Giriş

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“Kanun”) uyarınca, eser; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musikî, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat ürünleri, eser sahibi ise fikir ve sanat eserini meydana getiren kişi şeklinde tanımlanmıştır.

Kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmek olarak belirlenmiştir.

Kanunun “Eser Sahibinin Hakları” başlıklı 13. maddesi uyarınca, fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri Kanun kapsamında koruma altına alınmıştır. Kanun’da eser sahibinin hakları belirlenirken mali ve manevi haklar şeklinde bir ayrıma gidilmiş olup, eser sahibinin mali ve manevi hakları ayrı başlıklar halinde ele alınmıştır.

Eser Sahibinin Mali Hakları

Eser sahibinin mali hakları, eser sahibinin eserinden ekonomik olarak faydalanabilmesine olanak sağlayan haklar olarak nitelendirilmektedir. Eser sahibinin bu haklarını başkalarına devredebilmesi de mümkündür.

Bir eser üzerindeki mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine ait olup, aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır.

Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir.

1) İşleme Hakkı

Bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

2) Çoğaltma Hakkı

Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine ait olup, eserlerin aslından ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü ses ve müzik kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da Kanun kapsamında çoğaltma sayılır. Buna ek olarak, çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır.

3) Yayma Hakkı

Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtmak hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Ayrıca, eser sahibinin izniyle yurt dışında çoğaltılmış nüshaların yurt içine getirilmesi ve bunlardan yayma yoluyla faydalanma hakkı da münhasıran eser sahibine aittir.

Yurt dışında çoğaltılmış nüshalar her ne surette olursa olsun eser sahibinin ve/veya eser sahibinin iznini haiz yayma hakkı sahibinin izni olmaksızın ithal edilemez. Kiralama ve kamuya ödünç verme yetkisi eser sahibinde kalmak kaydıyla, belirli nüshaların hak sahibinin yayma hakkını kullanması sonucu mülkiyeti devredilerek ülke sınırları içinde ilk satışı veya dağıtımı yapıldıktan sonra bunların yeniden satışı eser sahibine tanınan yayma hakkını ihlal etmez. Bir eserin veya çoğaltılmış nüshalarının kiralanması veya ödünç verilmesi şeklinde yayımı, eser sahibinin çoğaltma hakkına zarar verecek şekilde, eserin yaygın kopyalanmasına yol açamaz.

4) Temsil Hakkı

Bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarıyan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

5) İşaret, Ses ve/veya Görüntü Nakline Yarayan Araçlarla Umuma İletim Hakkı

Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı münhasıran eser sahibine ait olup, umuma iletim yoluyla eserlerin dağıtım ve sunumu eser sahibinin yayma hakkını ihlal etmez.

Eser Sahibinin Manevi Hakları

Eser sahibinin eser üzerindeki manevi hakları Kanunun 14 ila 17. maddeleri arasında sayılmıştır.

1) Umuma Arz Hakkı

Bir eserin umuma arz edilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını münhasıran eser sahibi tayin eder.

Bununla birlikte, eserin umuma arz edilmesi veya yayımlanma tarzı, sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyette ise eser sahibi, başkasına yazılı izin vermiş olsa bile eserin gerek aslının gerek işlenmiş şeklinin umuma tanıtılmasını veya yayımlanmasını yasaklayabilir.

2) Eser Sahibi Olarak Tanıtılma Hakkı

Eseri, sahibinin adı veya takma ad ile yahut adsız olarak, umuma arz etme veya yayımlama hususunda karar verme yetkisi münhasıran eser sahibine aittir.

Bir eserin kimin tarafından vücuda getirildiği ihtilaflı ise, yahut her hangi bir kimse eserin sahibi olduğunu iddia etmekte ise, gerçek sahibi, hakkının tespitini mahkemeden isteyebilecektir.

3) Eserde Değişiklik Yapılmasını Menetmek Hakkı

Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz.

Bunun yanında, Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işleyen, umuma arz eden, çoğaltan, yayımlayan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir.

Ayrıca, eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menedebilir.

4) Eser Sahibinin Zilyed ve Malike Karşı Hakları

Eserin tek ve özgün olması durumunda eser sahibi, kendisine ait tüm dönemleri kapsayan çalışma ve sergilerde kullanmak amacıyla, koruma şartlarını yerine getirerek iade edilmek üzere eseri isteyebilme hakkına sahiptir.

Eser sahibi, gerekli durumlarda aslın maliki ve zilyedinden, koruma şartlarını yerine getirmek kaydıyla, 4. maddenin 1. ve 2. bentlerinde sayılan güzel sanat eserlerinin ve 2. maddenin 1. bendinde ve 3. maddede sayılıp da yazarlarla bestecilerin el yazısıyla yazılmış eserlerinin asıllarından geçici bir süre için yararlanmayı talep etme hakkına da sahiptir.

Eser Sahibine Tanınan Hakların Süresi

Eser sahibine tanınan mali haklar süre ile sınırlı olup, Kanunda öngörülen istisnai haller dışında koruma süresi, gerçek kişi eser sahibinin yaşadığı sürece ve ölümünden itibaren 70 yıl süre ile devam eder.

Eser sahibinin birden fazla olması halinde ise, koruma süresi, hayatta kalan son eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıl geçmekle son bulur.

Kanunun 46. ve 47. maddelerinde belirtilen eser üzerinde devletin yararlanma yetkisini kullanması ve kamuya mal etme halleri istisna kalmak üzere, koruma süresinin sona ermesinden sonra herkes eser sahibine tanınan mali haklardan faydalanabilir.

Eser sahibine tanınan manevi hakların korunması ise, süre ile sınırlı değildir.

Eser Üzerindeki Mali ve Manevi Hakların İhlali Halinde Başvurulabilecek Hukuki Yollar

Ceza Davası Açılabilecek Haller

Kanun kapsamında koruma altına alınan fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal ederek;

1. Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleme, temsil etme, çoğaltma, değiştirme, dağıtma, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletme, yayımlama ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz etme, satma, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayma, ticarî amaçla satın alma, ithal veya ihraç etme, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulundurma ya da depolama,

2. Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyma ve/veya eseri bu şekilde dağıtma veya yayımlama,

3. Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunma,

4. Hak sahibi kişilerin izni olmaksızın, alenileşmemiş bir eserin muhtevası hakkında kamuya açıklamada bulunma,

5. Bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösterme,

6. Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı, tanınmış bir başkasının adını kullanarak çoğaltma, dağıtma, yayma veya yayımlama,

7. Bir bilgisayar programının hukuka aykırı olarak çoğaltılmasının önüne geçmek amacıyla oluşturulmuş ilave programları etkisiz kılmaya yönelik program veya teknik donanımları üretme, satışa arz etme, satma veya kişisel kullanım amacı dışında elinde bulundurma fiillerini gerçekleştiren kişiler, hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır.

Buna ek olarak, dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla servis ve bilgi içerik sağlayıcılar tarafından eser sahipleri ile bağlantılı hak sahiplerinin bu Kanunda tanınmış haklarının ihlali halinde, hak sahiplerinin başvuruları üzerine ihlale konu eserler içerikten çıkarılır. Bunun için hakları ihlal edilen gerçek veya tüzel kişi öncelikle bilgi içerik sağlayıcısına başvurarak üç gün içinde ihlalin durdurulmasını ister. İhlalin devamı halinde bu defa, Cumhuriyet savcısına yapılan başvuru üzerine, üç gün içinde servis sağlayıcıdan ihlale devam eden bilgi içerik sağlayıcısına verilen hizmetin durdurulması istenir. İhlâlin durdurulması halinde bilgi içerik sağlayıcısına yeniden servis sağlanır.

Hukuk Davası Açılabilecek Haller

Eser üzerindeki mali ve/veya manevi hakların tecavüze uğraması veya tecavüz tehlikesinin varlığı halinde;

- Tecavüzün ref’i (giderilmesi) davası,            

- Tecavüzün men’i (önlenmesi) davası,

- Maddi ve Manevi Tazminat davaları açılabilir.

İlaveten, Kanunun 77. maddesi uyarınca, mahkemeye yapılacak bir başvuru neticesinde mahkemece ihtiyati tedbirler uygulanabilir.

Sonuç

Görüldüğü üzere, fikir ve sanat eserleri sahiplerinin eser üzerinde mali ve manevi hakları bulunmakta olup, söz konusu hakları Kanun kapsamında koruma altına alınmıştır. Eser sahiplerine tanınan mali ve manevi hakların koruma süresi ve bu hakların ihlali halinde başvurulabilecek hukuki yollar da Kanun’da açıkça belirtilmiş durumdadır.