İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Mahmutbey gişelerinin kapatılmasına teşebbüs edilmesi ve Ispartakule'de meydana gelen olaylarla ilgili, 10'u tutuklu 36 askerin yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 10 tutuklu sanık katıldı. Tutuksuz olarak yargılanan dönemin erbaşlarından bazılarının Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandığı duruşmada, davanın müdahil kurumları Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı'nı ise avukatları temsil etti.

- "Tek suçumuz komutanlara itaat etmekti"

Duruşmada, tutuksuz yargılanan 8 erbaşın SEGBİS aracılığıyla savunması alındı. Bu kişilerden Salih Fırat, herkesin, erlerin suçsuz olduğunu bildiğini belirterek, "Vatani görevimizi yerine getirmek için davul zurnayla uğurlanarak askere gittik. Tek suçumuz komutanlara itaat etmekti. Biz orada emir komuta kurbanı olduk." dedi.

İçtimadan sonra zırhlı araçlarla Mahmutbey gişelerine yol kontrolü için götürüldüklerini ve oraya varıp inmelerinden 2 saat sonra halkın o alana gelmeye başladığını anlatan Fırat, "Halk bize doğru ellerinde Türk bayraklarıyla gelince şaşırdık, ne olduğunu anlamaya çalıştık. Bize videolar izlettiler. Serhat üsteğmenimiz 'kışlaya dönün' diye emir verdi. Giderken halk önümüzü kesti. Serhat üsteğmen ve başçavuşumuzu götürdüler. Bir uzman çavuşla birlikte orada bekledik. Tankın içinde bekliyorduk ve polisler gelip bizi aldı. Darbe olduğunu nezaretteyken bile anlayamadık, 3-4 gün sonra anlaşıldı." diye konuştu.

Savunma yapan diğer askerler de darbeden haberlerinin olmadığını ve emir komuta doğrultusunda Mahmutbey gişelerine götürüldüklerini dile getirdi.

-Tanık beyanları

Duruşmada, daha önce alınan ara kararlar gereği, 15 Temmuz darbe girişimi döneminde Mahmutbey gişelerinde görev yapan İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) görevlileri ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü Şehit Şakir Koç İstasyon Amirliği'nde görev yapan 8 trafik polisinin tanıklığına başvuruldu.

Bölge trafik müdür yardımcısı olan Ali İhsan Şirin, yıllık izinde olduğunu ancak televizyondan darbe girişimi haberini aldıktan sonra oğluyla birlikte görev yerine gittiğini belirterek, şunları ifade etti:

"Saat 23.45'de gişelere geldim. Burada Tuncay Ayan komiserden bilgi istedim. Bana, 'askerlerin 4 zpt ve bir ciple geldiklerini ve kendilerini teslim almak istediklerini, teslim olmadıklarını, Ispartakule'ye doğru gittiklerini' söyledi. Merkezle telsizle konuştum ve 'bize saldıracaklar' diye uyardım. 'Takviye göndereceğiz' dediler. Dışarı çıktım ve provokasyon yapan bir iki kişiyi içeri aldırdım. Bu sırada kalabalıklaşan vatandaşı ikna etmeye, olayları yatıştırmaya çalışıyorduk. Binbaşı olduğunu hatırladığım Enver Muratoğlu (davanın tutuklu sanıklarından) silahsız bir şekilde kapıya geldi. Ondan, askerlerine gelip teslim olmalarını söylemesini istedim. Saat 01.20'de 'askerler geri geliyorlar' dediler. Memurlara çelik yelek giydirdim ve çatışmaya hazır olma emri verdim. 'Teslim olmayacağız, orada onlarla öleceğiz' dedim. Sonra silahsız şekilde gelince, teslim olmaya geldiklerini anladık. Teker teker alıp içeri koyduk, sabah da hepsini teslim ettik. Memurların, askerleri darp etmesine müsaade etmedim."

-"Dost kuvvet olarak geldiklerini söylediler"

Trafik polisi olan tanık Hasan Hüseyin Gedik de telsizle bilgi almalarının ardından, gişeye geldiklerini ve yolu trafiğe kapattıklarını belirterek, "4 tane askeri araçla geldiler. Bize, 'dost kuvvet olarak geldiklerini' söylediler. Namluları bana doğruydu, dost kuvvet olduklarına inanmadım. Öncelikle Enver binbaşı gözaltına alındı. Askerlerle irtibat kurdu, ilerleyen saatlerde diğer askerler de muhafaza altına alındı. Binbaşı geldiğinde üstünde rütbeleri yoktu. " şeklinde konuştu.

Tanık trafik polislerinden Musafa Kocaoğlu da kimlik tespiti sırasında FETÖ/PDY soruşturması kapsamında görevinden uzaklaştırıldığını belirtince, mahkeme heyeti başkanı tarafından tanık yemini yaptırılmadı.

Gözaltı süreci ve yaşananlarla ilgili tüm tutanakları idari personel olduğu için kendisinin tuttuğunu aktaran Kocaoğlu, "Binbaşı Enver Muratoğlu ile başbaşa kalmıştık. Telefonunun ekranındaki eşi ve çocuğunun resmi gözüme takıldı. 'Eşini ve çocuğunu mağdur edecek kadar bunu yapmanızın sebebi neydi?' diye sorduğumda, kaçamak cevaplar verdi. 'Bundan sonra içeride olacaksın. Niye geldiniz?' diye tekrar sordum. Kafasını aşağı yıkarak, 'evet, darbe yapmaya gelmiştik' dedi. O yapıya üye olduğunu da söyledi." ifadelerini kullandı.

Diğer tanıkları da dinleyen mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.

- İddianameden

İddianamede, suç tarihinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında 2. Mekanize Piyade Tabur Komutan Vekili olan Binbaşı Enver Muratoğlu, üsteğmenler Zübeyir Bayır, Gökhan Şahan, Serhat Serdar Bank, astsubaylar Ali Yaşar Ekincioğlu, Deniz Yılmaz, Durmuş Çalkan, Mustafa Ozan Keserci ile uzman çavuşlar Durali Sazlık, Yunus Uysal ve Hüseyin Babur ile 25 er, sanık olarak yer alıyor.

Sanık Durali Sazlık haricindeki 10 rütbeli askerin soruşturma kapsamında tutuklandığı kaydedilen iddianamede, sanıkların ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan da 7 yıl altışar aydan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

İddianamede, "Darbenin planlayıcıları tarafından İstanbul'a giriş çıkışların kontrol altına alınmasına çok önem verilmiştir. Trafiğin kontrol altında tutulması hem şehir içindeki birliklerin hızlı intikali hem de emniyet birimlerinin ve darbe karşıtı grupların kontrol edilmesi ve engellenmesi için kritik önem arz etmektedir. Ayrıca İstanbul dışından gelecek askeri birliklerin hızlı intikali de ancak şehir giriş çıkışlarının kontrolü ile sağlanabilecektir. Bunun bilinci ile Boğaz köprüleri gibi aynı amaçla İstanbul'un Batı girişi Mahmutbey gişeler girişi de işgal edilmek istenilmiştir." ifadeleri yer alıyor.

Sanıkların gişeleri kapatmaya teşebbüs ettikleri ve bu sırada meydana gelen olayların anlatıldığı iddianamede, tanıkların beyanına göre Binbaşı Enver Muratoğlu'nun polise teslim olduğu sırada "Evet, darbeden haberim vardı. Burayı kontrol altına almaya gelmiştik. Ben de cemaattenim." dediği kaydediliyor.