Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davasının tutuklu tek muvazzaf generali,  Genelkurmay  eski Adli  Müşaviri Hıfzı Çubuklu yargılama sonucu 9 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildi. Aldığı ceza, tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak hükümle birlikte tahliye edildi.

Bugün basında yer alan haberlere göre, ETÖ hükümlüsü Hıfzı Çubuklu tahliyesinden sonra yeni görevi olan Genelkurmay Başkanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü görevine başlamış. Şimdi ETÖ hükümlüsü Hıfzı Çubuklu’nun görevine dönüp dönemeyeceği tartışılıyor.

Her şeyden  önce masumiyet karinesi gereği Çubuklu hakkındaki hüküm kesinleşmediği için, 9 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış olsa dahi “suçludur” denilemez. Hükmün kesinleşme sürecini beklemek gerekir. Hüküm kesinleşince bunun yasal sonuçları infaz aşamasında uygulanacaktır.

Hükümlü  hakkında tutuklu yargılandığı sırada ilgili bakanlık olan Milli Savunma Bakanlığınca (MSB) “açığa alma işlemi” uygulanmamıştır.

“Açığa alma işlemi” idari bir işlem olup, muvazzaf subay ve generaller hakkında uygulanması MSB’nın takdirindedir.

TSK Personel Kanunu 65. Maddeye baktığımızda, bırakın mahkum olmayı veya tutuklanmayı, hakkında 5 yıl ve yukarı ağır hapis istemiyle Cumhuriyet Savcısı tarafından dava açılmış olması “açığa alma işlemi” uygulanması için yeterli görülmüştür.

Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalardan yargılanan, haklarında müebbet istenen sanıklar hakkında ilgisine göre MSB ve İçişleri Bakanlığı (jandarma yönünden) üç istisna dışında “açığa alma işlemi” uygulamamıştır. Kanun emredici olmayıp Bakanın takdir hakkı söz konusu olduğu için, açığa alma yönünde takdir kullanılmasına siyaseten söylenecek fazla bir söz yoktur. Hukuk açısından bakınca durum farklıdır ve ilgili bakanlığın ciddi bir sorumluluk altına girdiğini ifade etmeliyiz.

Tutuklama gibi “açığa alma işlemi” de bir tedbirdir. Hakkında idari, adli veya hem adli hem idari soruşturma başlatılan kamu görevlilerine isnat olunan suç, suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi ve delillerin varlığı, görevini aynen sürdürmesi halinde hakkında sağlıklı soruşturma yapılamayacağı kuşkusu, yetkili olduğu birimde delilleri gizleme, karartma, değiştirme ihtimali, emri altında çalışanlar üzerinde baskı oluşturarak doğru bilgi vermelerinin engellenmesi kuşkusu dikkate alınarak, tedbiren görevden uzaklaştırma/ açığa alma kararı verilerek soruşturmaya devam edilmektedir. Soruşturmanın selameti açısından bazen bu zorunlu olmaktadır.

İdari soruşturmayla birlikte adli soruşturma var ise, adli soruşturmadaki delillerden de yararlanılmaktadır. Şüpheli tutuklanmış ise, tutukluluk kararının idari makama bildirilmesi üzerine “açığa alma işlemi” uygulanmaktadır.

Bu uygulamada kamu görevlisinin aleyhine olduğu kadar lehine yönü de vardır. Zira tutukluluk süresince görevine gidemeyeceği için memuriyetten temelli ihracı gündeme gelecektir. Açığa alma işlemi uygulandığında ise, görev yerinden uzaklaştırılmakta ama yasal hakları devam etmektedir.

Hukuk penceresinden bakıldığında, haklarında 5 yıl ve daha yukarı hapis istemiyle dava açılan, tutuklu veya tutuksuz yargılamaları devam eden sanıkların görevlerinden açığa alınmamalarını hukuki bir temele oturtmak mümkün değildir.

Açılan davanın mahkumiyetle sonuçlanması açığa alma işleminin ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyan başka bir karinedir. Yargılama temyiz safhasında devam etmektedir. Onanması kadar bozulması da ihtimal dahilindedir. Bu aşamada açığa alma işleminin uygulanmaması ve ETÖ hükümlüsünün görevine devam ettirilmesi, yargı sürecinde toplanan deliller, tutuklama ve tahliye gerekçelerinin idari mercilerce hiç dikkate alınmadığından öte Ergenekon sanıklarına destek anlamına gelen bir idari tasarruf olacaktır.

Hıfzı Çubuklu’nun göreve dönmesiyle gündeme gelen bu konu Milli Savunma Bakanlığının sorumluluğundadır. Kaderin cilvesine bakın ki, Çubuklu Adli Müşavir iken haftalık basın toplantısında kendisine tutuklu askerlerin açığa alınma konusu sorulmuş, kendisi de hukukçu olan Çubuklu, 65. Maddeyi ve Bakanlığın sorumlu olduğunu hatırlatmıştı.

Bu vesile ile MSB’nın sorumluluğunun son derece önemli olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Asker dışındaki kamu görevlileri için derhal uygulanan “açığa alma işlemi” işleminin MSB tarafından uygulanmamasının hukuki dayanağı yoktur. Unutulmaması gereken gerçek; Ergenekon davası bitmiştir ama Ergenekon Terör Örgütü bitmemiştir.