TUNUS (AA) - ENES CANLI - Arap Baharı sürecinden demokratik kazanımlarla çıkmayı başaran Tunus'ta devrimle beraber kadınlar dünya standartları ile yarışan birçok kazanım elde etti.

Kadın hakları konusunda Arap dünyasındaki birçok ülkeden ileride olan Tunus, Arap Baharı sürecinde tarihsel birikimini katlayarak, devrimin ön saflarında yer alan kadınlar uluslararası standartta birçok adıma imza attı.

Tunus'ta 2011 yılında hazırlanan seçim kanununda, partilerin adaylık listelerinde kadın-erkek sayısında eşitlik şartı aranırken, bu durum 2014 yılında yürürlüğe giren anayasa ile de güvence altına alındı.

Tunus, benzer şekilde 2017 yazında, kadına karşı sözlü ve fiziksel tüm şiddet unsurlarını ceza yasası kapsamına alan ve bu yönde şiddete maruz kalan kadınların devlet korumasına alınmasını içeren yasa tasarısını kabul etti.

Ülkedeki kadın hakları ve onların rolüne ilişkin AA muhabirinin sorularını cevaplayan Tunuslu kadın milletvekilleri, hemcinslerinin devrimde elde ettiği kazanımların henüz ülke gerçekliğini yakalayamadığını vurgulayarak, bu çerçevede karar alma mekanizmasında kadınların daha aktif yer alması gerektiğini savundu.

Gençlik yıllarında sol eğilimli öğrenci gruplarda siyasi hayatına başlayan Tunus Milliyetçi Blok milletvekili Büşra Bilhac Hamide, "İslami eğilimli partilerin 2011 yılındaki seçimlerde iktidara gelmesinin ardından kadın hakları konusunda gerileme kaydedileceği korkusu vardı. Ancak tam aksine, Tunus kadınının devrimden önceki kazanımları korunurken, yeni kazanımlar da anayasa ile güvence altına alındı." değerlendirmesinde bulundu.

Arap dünyasının en demokratik ve çoğulcu anayasalarından kabul edilen Tunus'un devrim sonrası 2014 anayasasındaki kadınların elde ettiği haklara değinen Hamide, anayasadaki "kadınlara karşı tüm ayrımcılığın kaldırılması, kadın erkek eşitliğinin vurgulanması, meclis ve yerel seçimlerde kadın-erkek adayların eşit sayıda olması ve eğitim hakkının vurgulanması" gibi maddeleri örnek gösterdi.

Tunus'un bu kapsamda 2017 yılında kabul edilen "kadına karşı şiddeti engelleme"yi öngören ceza yasasına işaret eden Hamide, Tunuslu annelerin artık çocukları ile yurt dışına çıkabilmesi ve Tunuslu kadınların gayrimüslim biriyle evlenebilmesi için yasal düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını ifade etti.

Hamide, Tunus'ta seçimlerdeki aday listelerinde kadın ve erkek eşitliği aranmasına rağmen 217 sandalyeli mecliste sadece 74 kadın milletvekili olduğunu dile getirdi. Meclisin yüzde 34'üne tekabül eden bu oranın dünya genelindeki yüzde 25'lik orandan fazla olduğuna dikkati çeken Hamide ancak bu sayının da yetersiz olduğunu söyledi.

Partilerin kadınlara seçim kampanyasında yer verdiğini ancak karar mercilerine ulaşmalarında isteksiz davrandıklarını kaydeden Hamide, "Bugüne kadar büyük adımlar attık. Bundan sonra kadınların etkin karar alıcılar haline gelmesi için mücadele devam etmeli." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi'nin geçen yaz açıkladığı kadına mirasta eşit hak verilmesi gibi konular için yasal düzenlemeleri ele alan "Bireysel Özgürlükler ve Eşitlik Komitesi"ne başkanlık eden Hamide, komitenin ceza kanunu ve medeni kanundaki kadın-erkek arasında ve diğer tüm konularda ayrımcılık gözeten maddeleri inceleyerek çalışmalarını Cumhurbaşkanına sunacağını belirtti.

- "Kadın seçim kampanyasında var, karar mekanizmasında yok"

Tunus'ta İslami ve muhafazakar çizgisiyle tanınan Nahda Hareketi'nin kadın milletvekili Munya İbrahim ise "Anayasal ve hukuki devrimlerin Tunus kadınına getirdiği kazanımlar sahaya henüz yansımadı." ifadesini kullandı.

Mevcut kabinedeki, 27 bakanlık ve 16 devlet sekreterliği görevinde, sadece üç bakan ve üç devlet sekreterinin kadın olduğuna işaret eden İbrahim, söz konusu tabloyu Tunus kadınına haksızlık olarak yorumladı.

Tunus kadınının meclis ve yerel yönetimde temsili için atılan yasal adımlara rağmen partilerin yönetim mekanizmalarında kadınların yetersiz olduğuna ve partileri buna yöneltecek yasal düzenlemelerin eksik olduğuna işaret eden İbrahim, şöyle devam etti:

"Tunus kadını seçim kampanyalarında var ancak siyasi karar mekanizmalarında yok. Tunus'ta kadınlar için siyasetteki devrimsel nitelikteki yasalara rağmen, Tunus kadınına yakışmayan bir durum söz konusu."

Ülkede özellikle kırsaldaki kadınların şartlarının birçok ihlal ve istismara açık olduğunu vurgulayan İbrahim, bu şartların iyileştirilmesi ve haklarının daha titiz gözetilmesi için yasa teklifi hazırlığında olduklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Sibsi'nin kadın ve erkeğin miras hakkında eşitliği öngören yasa taslağına ilişkin komitenin çalışmalarını eleştiren İbrahim, şunları söyledi:

"Girişim Tunus'ta eşitliğin sağlanması şeklinde geçiyor ancak Tunus toplumunun özünü değiştirmeyi hedefliyor. Bunun arkasında da Cumhurbaşkanı'nın 2014 yılında partisinin seçim vaatlerini gerçekleştirme hedefi yatıyor. Bizler Sibsi'nin sadece kendi partisinin değil tüm Tunus'un Cumhurbaşkanı olmasını istiyoruz. Bugün önceliğimiz, kırsaldaki kadınların sorunlarına çözüm bulmak, kadınların ekonomik ve siyasi olarak güçlendirilmesi."

Öte yandan, özellikle seçim döneminde kadınlarla ilgili konuları Nahda Hareketi'ne saldırmak için kullanıldığını aktaran İbrahim, "Nahda Hareketi, Tunus yerel seçimlerindeki adaylık listelerinde kadın-erkek eşitliği şartına riayet eden ve 350 noktada aday listesi Yüksek Seçim Komisyonu tarafından onaylanan tek parti. Baktığımızda, 91 partinin adaylık listesi kadın-erkek eşitliğine uymadığı için reddedildi." diye konuştu.

İbrahim, Nahda Hareketi Merkez Yönetim Kurulunda 6 kadın, Şura Meclisinde de 30 kadının görev yaptığını belirterek, Tunus'taki başka hiçbir partide kadınların bu kadar rol üstlenmediğini kaydetti.