ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundaki (KHO) eylemlere ilişkin 72'si tutuklu 239 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.

Sanık Safa Özkan, savunmasında, darbe girişiminden önce üsteğmen rütbesinde görevli olduğunu, hafta sonu yapılması planlanan Harp Tarihi gezisiyle ilgili çalışma yürüttüğünü söyledi.

Gezi için 27 kursiyer teğmene emniyet görevi verildiğini belirten sanık Özkan, davanın tanıklarından binbaşı Dilaver Uysal'ın emriyle 15 Temmuz akşam saatlerinde Kara Harp Okuluna giderek hazırlıkları tamamlamaya çalıştığını öne sürdü.

Özkan, bir süre sonra firari eski kurmay yarbay Ömer Ergenekon'un emniyet görevi verilen kursiyerleri yanına çağırarak prova yapılacağını söylediğini aktardı. Kursiyerlere verilecek silah ve mühimmatı tamamladıktan sonra kursiyerlerin kurs taburuna gittiğini bildiren Özkan, kendisinin tabura gittiğinde ise kursiyerlerin bir otobüse bindirildiğini gördüğünü anlattı.

Amirlerine bilgi verdikten sonra taburdan ayrıldığını beyan eden Özkan, kurs taburuna tekrar geldiğinde alarm verildiğini öğrendiğini dile getirdi. Daha sonra Bozpark bölgesine gittiğini söyleyen Özkan, savaş uçaklarının uçmaya başlamasının ardından güvenli bir bölgeye geçerek beklemeye başladığını iddia etti.

Görev yerine geldiğinde darbe girişimine ilişkin haberleri gördüğünü savunan Özkan, darbeye yönelik bir faaliyetinin bulunmadığını, kurmay yarbay Ergenekon tarafından emniyet görevi verilen kursiyerlerin Türk Telekomu işgale götürüldüğünden de haberdar olmadığını ileri sürdü.

- "Dekanlık personeli silah alacak"

Daha sonra darbe girişiminde Kara Harp Okulunda silah dağıtımı yaptığı belirtilen eski üsteğmen Erdoğan Güçlü'nün savunmasına geçildi.

Güçlü, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da mesaiden sonra Harp Okulundan ayrıldığını, terör saldırısı olabileceğine dair WhatsApp konuşmalarını görmesinden bir süre sonra birlikteki nöbetçi personelin araması üzerine okula gittiğini anlattı.

Okulda, neler olduğunu anlamak için alay nöbetçi amirinin odasına gittiğinde televizyondan askeri kalkışma olduğuna dair haberleri gördüğünü savunan Güçlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dumlupınar taburuna saat 03.00 civarı gittim. Buradan kendi taburuma doğru hareket ederken tabur komutanım Ali Demir'i gördüm, yanında binbaşı Devrim Çamur da vardı. Demir bana, 'Dekanlık personeli emniyet amaçlı silah alacak, depoyu aç.' dedi. Kendi taburuma gittikten sonra 03.30 civarı depoyu açtım. Sandıklar üst üste dizili olarak duruyordu. Sandıklarda bulunan HK-33 piyade tüfeğini silah almaya gelen personelin isimlerini kayıt altına alarak mühimmatsız olarak dağıttım."

Silah dağıtımı yaptığı esnada darbe girişiminden bahsedilmediğini, silahları emniyet maksatlı dağıttığını iddia eden Güçlü, ilerleyen saatlerde silahları eksiksiz teslim aldığını vurguladı.

Güçlü, "Darbeci olan biri dağıttığı silahları kayıt altına almaz, idari tahkikat heyetine de bu kayıtları vermez. Üzerime atılı tüm suçlamaları reddediyorum." savunmasını yaptı.

Duruşmaya öğle arası verildi.