İSTANBUL (AA) - MUHAMMED ŞEYH YUSUF - Suriye rejimine muhalif ülke dışındaki gruplar, "Esed'siz geçiş sürecinde" ısrar ederken, ülke içindeki muhalif gruplar Ulusal Koordinasyon Komitesi, Kahire Platformu ve Moskova Platformu, Riyad 2 Konferansının sonuç bildirisini imzalamasına rağmen Esed'in gitmesi konusunda daha belirsiz bir tutum benimsiyor.

Ülkedeki krizin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen, muhaliflerin çözüme yaklaşımları halen çeşitlilik arzediyor. Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum, ilgili ülkeler arasında 2012'de kabul edilen yeni anayasa, seçimler ve geçiş yönetimini destekleyen BM'nin 2254 sayılı kararı temelinde Cenevre 1 bildirisini esas alırken, Suriyeli taraflar ve onlara destek veren ülkeler arasında ülkenin geleceği için Esed'in gitmesinin gerekliliği noktasında bir takım ihtilaflar mevcut. Astana görüşmelerini başlatan Türkiye, Rusya ve İran koalisyonunun, Suriye’de barışın tesisi için gayretleri devam ederken, bazı taraflarca Esed merkezli bir sistemi tüm taraflara kabul ettirme planları da gündeme geliyor.

-Riyad 2 Konferansı'nda ne oldu?

Muhalifler, 22-23 Kasım'da Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da toplanarak yeni ve geniş kapsamlı bir Müzakere Yüksek Komitesi (MYK) oluşturdu. Riyad 2 toplantısı bildirgesinde muhalifler, Beşşar Esed görevi bırakmadan geçiş yönetiminin başlamayacağını vurguladı.

Müzakere başlığını "geçiş sürecinde Beşşar Esed ve rejimi yönetimden ayrılmalı" olarak belirleyen katılımcılar, şartsız doğrudan müzakerelerin, tüm konuların masaya yatırılması anlamına geldiğini ve kimsenin ön koşul sunma hakkının olmadığını vurguladı.

140'dan fazla kişinin katıldığı, 2 gün devam eden toplantının sonuç bildirisinde, Esed ve yönetici zümrenin "geçiş sürecinin başladığı anda gitmesi gerektiği' açık bir şekilde ifade edilirken, "Suriye topraklarının birlik ve beraberliği, arzulanan devletin tüm topraklarda egemenliği ve bir karış toprağından taviz verilmemesi" vurgulandı.

Bildiride ayrıca, "Suriye'deki güvenlik ve askeri kurumların yeniden yapılandırılması ve şekillendirilmesiyle birlikte devlet kurumlarının korunacağı, reforme edileceği, çalışanlarının haklarının garanti altına alınacağı" taahhüt edilerek, silah taşıma ve kullanım hakkının, Suriye halkının özgür seçimler aracılığıyla seçtiği meşru devlet kurumlarıyla münhasır olacağı vurgulandı.

Terör ve aşırıcılığın her türlüsüne, bölgede güvenlik ve istikrarı sarsan İran başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel müdahalelere karşı olduklarını ifade eden katılımcılar, siyasi çözümün hedefinin, BM gözetiminde ülke içinde ve dışındaki Suriyelilerin katılacağı şeffaf ve özgür seçimlere, dış müdahale olmaksızın bir anayasa oluşturulmasına ve köklü bir siyasi geçiş sürecine imkan tanıyacak, eşit vatandaşlık ilkesine dayalı demokratik bir devletin kurulması olduğu konusunda mutabık kaldı.

"Müzakere Heyeti" kasım ayındaki yeni oluşumundan sonra muhalefeti temsil eden meşru taraf olarak, BM şemsiyesi altında BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile de bazı görüşmeler yaptı.

- SMDK

Muhaliflerin çatı kuruluşu Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) da Cenevre 1 bildirgesi ile BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı temelinde bir siyasi geçişin gerçekleştirilmesiyle ilgili Suriye müzakere heyetinin yayımladığı Riyad 2 bildirisiyle mutabık.

AA muhabirine konuşan SMDK Başkan Yardımcısı Abdurrahman Mustafa, Cenevre 1 Anlaşması ve BMGK'nın 2118 ve 2254 sayılı kararlarının, siyasi çözüm için temel olduğunu dile getirdi.

Siyasi geçiş süreci olmaksızın gerçek bir siyasi çözümün sağlanamayacağını savunan Mustafa, "Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması için BM'nin öncülük ettiği süreç temelinde Suriye krizinin siyasi çözümüne inanıyoruz. Çözüm, tam yetkili geçiş yönetimi liderliğinde bir geçiş sürecinden ibarettir. Parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ve referanduma sunulacak bir anayasanın kabul edilmesiyle geçiş yönetimi de sona erer." dedi.

-Astana'daki Suriye Muhalefeti Askeri Heyeti

Astana toplantısına katılan Suriye Muhalefeti Askeri Heyeti de çözümün Cenevre 1 bildirisi ile BM'nin 2254 sayılı kararından geçtiğini savunuyor. Heyetin Hukuk Komitesi Başkanı Yasir el-Ferhan, SMDK'nın da onayladığı BM Güvenlik Konseyi'nin 2118 ve 2254 sayılı kararları ile Cenevre 1 bildirisinin çözüm yolu olduğunu kaydetti.

Ferhan muhalefetin, cumhurbaşkanlığı ve hükümeti kapsayan, emniyet ve ordunun görevlerini denetleyen tam yetkili geçiş yönetimine ulaşmak için bu kararları benimsediğini söyledi.

Geçiş yönetiminin karşılıklı uzlaşı çerçevesinde oluşturulacağına dikkati çeken Ferhan, "Topraklarından göç ettirilen 12 milyon Suriyelinin yeniden dönmesi, Esed ve rejimin sembol isimleri olan savaş suçlularının uzaklaştırılmasını gerekli kılıyor." diye konuştu.

Anayasa meselesine ilişkin, genel ilkelerin incelenerek, geçici anayasa bildirisinin oluşturulmasının önemli olduğuna işaret eden Ferhan, kalıcı anayasanın kabul edilmesinde yalnızca Suriye halkının söz hakkı olduğunu ve istikrar sağlandıktan sonra halkın, seçilecek olan kurucu meclisin oluşturduğu anayasayı referandumda oylayacağını vurguladı.

-Askeri gruplar

Askeri grupların, siyasi çözüme yönelik tutumu da Suriye dışındaki muhalefetten pek bir farklılık arzetmiyor. Suriye'nin Humus ilindeki muhalif askeri grupların, Cenevre ve Astana'daki temsilcisi Fatih Hassun, siyasi çözümün, Esed ve rejimin adamlarının olmadığı siyasi geçiş süreciyle sağlanabileceğini söyledi.

Hassun, Cenevre 1 bildirisi ve 2254 sayılı BM kararı başta olmak üzere uluslararası kararların önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti:

"Esed ve beraberindekilerin gitmesi ve Suriye'de toprak bütünlüğünün korunması başta olmak üzere bu kararların uygulanması için birlikte gayret eden dürüst ve dost müttefiklerin sayesinde krizin çözüm imkanı olacaktır."

-Ulusal Koordinasyon Komitesi, Kahire ve Moskova platformlarında "belirsiz tutum"

Rejime yakın olduğu savunulan Suriye içindeki Ulusal Koordinasyon Komitesi, Kahire Platformu ve Moskova Platformu ise bazı ülkelerce muhalefet olarak tanımlanmasına ve Riyad 2 bildirisini imzalamasına rağmen Esed'in gitmesi konusunda belirsiz bir tutum benimsiyor.

-Diğer oluşumlar

Bunların dışında Esed'e karşı savaşan Ahrar eş-Şam ile Nureddin ez-Zengi gruplarının birleşmesiyle oluşan Suriye Kurtuluş Cephesi gibi grupların yanısıra Heyet Tahrir Şam (eski adıyla Nusra Cephesi) gibi muhalif gruplar da çözüm için öncelikle Esed rejiminin askeri olarak tamamen düşürülmesi ve halkla müşterek yönetimlerin oluşturulması gerektiğini savunuyor. Söz konusu bu muhalif gruplar, Suriye'de çözüm arayışı için yapılan uluslararası toplantılara da katılmıyor.

Öte yandan ABD'den büyük destek aldığı bilinen PYD/YPG terör örgütünün, rejim ve muhalefetten farklı kendine has "ayrılıkçı bir gündeminin" olduğunu ifade eden gözlemciler, buna binaen, bu örgütün de herhangi bir uluslararası konferans ya da BM gözetimindeki istişare toplantılarına katılmasını uzak bir ihtimal olarak görüyor.

Mütercim: Zeynep Tüfekçi