I-) RESMÎ BELGEDE SAHTECİLİK (TCK MADDE 204)

TCK madde 204’e göre; 
bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır         204/2’ ye göre; görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır, şeklinde düzenlenmiştir.Madde 204/ 1’ de, suçun unsurunu oluşturan hareketler seçimlik olarak; 

-          Sahte olarak düzenlemek

-          Başkalarını aldatacak biçimde değiştirmek

-          Sahte resmi belgeyi kullanmak; biçiminde seçimlik olarak düzenlenmiştir.

 

Madde 204/2’de ise birinci fıkradan farklı olarak kamu görevlileri bakımından, sayılan hareketler yanında ayrıca ‘’ gerçeğe aykırı olarak belge düzenlemek’  ten söz edilmiştir.       Maddede ifade edilen resmî belgeyi sahte olarak düzenleme,  değiştirme veya  kullanma hareketlerinden birinin gerçekleştirilmesi ile birlikte suç tamamlanacaktır. Bu itibarla, sivil kişiler tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik suçu, sırf hareket suçu niteliği taşımaktadır.
[1]


 

         A-) RESMÎ BELGEYI SAHTE OLARAK DÜZENLEMEK

 

         Seçimlik hareketlerden ilkini resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek oluşturmaktadır. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesinden esasında resmi belge mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte olarak üretmek anlaşılmalıdır.
[2] 

            
Ceza normunda yasaklanan sahte resmi belge düzenlenmesi , 765 sayılı TCK’ nın 339. Maddesinde ifade edilen, tamamen veya kısmen sahte bir varaka tanzimini ifade etmektedir. Söz konusu hareketlerden düzenlemek ifadesi  “taklit etmek “olarak anlaşılmalıdır. Bunun için belgenin düzenleyeni olarak görünen kişiden bir başka kişi tarafından yeni baştan düzenlenmiş olması gerekir. Belgenin düzenleyicisi olarak görünen kişinin gerçekte mevcut veya hayatta olup olmadığı veya tamamen uydurma bir ismin düzenleyen olarak gösterilmesi önem taşımaz. [3]
              

Resmi bir belgenin sahte olarak düzenlenebilmesi için gerçek belgeyi düzenlemeye yetkili makama ait ünvan ve şekiller ile belgeyi imzaya yetkili kamu görevlisinin imzası taklit edilmelidir. Bu unsurlarda eksiklik bulunması halinde ortada resmi belge bulunmadığından resmi belgenin sahte olarak düzenlendiğinden söz edilemez.               Kısmi olarak sahte belge düzenlenmesi halinde söz konusu suçun oluşup oluşmayacağı konusu üzerinde de durulmalıdır. Maddede sahte belge düzenleme suç olarak kabul edilmiş olduğundan ve kısmi sahte belge düzenleme de sonuç itibariyle sahte belge anlamına geleceğinden , bu halde de suçun oluşacağı açıktır. Bu husus 204. Maddenin gerekçesinde; sahteciliğin ,belgenin üzerindeki bilgilerin bir kısmına veya tamamnına ilişkin olmasının suçun oluşması açısından bir önemi bulunmadığı, belirtilmek suretiyle ifade edilmiştir. Şu halde , kısmen sahte bir belge tanzimi halinde de maddede tanımlanan suç oluşur.
[4]                

Kısmen sahte olarak düzenlenmiş bir belgeden söz edebilmesi için , önceden düzenlenmiş geçerli bir belge bulunmalıdır. Bu geçerli belge fail tarafından sahte hükümler veya bölümler eklenmek suretiyle kısmen sahte bir belge haline sokulabilir. [5] Bu fiil gerçek belgenin düzenleyicisi konumunda olan kişi tarafından işlenebileceği gibi ,başka kişi tarafından da işlenebilir.
[6] .Belgenin tarihi ve tanzim yeri gibi tarih kısımlarında yapılan sahtecilik , bunlara hukuki sonuç bağlandığı takdirde önem arzeder. Örneğin , hamiline yazılan bononun sahte isim veya imza ile ciro edilmesi halinde olduğu gibi.

 

           B-)GERÇEK BIR RESMÎ BELGEYI BAŞKALARINI ALDATACAK ŞEKILDE  

           DEĞIŞTIRMEK

            Değiştirme , düzenleyen olarak gözüken kişi tarafından belgenin düzenlenmesinden sonra ekleme veya çıkarma yapılması anlamındadır. Burada mevcut gerçek bir belgedeki olay veya irade beyanının içeriğinin sonradan değiştirilmesi söz konusu olup , böylece düzenleyen kişinin başlangıçtan itibaren sanki değişiklikten sonraki gibi bir irade ortaya koyduğu görüntüsü yaratılması amaçlanmaktadır. Bu husus 765 sayılı TCK’da “gerçek bir varakayı tağyir ve tahrif  olarak ifade edilmiştir. Resmi bir belgeyi değiştirmek , gerçek resmi belgede yazılı bir hususu kazımak , silmek, kimyevi maddelerle metinden çıkarmak veya metne bazı ilaveler yapmak şeklinde veya başka suretlerle gerçekletirilir, gerçek bir resmi belgenin değiştirilmesinden söz edebilmek için bütün unsurlaruyla geçerli bir resmi belgenin bulunması şarttır.[7] Değiştirme resmi belgenin metni üzerinde yapılmalıdır. Bunun dışında belgenin arkasına veya altına yapılan ilaveler değiştirme sayılmaz. Bu, bizzat belgenin düzenleyicisi olarak görünen kişi tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği gibi, bir başka kişi tarafından da gerçekleştirilmiş olabilir.[8]

 

               Belgenin üzerindeki imza veya varakanın tarihine ilişkin değişiklikler değiştirme kapsamı içersinde incelenecektir. Gerçek bir resmi belgeyi değiştirme fiili , değişikliğin yapılmasıyla tamamlanır.[9] Söz konusu kanunun gerekçesinde de belirtildiği gibi resmi belgenin değiştirilmesinde esasında mevcut olan resmi belge üzerinde silmek veya ilaveler yapmak suretiyle değişiklik yapılmasının anlaşılması gerektiği ifade edilmiştir.                 Madde 204‘te belgede yapılan değişikliğin “başkalarını aldatacak biçimde” olması aranmaktadır. Yani resmi belge üzerinde sahtecilikten söz edebilmek için yapılan değişikliğin aldatıcı nitelikte olması aranır. Aldatıcı nitelikte olmayan sahtecilikler, resmi belgeyi bozmak suçu oluşturabilir. Bununla anlatılmak istenen , yapılan sahteciliğin objektif olarak ilk bakışta anlaşılamayacak olmasıdır ( iğfal kabiliyeti ).  

               C) SAHTE RESMİ BELGEYİ KULLANMAK

 

                TCK’nın 204. Maddenin 1.Fıkrasında ifade edilen üçüncü seçimlk hareket, “sahte resmi belgeyi kullanmak”tır. Bu seçimlik hareket 765 sayılı TCK’da ayrı bir maddede düzenlenmişti. 765 sayılı TCK’daki düzenlemeye bakıldığı zaman resmi belgeyi kullanmak suçu bakımından fail sahtecilik suçuna iştirak etmemiş olmamalıdır. Söz konusu yeni kanuna göre kullanma hareketinin , sahteciliği gerçekleştiren failin yapması durumunda yine tek suçtan ceza verilecektir. Resmi belgenin düzenlemesi veya değiştirilmesi fiiline iştirak etmemiş olanların sahte olduğunu bildikleri resmi belgeyi kullanmaları halinde , bu kimseler seçimlik hareketlerden birini gerçekleştirdiğinden suç oluşacaktır.

                  Özel belgede sahtecilikten farklı olarak, resmi belgede sahteciliğin cezalandırılabilmesi için, yalnızca düzenleme yeterlidir; Düzenlenen bu belgenin ayrıca kullanılmış olmasına gerek yoktur. Bununla birlikte sahte olarak düzenlenen belge aynı zamanda kullanılmışsa, eğer kullanan aynı zamanda belgeyi sahte olarak düzenleyen kişiyse faile kullanmaktan dolayı ayrıca ceza verilmez.[10]                  

Kullanmadan söz edilebilmesi için,, belgenin bir üçüncü kişi tarafından fiilen görülmüş veya  muhatabın gerçekten kandırılmış olmasına gerek yoktur. Bununla birlikte,  belgenin bir noterde saklanması örneğinde olduğu gibi irade beyanının muhatabının iktidar alanına girmediği sürece, belge kullanılmış sayılmaz.[11] Sahte belgenin kullanılması suçu, belgeyi kullanmakla tamamlanır. Kullanmanın devamlı olması eylemi kesintisiz suç haline getirmez. Bu nedenle zaman aşımı ilk kullanma tarihinden itibaren hesaplanır.  
                

D) GERÇEĞE AYKIRI BELGE DÜZENLEMEK
                 

Gerçeğe aykırı belge düzenleme hareketine, TCK’nın 204. maddesinin 2. Fıkrasında sadece kamu görevlisi tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik suçu bakımından yer verilmiştir. Bu farklılık göstermektedir. Madde gerekçesinde ; “Ancak bu bağlamda özellikle belirtilmelidir ki, kamu görevlisinin gerçeğe aykırı olarak bir olayı kendi huzurunda gerçekleşmiş gibi , bir beyanı kendi huzurunda yapılmış gibi göstererek belge düzenlemesi halinde, bu fıkra hükmü uygulanacaktır” denilmektedir. TCK’nın 204/2. Maddesinde düzenlemiş olan bu suç 765 sayılı TCK’nın 240. maddesindeki fikri sahtecilik suçuna karşılık gelmektedir.[12]
                   

Belgenin gerçeğe uygun olmayan beyanları veya olayları içermesi durumunda ise gerçeğe aykırı belge düzenlemeden söz edilir. Burada belge dış görünüş olarak sahte olmamakla birlikte, içeriği gerçeği yansıtmamaktadır ve belgeyi düzenleyen, diğer iki seçimlik hareketlerden farklı olarak belgede düzenleyen olarak gözüken kişidir.[13]
                   

Bazı yazarlar maddi-fikri sahtekarlık ayrımına ihtiyaç duyarken bazı yazarlar bu ayrımın gereksiz olduğunu ileri sürmektedir.                   

Belgeyi düzenleyen, belge üzerinde düzenleyen olarak görünen kişi olmakla birlikte belgenin içeriği gerçeğe uygun değilse fikri sahtecilik ; belgeyi düzenleyen, belge üzerinde düzenleyen olarak görünün kişi dışında başka bir isim ise maddi sahtecilik söz konusudur.[14]
                   

Artuk’a göre maddi-fikri sahtecilik ayrımı gereksizdir.Fikri sahtecilik, maddi sahtecilik hükümleri çerçevesnde yaptırıma bağlanmıştır.Ayrım kaldırıldığında suçun oluşması bakımından sahtecilik yapılması yeterli olacak, fikri sahtecilik mi, yoksa maddi sahtecilik mi araştırılmasına ihtiyaç kalmayacaktır. Nitekim yeni TCK’nın 204-2. Maddesinde bu ayrım kaldırılmış ve kamu görevlisnin gerçeğe aykırı belge düzenlemesi, seçimlik hareketlerden biri olarak öngörülmüştür. 
               

II-) RESMΠ BELGEYİ  BOZMAK,  YOK  ETMEK  VEYA  GİZLEMEK (TCK MADDE 205)            

TCK madde 205’e göre; gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır, şeklinde düzenlenmiştir.
 

              TCK madde 205’ de düzenlenen bu suç tipinde bu suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler gerçek bir resmi belgeyi; bozmak,  yok etmek,  gizlemek.

 

     A-) RESMİ BELGEYİ BOZMAK

 

                Bu deyimle kanun varakanın maddi varlığına dokunmaksızın, ondan faydalanma imkanlarını engelleyen fiilleri kastetmiştir. Yani varaka maddeten vardır, fakat ya okunmaz hale getirildiği yada hak sahibinin elinden alınıp gizlendiği için, bundan faydalanıp bir iddia ispat etmek imkansız hale gelmektedir. Bu itibarla faydalanma imkanları bulundukça suç teşekkül etmez. Yani belge vardır, yok edilmemiştir. Örneğin resmi belgedeki yazının silinmek, kazınmak veya okunaksız hale getirilmesi halinde bozmak suretiyle sahtecilik suçunu işlediği kabul edilir.                  

Demek oluyor ki bozmak kavramına gerek varakadaki, gerekse gizlenmesi halleri girer. Bozmak fiili varakanın tamamını kapsayabilir veya bir kısmına ilişkin olabilir.
[15]  

      B) RESMİ BELGEYİ YOK ETMEK

 

                 Bu fiilin gerçekleşmesi için failin varaka ile maddi olarak temasa geçmesi, yani belgeyi bir suretle ele geçirmiş bulunması gerekir. Yani yok etmek, resmi belgenin maddi varlığına son vermek , ortadan kaldırmaktır. Ancak bunun için belgenin herhangi bir şekilde yok sayılmasını gerektirir bir sonucun ortaya çıkması gerekir.  Bu itibarla yazı veya imzayı inkar etmek ortadan kaldırmak fiilinin hukuki sonucunu doğurmakla beraber, suç sayılmaz. Bir barakayı ortadan kaldırmak, maddi varlığına son vermek demektir. Failin varakayı ne suretle ele geçirmiş olduğu önemli değildir.[16]                    

Ortadan kaldırılan belge üzerinde failin tasarruf hakkı bulunmamak, diğer bir deyimle ortadan kaldırmak fiili hukuka aykırı olmak gerekir. Varaka zaten faile aitse ortadan kaldırmak hareketi bir hakkın icrası olacağı cihetle suç bulunmayacaktır.[17] Yok edilen belgenin yerine başkasının konması olanaklı olsa bile suç tamamlanmış kabul edilir.
[18]  


C) RESMİ BELGEYİ GİZLEMEK

 

           Gizleme ise, resmi belgenin maddi varlığına dokunmadan faydalanma imkanlarının engellenmesidir. Varakanın ne maddi varlığına, ne de içeriğine zarar verilmemekte, ancak hak sahibinin onun üzerinde tasarruf edebilmesine engel olmaktadır.[19] Bu gizleme olgusu uzun olabileceği gibi geçici bir süre de olabilir.               Gizleme halinde, belge varlığını ve bütünlüğünü muhafaza etmektedir. Gizlenen belge kişilerin nezdinde bulunan resmi belge olabileceği gibi bir kamu kurum ve kuruluşunda ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunda muhafaza edilen belge de olabilir. Örneğin bir uyuşmazlık bağlamında mahkemeden istenmesine karşılık, gerçeğe aykırı olarak mevcut olmadığının veya bulunmadığının bildirilmesi halinde, bu suç değil, suç delillerini gizleme suçu oluşur. Gizlenen resmi belgenin gerçek bir belge olması gerekir.[20]               Gerçek bir varakayı ortadan kaldırmak veya bozmak fiili, neticesi harekete bitişik olmayan bir suçtur. Failin bir varakayı ortadan kaldırmak veya bozmakla elde etmek istediği netice, hak sahibinin o varakadan yararlanmamasını sağlamaktan ibarettir; Varaka ortadan kalkınca veya bozulunca, bu yararlanma imkanı kalmayacağından, failin elde etmek istediği netice de gerçekleşecektir.[21]                Suç esasta ani ve basittir. Bu itibarla imha edilen varaka yerine bir başkasının ikamesi mümkün olsa bile, suç tamamlanmış olur. Fakat gizleme halinde, bu keyfiyet devam ettikçe, mütemadi suç durumu görülebilir.[22]             

Ortadan kaldırmak veya bozmak fiilinin bir sahtekarlık şekli sayılabilmesi için, ispat vasıtalarına yani varaka kavramına giren yazılara, bu sıfatlarıyla ilişkin olması gerekir. Yazı varaka kavramına girmiyor, yahut öz bir değer taşıyorsa failin kastına göre ya ızrar ya da hırsızlık suçu teşekkül eder veya fiil hiç suç sayılmaz.[23]   

                III-) ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK (TCK MADDE 207)

 

              5237 sayılı TCK madde 207’ ye göre; bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.               

207/2’ ye göre ise; bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır, şeklinde düzenlenmiştir. 

        Resmi belgede sahtecilik suçundan farklı olarak özel belgede sahtecilik suçunun maddi unsurunu iki ayrı hareket oluşturur. Bunlardan birincisi; özel belgeyi sahte olarak düzenlemek veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek ikincisi; bu belgenin fail veyabu özelliğini bilerek 3. kişi tarafından kullanılmasıdır.

 

        Suçun maddi unsurunun oluşabilmesi için ‘ özel belgeyi sahte olarak düzenlemek veya gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek’ seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesinin yanı sıra düzenlenen sahte belgenin “ kullanılması “ gerekir.          

Yukarıda resmi belgede sahtecilik suçu ile ilgili hareketler için anlattığımız hususlara bu suç tipinde ayrıca değinme gereği yoktur. Sadece resmi belgede sahtecilik suçundan farklı olan noktalara değinilecektir.           

Resmi belgede sahtecilik suçundan farklı olarak burada yalnızca maddi sahtecilik cezalandırılmaktadır. Bu nedenle özel belgenin içeriğinin gerçeği yansıtmaması özel belgede sahtecilik suçunu oluşturmaz.[24]            

Kullanmadan maksat, bu sahte belgenin herhangi bir hukuki ilişkide veya herhangi bir hukuki işlem tesisinde dikkate alınmasını sağlamaya çalışmaktadır. Ancak bu kullanma, belge hangi iddianın kanıtı olarak hazırlanmışsa o amaçla olmalıdır.  Belge sahte olmasa ne gibi bir sonuç elde edilecek idiyse, kullanmanın aynı sonucu elde etmeye yönelmiş bulunması gerekir. Kullanma failin iradesi ile gerçekleşen bir eylemle ortaya çıkmalıdır. Özel belgenin kullanılmasıyla suç tamamlanmış olacağından, failin kullandıktan sonra bundan vazgeçmesi ya da belgeye kanıt olarak dayanmayacağını hatta bu belgeyi geri alması oluşan bu suçu ortadan kaldırmaz. Kullanmanın mutlaka resmi mercilere karşı olması zorunlu değildir. Kişiler arasındaki hukuki ilişkilerde kullanılması halinde de suç oluşur.[25]          

207/2’ deki hükmün uygulanabilmesi için, sahte olarak düzenlenen belgeyi kullanan kişinin belgenin sahte olarak düzenlenme ve değiştirme aşamasına iştirak etmemiş olması gerekir. Gerçekten de sahte belgeyi kullanan kişi, belgenin sahte olarak düzenlenmesi aşamasına iştirak etmiş ise 207/2’ deki suç oluşur.         Kullanmanın, bizzat belgeyi sahte olarak düzenleyen veya onun bilgisi dahilinde bir başka kişi tarafından gerçekleştirilmiş olması gerekir. Bu nedenle, sahte olarak düzenlenen özel belgenin, onu sahte olarak düzenleyen dışında bir başka kişi tarafından kullanılması durumunda, düzenleyen kişinin de bu suçtan dolayı cezalandırılabilmesi için, düzenleyen ile kullanan kişi arasında iştirak iradesi bulunmalıdır.[26]
          

Kullanma unsurunu iki yönden sınırlandırmak gerekir: bir kere; kısmen shte bir yazının tazmini veya gerçek bir varakanın kısmen tağyiri halinde, unsurun gerçekleşmesi için kullanmanın bu kısımlara ilişkin olması lazım gelir: sahte olmayan kısımlara ilişkin kullanma, sahte varakanın kullanılması sayılmaz, bundan başka iş bu kullanmanın sırf maddi olmayıp, hukuki olması da gerekir.[27]
          

Sahte bir varakann kullanılması iki şekilde olur; ya fail varakayı adli makamlar huzurunda kullanır ya da böyle bir makamın huzurunda olmaksızın kullanır.           

Varakanın adli makamlar huzurunda kullanılması demek; haiz olduğu ispat kabiliyetini gerçekleştirmek üzere, varakanın adli bir organa ibraz olunması demektir. Örnek olarak; tarihi tahrif edilmiş bir faturayı mahkemeye ibraz etmek gibi. Kullanmanın yargı organları huzurunda olması şart değildir. Örneğin; kokain elde etmek için sahte bir doktor reçetesinin eczaneye verilmesinde, çalıştırılan işçiye bütün ücretinin ödendiğini ispatlamak maksadıyla tahrif edilmiş makbuzların çalışma müfettişlerine ibraz olunması gibi durumlarda, kullanma unsurunun gerçekleştiğini kabul etmek gerekir.[28]
 

          IV- ÖZEL BELGEYI BOZMAK, YOK ETMEK VEYA GIZLEMEK

                                              (TCK MADDE 208)

 

      TCK madde 208’ e göre; gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır      TCK madde 205’ de düzenlenen bu suç tipinde bu suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler gerçek bir özel belgeyi; bozmak,  yok etmek,  gizlemek. TCK madde 205’ de düzenlenen  suç tipinde bu suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler gerçek bir resmi belgeyi; bozmak,  yok etmek,  gizlemektir. TCK madde 205’de suçun maddi unsuru oluşturan hareketler için anlattığımız hususlar bu suç tipi içinde geçerli, sadece aralarındaki fark; madde 205’ de resmi belge, madde 208’ de ise özel belge söz konusudur. Yani bu suçun maddi konusu hukuken geçerli olup resmi belgeden sayılmayan gerçek özel bir belgedir. 

                                       BİBLİYOGRAFYA

 

1)      Artuk, Mehmet Emin/ Gökcen, Ahmet/ Yenidünya, Ahmet Caner , Ceza Hukuku Özel 

      Hükümler, 9.Bası. Ankara,  2008. 2)      Erman, Sahir, Sahtekarlık Suçları, 5. Bası. İstanbul, 1987.   3)   Parlar, Ali/ Hatipoğlu, Muzaffer, 5237 Sayılı TCK’ da  Özel ve Genel Hükümler         Açısından Asliye Ceza Davaları, 2. Bası. 2008.4)      Tezcan, Durmuş/ Erdem, Mustafa Ruhan/ Önok, R.Murat, Teorik ve Pratik Ceza Özel  Hukuku, 7.Bası. 2010. 5)      Yalvaç, Gürsel, Ceza ve Yargılama Hukuku Yasaları, 10. Bası. 2010.

  Bu makale, sayın Av. Salih GÜLGELDİ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

 KISALTMALAR


A.g.e. : Adı geçen eser
AY : Anayasa
b. : Bent
bkz. : Bakınız
c. : Cümle
E. : Esas
f. : Fıkra
K. : Karar
m. : Madde
s. : Sayfa
TCK : Türk Ceza Kanunu
vd. : Ve devamı
v.s : Ve sair
Yar. CD. :Yargıtay  Ceza Dairesi

------------
[1] Artuk, Gökçen, Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.532.

[2] Artuk, Gökçen, Yenidünya, a.g.e, s.532.

[3] Tezcan/ Erdem/ Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s. 639.

[4] Artuk, Gökçen, Yenidünya, a.g.e, s.533.

[5] Erman, Sahtekarlık Suçları, s.423.

[6] Parlar, Hatipoğlu, 5237 Sayılı TCK’ da  Özel ve Genel Hükümler Açısından Asliye Ceza Davaları, s.700.

[7] Artuk, Gökçen, Yenidünya, a.g.e, s.533.

[8] Tercan, Erdem, Önok, a.g.e, s. 699.

[9] Artuk, Gökçen, Yenidünya, a.g.e, s.534.

[10] Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e, s. 700.

[11] Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e, s. 701.

[12] Artuk, Gökçen, Yenidünya, a.g.e, s. 568.

[13] Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e, s. 701.

[14] Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e, s. 702.

[15] Erman, a.g.e, s. 441.

[16] Erman, a.g.e, s. 439.

[17] Erman, a.g.e, s. 440.

[18] Parlar, Hatipoğlu, a.g.e, s. 726.

[19] Erman, a.g.e, s, 441.

[20] Parlar, Hatipoğlu, a.g.e, s. 726.

[21] Erman, a.g.e, s, 463.

[22] Erman, a.g.e, s, 465.

[23] Erman, a.g.e, s, 436.

[24] Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e, s. 707.

[25] Parlar, Hatipoğlu, a.g.e, s. 732.

[26] Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e, s. 708.

[27] Erman, a.g.e, s. 532.

[28] Erman, a.g.e, s. 536.