İade-i muhakeme yani yargılamanın yenilenmesi  ilk defa 1973 de Yargıtay Kanunu ile kabul edilmiş ve hukukumuzda yer bulmuştur. Yargılamanın yenilenmesi genel itibariyle olağanüstü kanun yolu olarak sınıflandırılmış bir kavramdır. Kesin hükmü ortadan kaldırır niteliktedir. Kesin hükümden kasıt ise doğruluğu hukuken kabul edilmiş ve güncelde tartışılmayan mahkeme kararıdır. Ceza muhakemesinin önemli kavramlarından biri olan yargılamanın yenilenmesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 311 ila 323. Maddeleri arasında düzenlenmektedir.

Genel itibariyle bakıldığında yargılamanın yenilenmesi için aranan kıstas kesin hükmün temelinin sarsılmış olmasıdır. Yani kesin hükmün kurulduğu sırada değerlendirilmiş olan maddi unsurlarda hata olmasıdır. Ancak bu hallerde yargılamanın yenilenmesine başvurulabilir.

Yargılamanın Yenilenmesine Sebep Olan Durumlar

Yargılamanın yenilenmesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca lehe ve aleyhe olarak iki farklı şekilde gerçekleşebilmektedir.

1- Yargılamanın Yenilenmesinin Hükümlü Lehine Yapılması Nedenleri Nelerdir?

Yargılamanın yenilenmesi iki lehe ve aleyhe olma üzere iki şekilde gerçekleşebilmektedir. Yargılanmanın yenilenmesinin hükümlünün lehine şeklinde yapılması nedenleri ise CMK m.311/1 çerçevesinde düzenlenmektedir. Buna göre;

(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:

a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.

b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.

c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.

d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.

e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.

f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.

İlgili madde uyarınca sıralamak gerekirse;

- Sahte Belge : Burada yargılanmanın yenilenmesine konu alınacak sahte belge , ilk derece mahkemesinde gerçekleşen yargılama sürecinde delil niteliği taşıyan bir belgenin sahteliğidir. Söz konusu sahte belge suç teşkil eder nitelikte sahtelik unsuru içermelidir. Aksi halde ‘’yeni olay’’ şeklinde ele alınabilmesi de mümkündür.

- Yalancı Tanık: İlk derece mahkemesinde beyanda bulunmuş ve yalan beyanlarıyla kesin hükmü etkilemiş tanıklıklar ifade edilmektedir. Hükümlü aleyhine bir beyanın yahut ihmalin gerçekleşmiş olması esastır.

- Suçlu Hakim: Mevcut hal kesin hüküm kurulmasında yer almış hakimler için söz konusu olabilmektedir. Kanun burada hakimlerin görev suçu işlemesi halini aramaktadır.

- Hukuk Mahkemesinin Hükmü: Hukuk mahkemesi hükmünde mahkumiyet kararı verilmiş ve ceza mahkemesi de bu karara dayanmış ise söz konusu hukuk mahkemesi hükmünün yargıda ki bir diğer karar ile ortadan kalkması halinde yargılamanın yenilenmesi lehe yapılabilecektir.

- Yeni Delil ya da Yeni Olay: Burada bahsedilen yeni delil veya yeni olay kavramı kesin hüküm niteliğinde ki kararın verildiği tarihte var olan fakat hakimin bilgisi dahilinde olmayan delil ve olaylardır.

- Anayasa mahkemesinin hak ihlali tespit eden kararlarında, AİHM’nin etkin soruşturma yapılmadığını tespit eden kararlarında ve AİHM’nin sözleşmeye aykırılık tespit eden kararlarında yargılamanın yenilenmesi talep edilebilir.

2- Yargılamanın Yenilenmesinin Hükümlü Aleyhine Yapılması Nedenleri Nelerdir?

Yargılamanın yenilenmesi lehe yapılabildiği gibi aleyhe de yapılabilmektedir. Bu düzenleme her ne kadar Amerika, İtalya, Fransa gibi ülkeler tarafından uygulanmıyor olsa da Avusturya, Almanya gibi ülkelerde ve Türk hukuk sistemimizde de uygulanmaktadır. CMK m.314’de ele alınmıştır. Buna göre;

(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olan bir dava aşağıda yazılı hâllerde sanık veya hükümlünün aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar görülür:

a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.

b) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise.

c) Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa.

- Sahte Belge: Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere sahte belge  yargılamanın yenilenmesinin lehe yapılmasına neden olabileceği gibi aleyhe yapılmasına da neden olabilmektedir.

- Suçlu Hakim: Yargılamanın yenilenmesinin lehe yapılmasında açıklamış olduğumuz üzere hakimlerin görev suçu işlemiş olması durumunda yargılamanın yenilenesinin aleyhe yapılması nedeni olabilmektedir.

- Beraat Sonrası Hakim Önünde İkrar: Lehe yenilenme nedenlerşnden farklı olarak kanun hükmünde de açıkça belirtildiği üzere kurulan kesin hüküm sonrasında sanığın beraat etmesi halinde söz konusu olur. Şayet beraat eden sanık ilgili suçla ilgili hakim karşısında güvenilebilir nitelikte bir ikrarda bulunursa bu durum yargılamanın yenilenesinin aleyhe yapılması nedeni olabilecektir.

Yargılamanın Yenilenmesi Davası Nasıl Açılır?

Yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yoludur ve istem şartı bulunmaktadır. Bu nedenle söz konusu olabilmesi için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir.  Sanık hakkında kurulan kesin hükmün yargı halini almış olması esastır. Aksi halde hükmün yargı halini almamış olması demek olağan kanun yollarının var olduğu anlamına gelmektedir ve yargılanmanın yenilenmesi söz konusu olmayacaktır.

İade-i muhakeme, herhangi bir süreye tabi olmadan ileri sürülebilmektedir. Olağanüstü kanun yolu olarak nitelendirildiğinden herhangi bir zamanaşımı öngörülmemiştir.

Yargılamanın yenilenmesi davasının kimler tarafından açılabileceği ilgili kanunun 317. maddesinde açık bir biçimde düzenlenmemiş, atıfta bulunulmuştur. Buna göre;

(1) Kanun yollarına başvurma hakkındaki genel hükümler, yargılamanın yenilenmesi istemi hakkında da uygulanır.

İlgili kanun maddesi uyarınca iade-i muhakeme davasını olağan kanun yoluna başvurabilecek olan kişiler açabilecektir.

Yargılamanın yenilenmesi davası açabilmek için esasında en önemli husus delil gösterebilme hususudur.  Bu aşamada delil gösterebilmek aslında tüm bu tanımlamış olduğumuz kavramın netleşmesini sağlayacak temel parçadır. Yargılamanın yenilemesi davası açarken delil sunulması ilgili kanun kapsamında  ‘’ Yargılamanın yenilenmesi istemi, bunun yasal nedenleri ile dayandığı delilleri içerir.’’ (CMK m.317/2) şeklinde düzenlenmiştir. Bir sebebe yahut delile dayalı olarak açılmış yargılamanın yenilenmesi davası reddedilirse farklı bir sebepten tekrar dava açılabilir.

Yargılamanın yenilenmesi davası talebe bağlı olduğundan talep olmaksızın yargı makamı kendiliğinden harekete geçmez.

Yargılamanın Yenilenmesi Hangi Hallerde Kabul Edilmez?

Yargılamanın yenilenmesi davası açıldığı takdirde kabul edilebileceği ihtimali olduğu gibi reddedilebileceği ihtimali de vardır. Söz konusu durum ilgili kanunun 315. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, yargılamanın yenilenmesinin kabul edilemeyeceği 2 hal bulunmaktadır.

(1) Kanunun aynı Maddesinde yer almış sınır içinde olmak üzere cezanın değiştirilmesi amacıyla yargılamanın yenilenmesi kabul edilemez.

Kesin hükmün verildiği kanun maddesinin alt-üst ceza sınırlarını değiştirmek amaçlı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Yargılamanın yenilenmesi istemi söz konusu kesin hükmün verildiği kanun maddesinin değişimi istemi şeklinde yapılabilir.

(2) Hatanın giderilebilmesini sağlayacak başka bir yol varsa, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez.

Yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yolu olması nedeni ile söz konusu hatanın düzeltilmesi için farklı bir yol varsa (ki bu yol olağan kanun yollarının varlığı anlamına gelmektedir )o takdirde yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Özetle olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir.

İstemin Kabulü Veya Reddi

Bahsetmiş olduğumuz tüm şartlar neticesinde yapılmış bir yargılamanın yenilenmesi istemi CMK m.318 uyarınca kabule değer olup olmadığı değerlendirilir.

CMK m.318

(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.

(2) 303 üncü Madde gereğince Yargıtayın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur.

(3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir.

Kanunda açıkça belirtildiği üzere istemin kabule değer olup olmadığı hüküm kuran mahkemeye sunulan istem neticesinde değerlendirmeye alınır. Çıkacak karar ise ilgili mahkemece duruşma yapılmaksızın verilir.

1- Ret kararı verilmesi kanun kapsamında düzenlenmiş olup belli durumlarda yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedilebileceği öngörülmüştür. CMK m.319/1 ‘’ Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir.’’  Şeklinde yargılamanın reddedilebilme hallerini belirlemiştir. Buna göre kanun hükümleri uyarınca belirlenmiş şekil şartlarına uygun olmayan, yasal nedene ve ispat niteliği taşıyan delillere dayanmayan taleplerin reddi gerekmektedir.

2- Yargılamanın yenilenmesinin kabule değer görülmesi halinde belli safhalara geçilir. Bunlar;

- Delil toplanması: Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini yerinde bulursa delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bu hususları yerine getirebilir. (CMK m.320/1)

- Düşünce ve görüş istenmesi: Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir. Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir. (CMK m.320/3)

- Yargılamanın yenilenmesi kararı:  Söz konusu karar kesinleşmiş kararı ortadan kaldırır nitelikte değildir. Yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilecek olan hüküm ancak kesin kararı kaldırabilir. Bu durumda verilmiş olan karar ‘’iddianamenin kabulü’’ benzeri bir anlama gelmektedir.

İnceleme Neticesinde Verilebilecek Kararlar

Yargılamanın yenilenmesi davası kapsamında yeniden yapılacak olan duruşmalar neticesinde CMK m.323 uyarınca;

(1) Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir.

Yeni duruşma neticesinde mahkeme eski kararı onaylayabilir ya da hükmü iptal ederek yeni bir hüküm kurabilir. Kurulacak olan yeni hüküm açısından belli şartlar vardır. Bunlar ilgili maddenin devam eden fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir;

(2) Yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez.

Yani verilecek olan yeni hüküm leheyse önceki hükümden daha ağır bir ceza olamaz. Bu durum ‘cezanın ağırlaştırılması yasağı’ olarak adlandırılır.

(3) Yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddî ve manevî zararlar bu Kanunun 141 ilâ 144 üncü Maddeleri hükümlerine göre tazmin edilir.

Yargılamanın yenilenmesi neticesinde beraat yahut ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin bir karara varılırsa kişinin maddi ve manevi olmak üzere tazminat hakkı doğar. Maddi tazminat hakkı olarak nakdi bir tamirin olması 2005 yılında kabul edilmiştir. Açılacak tazminat davaları kanunda belirtildiği üzere CMK m.141-144 arası belirlenmiş hükümlere göre yapılmalıdır.

Karar Neticesinde İstinaf Kanun Yolu

CMK m. 317 ‘’ 1) Kanun yollarına başvurma hakkındaki genel hükümler, yargılamanın yenilenmesi istemi hakkında da uygulanır.’’ Şeklinde düzenlenmiştir. Yani yargılamanın yenilenmesinde kanun koyusu genel hükümlerin uygulanmasını öngörmüştür. Dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi neticesinde verilecek hükümler istinaf edilebilecektir.