda dağıtılıyor.”
Avrupa’nın en büyük “mapushanesi” de bizde; Silivri Cezaevi, Ceza İnfaz Kurumları kampusü.
Bir yandan da yenilerinin yapımları devam ediyor.
Bir açık hava üniversitesine dönen ülke, bu yönü itibariyle de bir açık hava cezaevine dönüşüyor.
Üzerinde en çok oynanan ve en çok değiştirilen şey ise; Yasa’lar.
Yasalar, artık bir “yap boz” oyununa döndü.
Hangi yasa ne zaman değişti, ne gibi ek ve değişiklikler getirildi, hukukçular bile takip edemiyor.
Bu değişiklikler ile “ülkenin hukuk belleği silindi.”
Yıllardan beri yazılan hukuk öğreti kitapları, emsal mahkeme kararları çöpe atıldı.
Böylece, hukuk ve adalet, en az rastlanan ama en çok konuşulan konuları oluşturuyor.
En çok konuşulanların, en az rastlananlar olmasına karşın; “en az konuşulan” konuları ise; en fazla rastlanan olaylar oluşturur. 
Ülkemizde en az konuşulan, basın ve yayın organlarının en alt sayfalarında ancak yer alabilen konuların başında; işsizlik, zamlar, yolsuzluk ve terör gelmektedir. Zira artık bunlara  o kadar sık rastlanmaktadır ki, alışılan ve olağan hale gelen konular haline gelmişlerdir. 
Yeni bir yıla yaklaştığımız günlerde; en iyi günlerin, en iyi yılların, en iyi ülkenin sizin ülkeniz olmasını dileriz. İstediğiniz ve çalıştığınız takdirde,
Eninde sonunda olacaktır.


Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.