O eski günler, o kadar da eski günler değil.

         Ama köprülerin altından o kadar çok sular aktı, değerler ve yargılar o kadar değişti ki sanki çok eskilerde kalmış gibi oldu.
         Programlar, yorumlar, öneriler değişti.
         Gazetelerin “gönül postası”, radyoların “dert ortağı” programlarında evlenecek olanlara verilen öğütler ve bir eşte aranacak niteliklikler; dürüst, özverili, sevecek olmaktı.
         Şimdiki “desti izdivaç” programlarında ilk soru;
“Evin var mı ?” oluyor.
         Kapalı paravanlar ardında görücüye çıkan, torun torba sahibi amcalar, teyzeler;
 “Maaşın kaç lira ?” diye soruyor ve ekliyor :
         “Beni taşıyabilir misin ?”

         Garibim, senin kilonu nereden bilsin de, seni taşıyıp taşıyamayacağına karar versin !
         Maaşı ve evi yeterli görmeyince ekliyor :
         “Elektrik alamadım”

         Sanki TEK abonesi.
         Karadenizliye sormuşlar:
         - Kaç senelik evlisin ?
         - 40 senelik.
         - Evlilik durumunuz nasıl ?
         - İlişkimiz yok, elektrik alamayrum.
         - Peki ne yapıyorsunuz ?
         - Kaçak elektrik kullanayurum.
         Değişen ve bozulan yalnız evlilik programları değil, konulu filimlerde bundan nasibini aldı.
         Eskiden “radyo skeç”lerinin yani tiyatrolarının konusu; dürüstlük, mertlik, insanlık, aile ve eş dost ilişkilerinde yardımseverlik üzerine kurulu idi.
         Şimdi “dizi filimlerde” birbirinin eşini, işini, aşını nasıl alabilirsin konuları işleniyor.
         Yakın geçmişte, “sır saklama” en önemli özelliklerden biriydi. Şimdilerde gizli saklı bir durumu gören, davul zurna çalarak hemen “facebook, twitter” sayfalarına koşuyor.
         Simitçiler bile, telefonlarının dinlendiği kuşkusunu taşıyor.
         İşin tek iyi yanı, gösteri ve mitinglerde kullanılan “cop”un yerini, yetkililerin söylediğine göre insan sağlığı için yararlı görülen “biber gazı” aldı.
         Yazılı ve görsel basın yayın sayfalarında; insanların günlük yaşamlarında acil gereksinme duyacakları şeylerin bilgi ve listesi yer alırdı.
Geziye gidecek olanlar için kimlik, güneş gözlüğünü yanlarına almaları, arabasıyla gidecek olanlar için takoz, çekme halatı, ilk yardım çantası almayı unutmamaları önerilirdi.
Şimdilerde ise bu önerilerin yerini, “gözaltına alınma ihtimaline karşı” ilk gereksinmelerini karşılayacak bir çantada nelerin bulunması gerektiği hakkında bilgi veriliyor.
Çantanın el altında ve hazır olması isteniyor.
Gözaltı ve tutuklukta, karakolda, savcılıkta ne gibi haklarının olduğu öğretiliyor.
Zaman değiştikçe, ihtiyaçlar değişiyor.
O eski günler, o kadar da eski günler değildi ama…
Ahh, ah nerede o eski günler.



Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)