VİYANA (AA) - AŞKIN KIYAĞAN - Avusturya'da bir ayı aşkın süredir devam eden merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) arasında yürütülen koalisyon görüşmelerinde sona yaklaşılırken, sığınmacı karşıtlığı, güvenlik ve eğitim konularında uzlaşı daha önemsiz konularda ise yaşanan fikir ayrılığı devam ediyor.

Ülkede 15 Ekim'de yapılan erken genel seçimin galibi Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz'un liderliğindeki merkez sağ ÖVP, kısa süre zarfında meclise giren bütün partilerle görüştükten sonra, seçimlerden 3’üncü parti olarak çıkan siyasi söylem açısından neredeyse bire bir aynı dili kullanan FPÖ ile görüşmelere başladı.

Koalisyon görüşmelerinde 40 gün geride kalırken, merkez sağ ve aşırı sağ partinin sığınmacı ve yabancı karşıtlığı, yabancılar göz önünde bulundurularak düzenlenen eğitim ve güvenlik konularında hemfikir olunduğu açıklandı.

5 ana başlık 25 grup ve yaklaşık 120 kişi ile sürdürülen koalisyon pazarlıklarına ilişkin önemli gelişmeler her iki partinin liderleri tarafından düzenlenen basın toplantılarında kamuoyuyla paylaşılıyor.

Öncelikli olarak bütçe başlığı altında başlayan koalisyon görüşmelerinde, her iki parti, vergilerin düşürülmesini hedeflerken, özellikle 2018 bütçesinde açık vermek istemiyor.

Bu nedenle bir önceki Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ve merkez sağ ÖVP’nin hükümet programına aldığı yaklaşık 6 milyar dolarlık yatırımların 3 milyar dolarının finanse edilebilir olmadığı gerekçesiyle iptal edilmesi planlanıyor.

Ayrıca 20 bin kişinin istihdam edilmesi için yapılacak devlet yardımı ve 55 yaş üstü işsizlerin daha hafif işlerde çalışmalarını sağlayacak projelerin de rafa kaldırılması bekleniyor.

Dışişleri Bakanı Kurz'un bir önceki hükümetin 2018’in bütçe planlamasına ilişkin eleştirileri, başta sosyal demokratlar olmak üzere bir çok gazeteci ve kanaat önderinin tepkisine neden oldu.

Avusturya'da 1987'den itibaren Ekonomi Bakanlığının ÖVP'li bakanlar tarafından idare edilmesi ve bir önceki koalisyonun ikinci ortağının ÖVP olması Kurz'a yönelik tepkilerin başlıca nedenleri arasında yer alıyor.

Merkez sağ ve aşırı sağ, sığınmacı ve yabancılara yönelik sosyal sistemin öngördüğü yardımları kısıtlayarak vergileri yüzde 40 azaltmayı planlıyor.

"Hafif yardım" adıyla yeni bir uygulama başlatarak sığınmacılara yapılan yardımların kısıtlanması da gündemdeyken ülkede 5 yılını doldurmamış yabancıların, çocuk, ev yardımı ve işsizlik maaşı gibi sosyal imkanlardan faydalanmaması gerektiği savunuluyor.

- "Eğitim", "güvenlik", "yabancı ve sığınmacı karşıtlığı"nda uzlaşı

Bütçe görüşmelerini henüz bir karara bağlayamayan ÖVP ve FPÖ, dijitalleşme başta olmak üzere, eğitim, güvenlik, ülkeye giren yasa dışı göçmen sayısının sıfıra indirilmesi, sığınmacı ve yabancılara yönelik daha katı kuralların hayata geçirilmesi konusunda uzlaştı.

Eğitimde, ilkokula başlama koşulu olarak Almanca yeterliliği şartı getirmek isteyen 2 parti, açıkça dillendirmese de göçmen ailelerin çocuklarının yeterince Almanca öğrenmedikleri gerekçesiyle bu düzenlemeyi hayata geçirmek istiyor.

Seçmeli din dersi almayan çocukların "etik" dersi alma mecburiyeti getirilecek yeni eğitim sisteminde, ilkokul 4'üncü sınıfta başlayan not sisteminin örgün eğitime başlar başlamaz bütün eyaletlerde istisnasız kullanılması gerektiği savunuluyor.

- Whatsapp yazışmalarına denetleme gelebilir

Aşırı sağcı parti lideri Heinz Christan Strache koalisyon görüşmelerine ilişkin basına yaptığı bir açıklamada, dünya genelindeki öğrencilerin eğitim seviyelerini araştıran Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PİSA) verilerine göre, Avusturya eğitim sisteminin ortalamanın altında olduğunu, bu nedenle not sisteminin ilkokul birinci sınıftan itibaren uygulanması gerektiğini savunurken, PİSA çalışmalarına göre, en iyi eğitim seviyesine sahip Norveç, Finlandiya gibi İskandinav ülkelerin not sistemi kullanmadığı biliniyor.

Anaokullarında daha katı kontrollerin yapılacağı yeni eğitim sisteminde, Müslümanlar ve yabancılara ait kreşlerin çeşitli gerekçelerle kapatılmasından endişe duyuluyor.

Seçim öncesi sıklıkla dillendirilen güvenlik konusunda da hemfikir olan her iki parti, polis sayısının arttırılması, şehirlerin daha fazla güvenlik kamerasıyla donatılması gibi konuların yanı sıra internette kullanılan "Whatsapp" gibi iletişim uygulamalarında yapılan yazışmaların denetlenmesini istiyor.

Ülkede kasımda yürürlüğe giren "yabancılar yasası" ile hali hazırda sığınmacı ve göçmenlere yönelik şartların ağırlaştırılmasına rağmen kurulacak yeni hükümetin bu alanda katı uygulamaları çoğaltarak sürdürmesi bekleniyor.

ÖVP ve FPÖ, ülkeye yasa dışı yollarla giren göçmenlerin sayısını sıfıra indirmeyi planlarken, yıllık sığınmacı alımını mümkün olduğu kadar azaltmayı, aynı zamanda sığınmacılara yönelik yardımları kısıtlamayı hedefliyor.

Mülteci statüsü elde etmiş kişilerin, suç işlemesi durumunda sınır dışı edilmeleri öngörülürken, iltica başvuruları reddedilmiş kişilerin geldikleri ülkelere ivedilikle gönderilmelerinin hızlandırılması da öncelikli konular arasında yer alıyor.

- "Sigara yasağı", "sendikalar" ve "doğrudan demokrasi"de uzlaşı yok

Merkez sağ ve aşırı sağ partinin henüz uzlaşamadığı konuların başında, gelecek yıl yürürlüğe girecek kapalı alanlarda sigara içilmesinin tamamen yasaklanması, işçi ve esnaf odalarına yönelik yeni düzenlemeler ve aşırı sağcı partinin hemen hemen her seçim kampanyasında ileri sürdüğü doğrudan demokrasi talebi geliyor.

Ülkede 2015'te yasalaşan ve 1 Mayıs 2018'de yürürlüğe girmesi kararlaştırılan kapalı alanlarda sigara içme yasağını, aşırı sağcı partinin esnetmek istediği ancak merkez sağ ÖVP'nin parti içi muhalefetten dolayı henüz kesin bir irade ortaya koyamadığı için uzlaşı sağlanamadığı kaydediliyor.

Avusturya'da siyasi iktidara paralel olarak ülkede birçok alanda belirleyici bir rol oynayan işçi, esnaf odalarının işleyişi ve zorunlu üyelik şartının değiştirilmesi gerektiğini savunan aşırı sağcı Özgürlük Partisi, merkez sağ Halk Partisi ile henüz fikir birliği sağlayabilmiş değil.

Öte yandan İsviçre'de olduğu gibi mevcut hükümetin alacağı önemli kararlarda sandık başına gidilerek halkın karar vermesini öngören doğrudan demokrasi olarak adlandırılan uygulamanın aşırı sağcı FPÖ'nün hayata geçirmek istediği, ancak merkez sağ ÖVP’nin bu uygulamaya sıcak bakmadığı, bu nedenle henüz bu konuda anlaşılamadığı ifade ediliyor.

Özellikle CETA, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) gibi uluslararası anlaşmaların imzalanmadan önce halk oylamasına sunulmasını isteyen FPÖ, koalisyon görüşmeleri yürüttüğü ÖVP ile fikir ayrılığına sahip.

- 20 Aralık'ta hükümet kurulacak mı

Hükümetin ne zaman kurulacağına ilişkin soruları her iki parti lideri yanıtsız bırakırken, ÖVP Genel Başkanı Kurz, her fırsatta Noel öncesi hükümeti kurmak istediğini ancak istikrarlı bir koalisyon ortaklığı için görüşülen konularda tam mutabakat sağlanmasının önemine işaret ediyor.

Avusturya basınında yer alan bazı iddialara göre, merkez sağın 20 Aralık'ta hükümeti kurmak istediği ancak aşırı sağcı partinin Aşağı Avusturya eyaletinde 28 Ocak'ta yapılacak yerel seçimde oy oranlarını arttırmak istediği için koalisyon görüşmelerinin 2018'in ilk haftasına sarkabileceği belirtiliyor.

Her iki partinin siyasi temsilcileri, henüz hangi partinin hangi bakanlığı üstleneceğinin konuşulmadığını dile getirirken, başta Cumhurbaşkanı Alexan der Van der Bellen olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu, FPÖ’den neo nazi oluşumlarla ilişkisi tespit edilmiş kimi aşırı sağcı milletvekillerinin herhangi bir bakanlıkta görev almasını istemiyor.