2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un[1] 23/5. maddesinde, esrar elde etme amacıyla kenevir ekilmesi hali suç olarak düzenlenmiştir.

Kenevir ekiminin esrar elde etmeye yönelik olup olmadığı, yani failin kastını belirleme işi her zaman kolay olmamakta ve tartışmalara neden olmaktadır.

Failin olay öncesi, sonrası ve olay sırasındaki dışa yansıyan davranışları dikkate alınarak iç dünyası ile ilgili olan kastının ne olduğu hususu tayin edilmektedir.

Esrar elde etmek için kenevir tohumunu toprağa eken veya ekilmiş kenevir bitkilerinin bakımını yapan veya bu eylemlere iştirak edenler 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 23. maddesi[2] uyarınca sorumlu tutulacaklardır. 

ESRAR ELDE ETME AMACIYLA KENEVİR EKİLMESİ SUÇUNDA İSPAT SORUNU

2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un[1] 23/5. maddesinde, esrar elde etme amacıyla kenevir ekilmesi hali suç olarak düzenlenmiştir.

Kenevir ekiminin esrar elde etmeye yönelik olup olmadığı, yani failin kastını belirleme işi her zaman kolay olmamakta ve tartışmalara neden olmaktadır.

Failin olay öncesi, sonrası ve olay sırasındaki dışa yansıyan davranışları dikkate alınarak iç dünyası ile ilgili olan kastının ne olduğu hususu tayin edilmektedir.

Esrar elde etmek için kenevir tohumunu toprağa eken veya ekilmiş kenevir bitkilerinin bakımını yapan veya bu eylemlere iştirak edenler 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 23. maddesi[2] uyarınca sorumlu tutulacaklardır.

Kenevir ekme suçunun konusu

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun konusu, uyuşturucu ve uyarıcı madde iken esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçunun konusu ise, kenevir bitkisidir.

Suç tipinin tespiti ile ilgili sorun

Kenevir bitkisi hiç bir işleme tabi tutulmasa bile bünyesinde THC (Tetrahidrocannabinol, esrar) içermektedir. Bu nedenle uygulamada (bir çok olayda) eylemlerin tanımlanmasında, suç tipinin tespit edilmesinde kararsızlıklar, duraksamalar yaşanmaktadır.

Münhasıran esrar yapmak için kenevir ekilmesinin yasak olması

2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun 3. Maddesinde; münhasıran esrar yapmak için kenevir ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışının yasak olduğu ifade edilmektedir.

Kenevir ekiminin izne tabi tutulması

2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un  23. Maddesinin birinci fıkrasına göre; Lif, tohum, sap ve benzeri amaçlarla kenevir ekimi, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine tabi tutulmuştur.

Bakanlık, bu gibi amaçlarla kenevir ekimi yapılacak yerleri tespit, ilan ve üretimini kontrol etmektedir. Bu hususlara ait uygulama esaslarının, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelik ile  tespit edilmesi öngörülmüştür.

Kenevir ekme eyleminin tanımı

Kenevir ekme, kenevir tohumunun toprağa ekilmesinden ürünün hasadına kadar geçen süreci ifade etmektedir.

Bu nedenle kenevir dikili olduğu sürece sadece esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçu oluşacaktır.[3]

Kenevir bitkisinin sökülmesi veya koparılması ile oluşabilecek suçlar

Kenevir bitkisi, esrar elde etmek amacıyla bütünüyle veya kısmen sökülmesi veya koparılması anından başlamak üzere, 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 23/5. Maddesinde tanımı yapılan suç oluşacaktır.

Ayrıca bu suçun yanında, esrarın elde edilme amacına göre 5237 sayılı TCK'nin 188. maddesindeki "uyuşturucu madde imal ve ticareti" veya TCK’nin 191/1. maddesinde yeralan "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçları da gerçekleşmiş olacaktır.

Bu durumda esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçu ile uyuşturucu madde imali, ticareti veya bulundurma suçları birbirlerinin unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olmadığı için, fail hakkında hem 2313 sayılı Kanunun 23/5, hem de 5237 sayılı TCK'nin 188 veya 191/1. maddelerinden hüküm kurulması zorunluluğu ortaya çıkacaktır.[4]

Kenevir bitkilerinin hasat edilmesi veya kurutulmaya bırakılması hali

Failin tüm kenevir bitkilerini hasat ettiği veya kurutmaya bıraktığı hallerde, 5237 sayılı TCK'nin 188 veya 191/1. maddelerindeki tanımı yapılan suç oluşacaktır. Şayet failin kastı ticaret ise TCK’nin 188/3 maddesi, kullanma ise TCK’nin 191. Maddesi uygulama alanı bulabilecektir.

Bu suçun yanında failin esrar elde etmek amacıyla kenevir bitkisi ekme suçundan cezalandırılabilmesi için, failin kenevir bitkisi ektiği hususu tüm delilleri ile ortaya konulmalıdır.

Başka bir söylemle, failin 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 23/5. maddesindeki suçtan da cezalandırılabilmesi için kenevir ekimine ilişkin somut deliller (kenevri kökü veya hasat artığı gibi) olmalıdır.

Örneğin, failin evinde ele geçirilen esrarı kendi ektiği kenevir bitkilerinden elde ettiği yönündeki soyut ikrarı anılan suçtan mahkûmiyeti için tek başına yeterli sayılmamalıdır.[5]

Suçun ispatı ile ilgili delillerin değerlendirilmesi işleminin önemi

Burada belirtilen esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçunun fail tarafından işlenip işlenmediği hususunun tespiti için delillerin değerlendirilmesi önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bilindiği üzere, ceza yargılamasının amacı, isnada konu maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır.  

Bu yüzden, failin 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 23/5. maddesindeki suçtan da cezalandırılabilmesi için, failde ele geçirilen esrarı kendi ektiği kenevir bitkilerinden elde ettiği yönündeki somut deliller değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.

Örneğin; failin üzerinde kullanma amaçlı bulundurulduğu anlaşılan esrar ele geçirilmesi ve sanığın beyanları üzerine, evinde yapılan aramada dikili vaziyette kenevir bitkilerinin ele geçirilmesi halinde hem 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 23/5. maddesindeki suç hem de TCK’nin 191/1 maddesinde tanımı yapılan suç oluşacaktır.

Bu halde hüküm somut delillere dayanmış olacaktır.

Beyan delili

Bu tür suçlarda dayanılacak delillerden biri de “beyan” delilidir. Beyan, tanığa, sanığa veya sanığın dışındaki öznelerden birine ait olabilir. Bu tür suçlarda yargılama öznelerinin beyanlarının hükme esas alınabilmesi için somut olayla örtüşmesi gerekir.  

Sanığın ikrarı

İkrar, sanığın isnat bakımından önemli görülen olayları beyanıyla kabul etmesi olarak tanımlanabilir.

Sanığın ikrarının özellikleri şunlardır:

1. özellik:  Suç oluşturan eylem hakkında en çok bilgisi bulunanın (sanığın) beyanıdır.

2. özellik:   Soruşturmayı esaslı bir şekilde kolaylaştırır.

3. özellik: Özgür iradeyle verilmesi ve gerçeğe de uygun olduğunun belirlenmesi durumunda yargıçta vicdani kanaatinin oluşumunda olumlu katkıda bulunur.

Bu özelliklere sahip olan sanığın ikrarı önemli bir sübut vasıtası olarak kabul edilmektedir.

Vicdani delil sistemi ve sanığın ikrarının değerlendirilmesi

Ceza yargılama hukukumuzda, vicdani delil sistemi geçerlidir. Bu nedenle, Ceza yargılama hukukumuzda, özgür iradeye bağlı sanığın ikrarı delili, dosyada mevcut diğer tüm delillerde olduğu gibi yargıç tarafından serbestçe takdir edilip değerlendirilmelidir.

Üzerinde kullanım amaçlı bulundurulduğu anlaşılan esrar ele geçirilen failin, bu esrarı kendi yetiştirdiği kenevir bitkisinden elde ettiğini söylemesi halinde, bu husus herhangi bir başka delil ile tespit edilmeden, failin kenevir bitkisi ekme suçundan da cezalandırılmasının gerekip gerekmediği hususu önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bir kişinin suçlu olmadığı halde kendisini suçlu sayması veya bir başkasının suçunu kabullenmesi uygulamada görülen bir haldir. Bu yüzden sanığın ikrarının delil olarak hükme esas alınabilmesi için bir takım hususları dikkate almalı ve ölçütler çerçevesinde tüm deliller değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır.

Somut olaydaki sanık ikrarının delil değerinin tespiti için şu hususların dikkate alınması gerekir:[6]

1) Sanığın ikrarının hangi aşamada gerçekleştiği ve özgür iradeye dayalı olup olmadığı,

2) İkrarda bulunanın beyanın ciddiyetini ve bundan doğacak sonuçları bilip bilmediği,

3) İkrarın başkaca deliller veya emarelerle desteklenip desteklenmediği,

4) Hayatın olağan akışına uygun düşüp düşmediği,

5) Şüpheden arınmışlığını ve belirliliğini zayıflatacak biçimde ikrardan dönülüp dönülmediği.

Yukarıda belirtilen hususlar gözetilmek suretiyle, somut olaydaki sanık ikrarının delil değeri tayin edilmeli ve ispat sorunu bu şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.

“şüpheden sanık yararlanır" ilkesinin gözetilmesi zorunluluğu

Sanığın ikrarının değerlendirilmesi aşamasında "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi[7] de mutlaka dikkate alınmalıdır. "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi, ceza yargılamasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından dikkate alınması gereken herhangi bir duruma dair şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesi olarak tanımlanabilir.

Bu ilke oldukça geniş bir uygulama alanına sahiptir.

“şüpheden sanık yararlanır" ilkesinin uygulanabileceği haller şunlardır:

1) Yargılama konusu suçun işlenip işlenmediği,

2) Suçun sanık tarafından işlenip işlenmediği,  

3) Suçun gerçekleştiriliş şekli,

4) Suçun niteliğinin belirlenmesi.

Yukarda ifade edilen hallerde herhangi bir şüphe bulunması halinde “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi çerçevesinde tüm delillerin değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir.

YARGITAY UYGULAMASI

Yargıtay, hakkındaki başka bir suçun soruşturması kapsamında, geçici olarak kaldığı evde yapılan aramada dikili halde bulunan ve 2313 sayılı Kanuna göre ayrıca yargılaması yapılan 62 kök dikili dişi hint keneviri dışında herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen olayda;

Sanığın, bu maddeleri kullandığına ilişkin tıbbi bir bulguya ulaşılamaması, dikili durumda ele geçirilen dişi hint keneviri bitkilerinden koparıp içtiğine dair herhangi bir iddia ya da kanıtın da bulunmaması karşısında, soyut ikrarı dışında, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçunu işlediğine ilişkin şüpheden uzak, kesin ve yeterli delilin mevcut olmadığı gerekçesiyle, bu suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.[8]

Yargıtay uygulamasına göre, sanığa ait olduğu tespit edilen dikili haldeki kenevir bitkileri dışında başka delil olmaması halinde, sanık esrar maddesi kullandığını ikrar etmiş olsa da, kullandığını iddia ettiği esrar maddesinin ele geçirilmemesi veya esrar kullandığı tıbbi işlemler ile tespit edilmemesi halinde sanığın esrar kullandığına ilişkin ikrarına itibar edilmeyecek ve sanığın uyuşturucu kullanma suçundan beraatine karar verilmesi gerekecektir.

Yargıtay, Evinde yapılan aramada 52 gram kubar esrar ve 26 gram kenevir tohumu ele geçirilen sanığın, kolluk ve savcılıkta uyuşturucu madde ticareti yapmadığını, ele geçen esrarı kenevir ekmek suretiyle temin ettiğini ve esrar kullanıcısı olduğunu ifade etmesi nedeniyle kenevir ekme eyleminin sabit olduğu düşünülebilir ise de; ekili durumda kenevir bitkisinin ya da hasat artığının ele geçirilemediği, kök tespiti yapılamadığı, kenevir ekmeye ilişkin görgüye dayalı tanık anlatımının da bulunmadığı gibi yargılamada gelinen aşamada bu hususların tespitinin de mümkün olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, sanığın diğer maddi delillerle doğrulanmayan ikrarına dayalı olarak esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçundan mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet bulunmadığına karar vermiştir.[9]

Bu olayda da Yargıtay, kullanım miktarı kadar uyuşturucu madde ele geçen sanığın esrar elde etmek için kenevir bitkisi ektiği yönündeki ikrarını delil olarak kabul etmemiş ve kenevir ekme suçundan beraat kararı verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.[10]

Yargıtay, sanığın 2313 sayılı Kanun uyarınca esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçundan cezalandırılabilmesi için, sanığın eylemleri gerçekleştirdiğinin kesin olarak belirlenmesi şartına bağlı olduğunu ifade etmektedir.[11]

Yargıtay’a göre,  esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçunun sabit kabul edilebilmesi için şu hususların bulunması gerekir:[12]

1) Maddi delil olarak ekili durumda esrar elde etmeye elverişli kenevir bitkisinin henüz koparılmadan ele geçmeli.

2) Şayet koparılmış ise, koparıldıktan sonra ele geçenle uyumlu kök tespiti yapılmalı.

3) Hasat artığı bulgusu olmalı.

4) Kenevir ekimi yapıldığına ilişkin görgüye dayalı tanık beyanı bulunmalı.

Bu şartlardan biri veya bir kaçının veya hepsinin bulunması halinde sanığın esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçundan cezalandırılmasına karar verilebilir.

Ekili durumda bitki bulunamaması, kök tespiti yapılamaması, hasat artığının söz konusu olmaması veya kenevir ekmeye ilişkin görgüye dayalı tanık anlatımının bulunmaması durumunda ise ele geçen kubar esrarın miktarı, ele geçiriliş şekli ve diğer şartlarına göre kullanma amacıyla uyuşturucu madde bulundurma veya uyuşturucu madde ticareti suçları oluşabilecektir.[13]

Yargıtay, yapılan kontrolde valizinde 850 gram kubar esrar ele geçirilen olayda; sanığın, uyuşturucu madde ticareti yapmadığını, ele geçen esrarı kenevir ekmek suretiyle temin ettiğini ve esrar kullanıcısı olduğunu ifade etmesi nedeniyle kenevir ekme eyleminin sabit olduğu düşünülebilir ise de; ekili durumda kenevir bitkisinin ya da hasat artığının söz konusu olmadığı, kök tespiti yapılamadığı, kenevir ekmeye ilişkin görgüye dayalı tanık anlatımının da bulunmadığı, kenevir bitkisinin önceden ekildiği alanın dahi belirlenemediği ve kim tarafından yetiştirildiğinin açıklığa kavuşturulamadığı gibi yargılamada gelinen aşamada bu hususların tespitinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle, sanığın diğer maddi delillerle doğrulanmayan ikrarına dayalı olarak esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçundan mahkumiyetine karar verilmesinde isabet bulunmadığına karar vermiştir.[14]

Yargıtay bu kararında şu hususları dikkate almıştır:

1) Ekili durumda kenevir bitkisinin bulunmadığı,

2) Hasat artığının söz konusu olmadığı,

3) Kök tespiti yapılamadığı,

4) Kenevir ekmeye ilişkin görgüye dayalı tanık anlatımının bulunmadığı,

5) Kenevir bitkisinin önceden ekildiği alanın belirlenemediği,

6) Kim tarafından yetiştirildiğinin açıklığa kavuşturulamadığı.

Yukarıda belirtilen tespitleri yapan Yargıtay, bu gibi unsurların varlığı halinde sanığın ikrarına dayalı olarak esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçundan mahkumiyetine karar verilemeyeceğini işaret etmektedir.[15]

Yargıtay, uyuşturucu madde ticareti suçundan sabıkası bulunan sanık hakkında aynı suçtan yürütülen soruşturma kapsamında yapılan fiziki takip sırasında sanığın uyuşturucu maddeyi alıcısına teslimat yaparken yakalandığı olayda;

Sanığın soruşturma aşamasında uyuşturucu madde ticareti suçlamasından kurtulmak için uyuşturucu kullandığını, kimseye esrar satmadığını, üzerinde yakalanan esrar maddesini ise kullanmak amacıyla kenevir ekmek suretiyle temin ettiğini ifade ettiği, sanığın savunmasını güçlendirme amacıyla kenevir bitkisini elediği yeri gösterdiği, yer gösterme sırasında eleme yapılan yerde 90 gram kenevir kırıntısına rastlanıldığı, ancak kenevir bitkisinin ekildiği alanın belirlenemediği, bitki köklerine de ulaşılamadığı, soruşturmada kenevir bitkisinin nereye ekildiği ve kim tarafından yetiştirildiği hususlarının açıklığa kavuşturulamadığı, yargılama aşamasında ise sanığın önceki ikrarından döndüğü gerekçesiyle, sanığın daha ağır bir yaptırım öngören uyuşturucu ticareti suçundan kurtulmak için ortaya koyduğu, diğer delillerle doğrulanmayan ve sonradan dönülen ikrara dayalı olarak mahkumiyetine karar verilmesinin mümkün olmadığına hükmetmiştir.[16]

Yargıtay bu olayda, kenevir bitkisinin ekildiği alanın belirlenemediği, bitki köklerine ulaşılamadığı, soruşturmada kenevir bitkisinin nereye ekildiği ve kim tarafından yetiştirildiği hususlarının açıklığa kavuşturulamadığı gerekçesiyle, sanığın esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçunu işlediğine dair somut, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesini usul ve kanuna aykırı bulmuştur.[17]

Yargıtay, ihbar üzerine sanığın evinde yapılan aramada net 7890 gram esrar ile evinin bahçesinde ekili halde 2766 kök kenevir bitkisinin ele geçirildiği ve sanık hakkında “kenevir ekme” ve “kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma” suçlarından kamu davası açılan olayda; sanıkta ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı, sanığın savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemlerinin “kenevir ekme” ve “uyuşturucu madde ticareti yapma “ suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, sadece kenevir ekme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasını kanuna aykırı bulmuştur.[18]

Yargıtay bir kararında; kenevir bitkisi ekildiği yönünde jandarma karakoluna açılan ihbar telefonu ve yazılan ihbar mektubunda eken kişi olarak sanığın isminin verilerek ayrıntılı yer tarifi yapılması, ekim yapılan yerin çevresinde sanığın evinden başka bir yerleşim alanının olmaması, kenevir ekili alana 6-7 metre mesafede sanığa ait bahçenin bulunması ve ekim alanına gidilmesi için sanığa ait eve gidilen patika yoldan geçilmesinin zorunlu olması, bakımlı haldeki kenevirlerin ekili olduğu alan ile etrafının temiz olup, ekili alanın etrafının çitle çevrilmiş bulunmasının, kenevirlerin kendiliğinden yetişmeyip birisi tarafından ekilerek bakımlarının yapıldığını göstermesi ve sanığın uyuşturucu ticaretinden eski sabıkalarının bulunması hususlarını birlikte değerlendirerek suça konu kenevir bitkilerinin sanık tarafından ekildiğinin kabulü gerektiğine hükmetmiştir.[19]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

---------------------------------

[1] Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun, Kanun Numarası : 2313, Kabul Tarihi : 12/6/1933, Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih : 24/6/1933 Sayı : 2435, Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 14 Sayfa : 564

[2] Madde 23 - (Değişik madde: 23.05.1990 - 3652 S.Kanun/Madde 1) 1-Lif, tohum, sap ve benzeri amaçlarla kenevir ekimi, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine tabidir. Bakanlık, bu gibi amaçlarla kenevir ekimi yapılacak yerleri tespit, ilan ve üretimini kontrol eder. Bu hususlara ait uygulama esasları, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikte belirlenir. 2-Her ne maksatla olursa olsun izinsiz olarak kenevir yetiştirmek yasaktır. İzinsiz yetiştirilen kenevir bitkisi, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı teşkilatında görevli ziraat mühendislerinin, bunların bulunmadığı yerlerde ziraat teknisyenlerinin vereceği rapor üzerine mahallin en büyük mülki amirinin emriyle zabıta tarafından imha edilir veya ettirilir. 3-İmhada kullanılacak araç ve gereçler, Jandarma Genel Komutanlığı bütçesine konulacak ödenekten sağlanır. İmha dolayısıyla ortaya çıkan masraf, sonradan izinsiz ekim yapanlardan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil edilir. 4- (Değişik 4. fıkra: 23.01.2008 - 5728 S.K/Madde 77) İzin belgesi almadan ya da izin belgesi almasına rağmen bilerek belgesinde belirtilen alandan fazla yerde veya izin belgesinde kayıtlı yerden başka yerde kenevir ekimi yapan kişi, elli günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.5- (Ek 5. fıkra: 23.01.2008 - 5728 S.K/Madde 77) (Değişik 1. cümle: 18.06.2014 - 6545 S.K/Madde 1) Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi dört yıldan on iki yıla kadar hapis ve beşyüz günden onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18.06.2014 - 6545 S.K/Madde 1) Münhasıran kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu madde kapsamında ekim yapma ibaresinden, tohumun toprağa ekilmesinden ürünün hasadına kadarki süreç anlaşılır.6- (Ek 6. fıkra: 15.08.2017 - 694 S.KHK/Madde 10) (694 S. KHK Kabul: 01.02.2018 - 7078 S.K/Madde 10) Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekmek suçu bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması ile 140 ıncı maddesinde yer alan teknik araçlarla izleme tedbirlerine ilişkin hükümler uygulanabilir.

[3] YCGK, E: 2015/669, K: 2016/38, KT: 26.01.2016.

[4] YCGK, E: 2015/669, K: 2016/38, KT: 26.01.2016.

[5] Birsen Elmas, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2015, s.459-46; Şener Güngör-Ali Kınacı, Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, Yetkin Yayınları, Ankara 2001, s.903.

[6] YCGK, E: 2015/669, K: 2016/38, KT: 26.01.2016.

[7]  Ceza yargılamasının amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir.  Bu nedenle “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi ceza yargılamasının en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biridir. İnsan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken bir ilkedir. Öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilmektedir.

[8] YCGK, E: 2015/669, K: 2016/38, KT: 26.01.2016.

[9] YCGK, E: 2014/81, K: 2016/66, KT: 16.02.2016.

[10] YCGK, E: 2014/81, K: 2016/66, KT: 16.02.2016

[11] YCGK, E: 2013/10-466, K: 2014/542, KT: 09.12.2014

[12] YCGK, E: 2013/10-466, K: 2014/542, KT: 09.12.2014

[13] YCGK, E: 2013/10-466, K: 2014/542, KT: 09.12.2014.

[14] YCGK, E: 2013/10-466, K: 2014/542, KT: 09.12.2014.

[15] YCGK, E: 2013/10-466, K: 2014/542, KT: 09.12.2014.

[16] YCGK, E: 2013/10-63, K: 2014/145, KT: 25.03.2014.

[17] YCGK, E: 2013/10-63, K: 2014/145, KT: 25.03.2014.

[18] Y.9.CD, E: 2015/8122, K: 2015/8033, KT: 15.12.2015.

[19] YCGK, E: 2013/52, K: 2014/163, KT: 01.04.2014: “ Ç… Karakol Komutanlığına hitaben yazılan imzalı, ancak isimsiz 28.06.2006 tarihli ihbar mektubunda ve 30.06.2006 tarihli ihbar telefonunda, Y.. K..’ın evinin 100-150 metre güneybatısında orman içine çok miktarda kenevir ektiği, kenevirlere su verdiği, bunlardan esrar yapıp köyün gençlerine satacağının bildirilmesi üzerine, jandarma görevlilerince olay yerinde yapılan tespit sonucu sanığın evinin karşısında bulunan sahipsiz boş araziye çok miktarda dişi hint keneviri ekili olduğunun tespit edildiği, 06.2006 tarihli olay yeri tespit tutanağına göre, ihbara konu yerin Burhaniye Köyüne 1,5-2 km, şüphelinin evine 100 metre ve şüphelinin süs bitkileri bahçesine 6-7 metre mesafede olup yaklaşık 110 metrekarelik alanda kenevir ekili olduğu, bitkilerin güneş görmesi için etrafdaki ağaçlarda budama yapıldığı, etrafın çitle çevrildiği, arazi içerisindeki kenevir bitkileri dışındaki zeminin temizlendiği ve bakımlı oldukları, toplam 4300 kök kenevir bitkisinin görevlilerce sökülerek imha edildiği, Y… İl Tarım Müdürlüğünün 14.11.2006 tarihli yazısında, Yalova ilinde dişi hint keneviri bitkisinin yetiştirilmesinin yasak olduğunun, ekim ve üretimine izin verilmediğinin bildirildiği, Keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuda, kenevir ekili alanın ağaçlık olup etrafında herhangi bir yerleşim yeri olmadığı, 6-7 metre mesafede sanığa ait oya çiçeği bahçesi, 90 metre mesafede ise evin olduğu, bu ekimin yapılabilmesi için tarlada belirli bir süre çalışılması gerektiği, tarlaya geçiş için sanığın evine gidilen yoldan geçilmesi gerektiği, olay yerinde sanığın evinden başka bir yerleşim yerinin bulunmadığı bilgilerine yer verildiği, Sanığın uyuşturucu madde ticareti suçundan sabıka kayıtlarının olduğu, Sanığın aşamalardaki beyanında; suçlamayı kabul etmediğini, olay yerinin yakınındaki süs bitkisi olan yeri 5 yıl önce ektiğini, ancak kenevir ekili yerle ilgisi olmadığını savunduğu, Anlaşılmaktadır….”