İSTANBUL (AA) - Bağcılar'da, polisin "dur" ihtarına uymayarak araçla kaçtığı ve kendilerini takip eden polislere silahla ateş ettiği gerekçesiyle yargılanan bir sanığın 30 yıl 10 aya, diğer sanığın ise 9 yıl 9 aya kadar hapsi istendi.

Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Engin Karabıyık, başka suçtan tutuklu sanık Özcan Can ve sanık avukatları ile müşteki polis memurları Arif Ozan Duran, Hakan Uçar, Kadir Açar, Sinan Dinç katıldı.

Tutuklu sanık Karabıyık savunmasında, üç yıldır başka bir suçtan cezaevinde olduğunu, açık cezaevine geçtikten sonra izne çıktığını ve geri dönmediğini söyledi.

Olay günü Özcan Can ile görüştüğünü, kendisinin aracı kullandığını, Can'ın ise yan koltukta oturduğunu ifade eden Karabıyık, şöyle konuştu:

"Polis geldi, 'sağa çekin' dedi. Sanık Özcan Can, içinde uyuşturucu madde olduğunu söylediği poşeti atmak istedi. Ben de o anki panikle arabayı durdurmadım, devam ettim. 500 metre kadar gittim, sonra sanık Özcan Can, elindeki uyuşturucu poşetini polislerin gözü önünde çöp konteynerine attı. Polisler, çöp konteynerine bakarken biz devam ettik, ters yöne girdik, yoldaki engel, tuzak lastiklerimizi patlattı, kaza yaptık, araç kaldırıma çarptı. Olayın şoku ile tekrar hapishaneye girersem aileme baktığım için çoluk çocuğum ortada kalacağından yaya olarak kaçmaya başladım. Bir arabanın yanına saklandım. Polis memurları geldi, hatırladığım kadarıyla üç polisti. Polis memuru bana, 'teslim ol oğlum, artık ölecen' dedi. Ben kesinlikle polislere ateş etmedim, başka bir polis memurunun tek başına sokağa girdiğini gördüm, benim bulunduğum aracın tampon tarafına eğildi, ben ne olur ne olmaz diye silahımın şarjörünü çıkarmaya çalışıyordum. Ben aracın arkasına geçtim, polis de ön tampon bölgesindeydi, tekrar geri geldim, başka bir şey hatırlamıyorum."

Olaydan önce alkol aldığını ama sarhoş olmadığını, polislerin üzerine araç sürmediğini ileri süren Karabıyık, tabancasının ruhsatı olmadığını dile getirdi.

Mahkeme Başkanı Mehmet Yılmaz'ın, uzman raporunda silahına ait iki kovanın olay yerinde bulunduğunu ve ateş ettiğinin yazıldığını söylemesi üzerine Karabıyık, ateş etmediğini ifade ederek beraatini istedi.

- Diğer sanık yalanladı

Sanık Can ise Engin Karabıyık'ın söylediklerinin yalan olduğunu öne sürdü. Karabıyık'ın uyuşturucu madde sattığını ve uyuşturucu madde almak için kendisiyle görüştüğünü aktaran Can, şöyle devam etti:

"Buluşma yerine Engin arabayla geldi, bana 'Arabaya bin seni ileride indiririm' dedi. Polisler bize 'dur' ihtarı çekti, durmayarak devam etti, devam ederken ben camdan Engin'in zorlamasıyla poşeti attığımda motorize ekipten ikisi poşeti attığım yerde durdu. Diğer iki motor bizi takip etti. Bunlar aracın önünü kestiler ancak Engin, bunların üzerine sürdüğü için polisler kaçtılar, kovalamaca sırasında ayrıca memurları durdurma için havaya iki el ateş etti."

Araba kaza yaptıktan sonra farklı yönlere kaçtıklarını aktaran Can, kendisini bir polisin kovaladığını ve yaraladığını, polisin parmağını kasıtlı kırmadığını öne sürdü.

- Müştekilerin ifadeleri

Müşteki Arif Ozan Duran ise Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliği'nde polis memuru olarak çalıştığını, olay tarihinde müşteki Kadir Açar ile motorize olarak görev yaptığını belirtti.

Müştekiler Hakan Uçar ile Sinan Dinç'in diğer motorda olmak üzere iki motor halinde devriye görevi yaptıklarını ifade eden Duran, "Daha önce uyuşturucu ticareti dolayısıyla sanıkların kullandığı aracın plakası bildirilmişti. Aracı gördük, 'dur' ihtarında bulunduk, araç durmadı, kaçmaya başladılar. Şoför koltuğunda Engin Karabıyık oturuyordu. Kovalamacaya başladık. Bir sokak arasından sonra Özcan Can, camdan dışarıya poşet attı. Biz Kadir Açar ile durup poşeti kontrol etmek istedik. Diğer motorize ekip takibe devam etti. Biz poşeti aldıktan sonra ters yönden gidip önlerini kestik. 'Dur' ihtarında bulunduk ancak arabayı üzerimize sürdüğü için motoru yoldan çekmek zorunda kaldık. Akabinde sanıklar, kapanlı ters yola girdiler, lastikleri patladı, sanıkların her ikisi ayrı yöne koşmaya başladı. Sanık Özcan Can'ın peşine polis memuru Sinan Dinç koştu. Üçümüz Engin Karabıyık'ın peşine koştuk." diye konuştu.

Polis memuru Hakan Uçar'ın, Engin Karabıyık'a elini uzatacak kadar yakın olduğunu ve tutması için bağırdığını ifade eden Duran, daha sonra sanığın Hakan Uçar'ın göğüs ve boyun bölgesine silah uzattığını gördüğünü aktardı.

Hakan Uçar'ın bu yüzden kendisini arabanın arkasına attığını, bağırdığı için sanığın silahı kendisine doğrultup ateş ettiğini ve kaçmaya devam ettiğini dile getiren Duran, sürekli "dur" ihtarında bulunduklarını, sanığın bütün bunlara rağmen silahla birkaç el daha ateş ettiğini, uyarılara uymadığı ve tehlikeli bir hal aldığı için ateşle karşılık verdiklerini, sanığın üç polisle çatışmaya girdiğini ve ancak yaralanarak durdurulabildiğini ifade etti.

Müşteki Kadir Açar da polis memuru Sinan Dinç'in sanık Özcan Can'ı yakaladığını ama sanığın direndiğini, bunun üzerine yardımcı olarak sanığı birlikte kelepçelediklerini belirterek, "Daha sonra ben diğer arkadaşlarımın akıbetini merak ettiğim için onların koştuğu bölgeye doğru gittim. Ozan arkadaşımızın, Engin'i sokakta sıkıştırdığını gördüm, aracın hemen arkasında Ozan, önünde de Engin vardı, ayrıca ben giderken silah sesleri de geliyordu. Kendime bir araç buldum, pozisyon aldım. Engin isimli şahsa teslim olması için ihtarda bulundum. Bana silahını doğrultarak ve hedef gözeterek ateş etti, ben de bunun üzerine bacaklarına ateş ederek şahsı etkisiz hale getirdim." şeklinde konuştu.

Müşteki Sinan Dinç de sanık Özcan Can'ın peşinden koştuğu sırada kendisine yumruk attığını, elini kaldırınca yumruğun parmağına geldiğini ve parmağının kırıldığını, sanığın direnmeye devam ettiğini, daha sonra diğer polis arkadaşlarıyla sanığı kelepçeleyip gözaltına aldıklarını ifade etti.

Duruşmada, tanık olarak dinlenen kişiler de, ifadelerinde sanık Karabıyık'ın ateş ettiğini, polislerin "teslim ol" uyarılarına rağmen sanıkların direndiğini anlattı.

İfadelerin alınmasının ardından Cumhuriyet Savcısı Gökhan Sayın, esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu.

Mütalaada, sanık Engin Karabıyık hakkında, “kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs”, ”kamu görevlisine görevini yaptırmamak için silahla direnme" ve "ateşli silah ve mermi bulundurmak” suçlarından 15 yıldan 30 yıl 10 aya kadar, sanık Özcan Can hakkında ise "vücutta kemik kırığına yol açan kasten yaralama" ve "kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak için direnme" suçlarından 2 yıl 2 aydan 9 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edildi.

Mahkeme başkanı, sanık avukatlarının esas hakkındaki savunma için süre istemesi üzerine duruşmayı erteledi.