Herkesin bildiği üzere ülkemizde faizsiz ev-araba alma sistemi son yıllarda büyük bir artış göstermiş, birçok vatandaşımız bu sisteme üye olarak organizasyon ücreti adı altında ödeme yaparak ve ardından aylık taksitler karşılığında ev-araba sahibi olmayı hayal etmektedir.

Son yıllarda yaşanan olumsuz ekonomik gelişmeler, ev ve araba fiyatlarının bir hayli yüksek artışı sonucunda bahsi geçen faizsiz ev-araba alma sisteminde problemler yaşanmaya başlanmış olup üye olan kişiler sistemden çıkarak ödedikleri tutarları iade almak istemektedirler.

Çoğu firma, taksit iadelerini gerçekleştirirken ne yazık ki bazı firmalar, “organizasyon ücreti” adı altında alınan miktarları iade etmemektedirler. Gerekçesi ise üye olunurken imzalanan sözleşmede yer alan “sözleşmeden cayma halinde organizasyon ücretinin iade edilmeyeceği” hükmünü ileri sürmektedirler.

Haksız şart olması halinde geçersiz olacak bu tarz maddeler karşısında vatandaşlarımız da çaresiz bir şekilde, eğer şanslılarla ödeme yaptıkları taksitleri iade almakta ancak “organizasyon ücretini” ise geri alamayacaklarını düşünmektedirler.

Hizmet veren firmalar tarafından önceden matbu olarak hazırlanan bu sözleşmelerde uzman hukukçular için dahi, fark edilmesi zor tuzaklar bulunmaktadır. İşte bu şekilde haksız ve tek yanlı olarak hazırlanmış sözleşme koşullarına karşı tüketicinin korunması gerekmektedir.[1]

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5/1. maddesinde[2] “haksız şart” tanımlanmış olup bahsi geçen madde aynen;

“Madde 5-(1) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.” şeklindedir.

Maddenin devamında 2. fıkrada; “Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür.” şeklinde hükümle haksız şartların kesin olarak hükümsüz olacağı başka bir ifadeyle geçersiz olacağı belirtilmiştir.

Kanuni düzenlemenin aksine firmalar, haksız şart niteliğindeki maddeleri tüketiciye ayrıntılı bir şekilde açıklaması gerekirken aksine dikkatlerini çekmemek için hızlı bir şekilde sözleşmeyi imzalatmakta, tabiri caizse “zaten klasik şeyler yazıyor, imzalayın geçin” demekte hasbelkader tüketici farkına varıp itiraz ederse de “işine gelirse böyle, işine gelmezse imzalama” demektedirler.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5/2. maddesi ile haksız şartların geçersiz olduğu belirtildiğinden tüketicinin imzaladığı sözleşmede yer alan “sözleşmeden cayma halinde organizasyon ücretinin iade edilmeyeceği” yönündeki hükümler; tüketici ile müzakere edilmeden yani karşılıklı bir şekilde anlaşma yapılmadan sözleşmeye eklenmişse ve tüketicinin aleyhine dengesizliğe neden oluyor ise sözleşmenin ilgili maddesinin tüketiciyi bağlamayacağını ifade edebiliriz.

Yani faizsiz ev-araba alma sistemini işleten firmalar; salt bahsi geçen sözleşme hükmüne dayanarak “organizasyon ücretinin” iade edilmeyeceğini ileri süremeyeceklerdir.

Görüldüğü gibi karşı taraf önceden tek yanlı olarak hazırlanan koşulları önceden görüp içeriğine etki edemediği gibi sözleşme görüşmelerinde pazarlık konusu da yapamamaktadır. Böylece sözleşme özgürlüğünün en temel ilkelerinden olan “tarafların eşitliği” ilkesi zedelenmiş olmaktadır.[3]

Nitekim Konya Bölge Adliye Mahkemesi, 5. Hukuk Dairesinin, 09.12.2020 tarihli, 2020/899 E., 2020/895 K. sayılı kararı; “Söz konusu düzenlemeye göre; sözleşmenin imzasından sonra organizasyonda bir gün bile kalan alıcı davacıdan 28000.00 TL tutarında, miktar olarak makul sayılmayıp sözleşmeyle bağlı kalınan süreye göre "uygun" bir ücret olduğu da kabul edilmeyen organizasyon ücreti altında ödenen bedelin tamamının iade edilmeyeceğine ilişkin sözleşmenin 7.maddesinin; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilmiş olması ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizlik oluşturması nedeniyle haksız şart olduğunun kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararına yapılan istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.” Şeklindedir.

Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 18. Hukuk Dairesinin, 18.04.2019 tarihli, 2017/2387 E., 2019/808 K. sayılı kararı; “Mahkemenin de kabul ettiği gibi sözleşme tip sözleşme olup, organizasyon ücreti adı altında henüz karşılığı olmayan, peşin yapılan ödemeden dolayı davacı için herhangi bir masraf yapıldığı kanıtlanamamıştır. Davacı da sözleşmeden ayrılmış olup ve matbu olarak düzenlenen sözleşmede öngörülen şart TKHK m. 5 kapsamında haksız şart olduğundan, davacının sistem içinde kaldığı dönemle orantılı olarak davanın kısmen kabulü usul ve yasaya uygundur. Davalı istinaf talebinde haklı değildir.” şeklindedir.

Sunulan kararlarla paralel olarak organizasyon ücretinin iade edilmeyeceğine ilişkin hükümlerin “haksız şart” olarak kabul edildiğini bu nedenle kanunda açık bir şekilde belirtildiği üzere tüketici yönünden kesin olarak hükümsüz olduğunu; sözleşmeden cayan tüketicilerin yani üyelerin “organizasyon ücreti” adı altında peşin ödenen miktarları iade alabileceklerini; yargılama aşamasında firmaların, tüketici tarafından peşin ödenen organizasyon ücretinin tüketici için harcadığını kanıtlaması gerektiğini ve en nihayetinde sistemde üye olarak kalınan süre ile tahsil edilen organizasyon ücretinin orantılı olması gerektiğini ifade edebiliriz.

-----------------

[1] İ.Yılmaz Aslan, 6502 Sayılı Kanuna Göre Tüketici Hukuku, Ekin Kitabevi, Bursa 2014, s.309; Aynı yönde bkz. Yeşim M. Atamer, Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Sorunu Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, Beta Yayınevi, İstanbul 2001, s.35.

[2]Maddenin tamamı;

Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar

MADDE 5- (1) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.

(2) Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez.

(3) Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez.

(4) Sözleşme şartlarının yazılı olması hâlinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; bu hüküm, tüketicinin lehine yorumlanır.

(5) Faaliyetlerini, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi veya kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın bu madde hükümleri uygulanır.

(6) Bir sözleşme şartının haksızlığı; sözleşme konusu olan mal veya hizmetin niteliği, sözleşmenin kuruluşunda var olan şartlar ve sözleşmenin diğer hükümleri veya haksız şartın ilgili olduğu diğer bir sözleşmenin hükümleri dikkate alınmak suretiyle sözleşmenin kuruluş anına göre belirlenir.

(7) Sözleşme şartlarının haksızlığının takdirinde, bu şartlar açık ve anlaşılır bir dille yazılmış olmak koşuluyla, hem sözleşmeden doğan asli edim yükümlülükleri arasındaki hem de mal veya hizmetin piyasa değeri ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki dengeye ilişkin bir değerlendirme yapılamaz.

(8) Bakanlık, genel olarak kullanılmak üzere hazırlanmış sözleşmelerde yer alan haksız şartların, sözleşme metinlerinden çıkarılması veya kullanılmasının önlenmesi için gerekli tedbirleri alır.

(9) Haksız şartların tespit edilmesi ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile sınırlayıcı olmamak üzere haksız şart olduğu kabul edilen sözleşme şartları yönetmelikle belirlenir.

[3] Murat Aydoğdu, Türk Borçlar Hukuku’nda Genel İşlem Koşullarının ve Tüketici Hukukunda Haksız Şartların Denetimi, Seçkin Yayınevi, Ankara 2014, s.188-189; Atamer, GİŞ Sempozyumu, s.14-15.