2005'teki Atatürk Havalimanı yangını, malları yananlar, taşıma şirketleri, antrepocular, DHMİ ve sigortacılar arasında 300'den fazla davaya neden oldu. Davaların her birinde onlarca dilekçe verildi, defalarca bilirkişi incelemesi yaptırıldı, dosyalar mahkemeler arasında gitti geldi derken yıllar geçti. Sigortacılar kazanmış olsa da kısmi ödeme yaparak davacılar da gerisinden vazgeçerek sulh olmasalardı daha yıllarca sürerdi...

Yargı'daki sorunların tespiti için önemli bir kaynak sağlayan bu davaların dosyalarını Haziran ayında büromuzda yaz stajı yapan üçüncü sınıf hukuk öğrencilerine incelettirdik. Oluşturdukları veri tabanını derinlemesine inceleyip bulgularımı sizlerle ve yetkililerle paylaşacağım. Gözleri pırıl pırıl parlayan genç yaz stajyerlerimizin yargılamanın neden uzadığına ilişkin tespit ve çözüm önerileri ne kadar çarpıcı bakın görün:

1. Sorun mahkemelerin iş yükü sorunu değildir; dünyanın neredeyse her yerinde aynı ve hatta daha fazla iş yükü var... Yargı bu tür aynı sebepten kaynaklanan davaları toplu olarak görebilmeli, "Class action" Türkiye'de de olmalı.

2. Avukatlar da dahil herkes yargılamayı uzatmaya çalışmış; gerekli olup olmadığına bakılmaksızın çok fazla sayıda dilekçeler ve karşı dilekçeler verilmiş. Yazılılık bütün süreci çok geciktiriyor.

3. Duruşmaya gelmemek erteleme nedeni olmuş, lüzumsuz yere birçok duruşmalar yapılmış;

4. Mahkemeler gereğinden fazla bölünmüş, davaya bakması gereken görevli mahkemeyi bulmak bile gecikmelere neden olmuş.

5. Davalara “devlet baba” anlayışı, Devlet’e güven, ve her şeyi Devlet’ten bekleme anlayışı hakim olmuş...

6. Hakimler genelde Yargıtay kararlarına karşı direnemiyor.

7. Bilirkişilerin tarafsızlığı ve sorumluluğu sağlanmalı ve raporlarının uyuşmazlığı daha iyi ve güvenilir olarak aydınlatması sağlanmalı.

8. Zorunlu bilirkişililik yerine tarafların ayrı ayrı veya bir araya gelerek bilirkişileri seçmesi düşünülebilir; süreci uzatmayacak bir yöntem bulunmalı.

9. Duruşmalar sadece önemli ve anlamlı konularda olmalı, eğer böyle bir geliş olmayacaksa iptal edilmeli veya ertelenmeli, her duruşma bir konuya özgülenebilir ve taraflar ona göre hazırlıklı gelebilir, duruşmaya gelmeme durumlarına yaptırım öngörülebilir;

10. Mahkeme dışı uyuşmazlık çözüm yöntemleri geliştirilmeli.

11. Hakimler sadece hukukta değil davaların konularında da uzman olabilirler mesela Amerika’da olduğu gibi hukuk fakültesi öncesinde başka bir fakülte bitirmeleri aranabilir.

12. İddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı anında değerlendirilmeli, karar aşamasında geç olup, anlamını kaybediyor.

Değişik fakültelerden gelen bu genç hukuk öğrencileri Arda Baran Çakır, Aylin Çelikoğlu, Ayşe Yağcı, Defne Sökmen, Helin Akdağ, Merve Çimen, Mustafa Çağatay Akbaş, Neslihan Özer, Sebanur Aşık ile Zeynep İlayda Gürcü'ye ve bu çalışmada onlara rehberlik eden Av. Zeynep koray'a sonsuz teşekkürler...




"Yazarın izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."