Türk kadınının eşit haklara kavuşmasında DEV ADIM sayılan “Türk Medeni Kanunu” ölümsüz önder Mustafa Kemal Atatürk ile 94 yıl önce atılmıştır.

Kadının HAKLARI, KADIN HUKUKU kitabımda bütün ayrıntıları ile yazılmıştır. Okuduğunuzda göreceğiniz gibi Türk Medeni Kanunu, kadının sığınacağı en önemli LİMAN ve SİGORTA işlevini görmektedir.

Ne var ki mücadele bitmemiştir.

Başkanlığım döneminde;

- Kadının bekarlık soyadını tek başına kullanabilme hakkı

- Boşanan kadının velayet kendisinde olan çocuğuna kendi soyadını verebilme hakkı

- Ortak velayet hakkı GİBİ  adımlar ile bu haklar daha da genişletilmiştir. Bu hakları kullanma ZORUNLU da değildir!.. Dileyen kadın bu hakları kullanmayabilir.

Esas olan KADIN HAKKINA saygıdır. 

Kadına “yoksulluk nafakasının” belirli bir süre sonra “SOSYAL DEVLET” tarafından ödenmesi hem “MİKTAR” hem de “ÖDEME GARANTİSi” açısından avantaj sağlayacaktır. Uzun yıllardır kurduğum  bu hayal, günü geldiğinde elbette gerçekleşecektir. Tarihe not düşme adına bu hayalimi bir kez daha yazıyorum:

Yoksulluk nafakasını TBMM’nin takdir edeceği belirli bir süre boşandığı eş vermeli bu süre sonunda “yoksulluk ortadan kalkmamışsa” yoksulluk nafakası SOSYAL DEVLET tarafından ödenmelidir.

Bu hayalimi yoksulluk nafakası “KALDIRILMALI” diye aktaranlar için bilmem kaçıncı kez  bir daha yazıyorum: 

Yoksulluk nafakasını TBMM’nin takdir edeceği belirli bir süre boşandığı eş vermeli bu süre sonunda “yoksulluk ortadan kalkmamışsa” yoksulluk nafakası SOSYAL DEVLET tarafından ödenmelidir.

(Kaynak: TBMM tutanakları, Oya Armutçu Hürriyet Gazetesi röportajı, 250 baro, üniversite, dernek, TV konuşma kayıtları)

Son söz: Kadını “BİREY” olarak kabul etmeyen devletin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması boş bir hayaldir.