İSTANBUL (AA) - 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ağır yaralanan 15 Temmuz gazisi Levent Deveci, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Davası'nın karara bağlandığını hatırlatarak, "Ama mücadelemiz bitmiyor, bitmeyecek de... Tehditler alıyorum, arabamın üstüne mermi konuluyor. Biz, yaşarken ölümü öldürdük. Şimdi ben ne ölümden ne herhangi bir tehditten korkuyorum." dedi.

Deveci, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, 15 Temmuz gecesi evine yürüme mesafesinde bir kafede otururken televizyonda askerlerin köprüde olduğunu görünce bunun bir darbe olduğunu anladığını, eve gittiğini ve dışarıdaki iki oğlunu arayarak eve gelmelerini istediğini anlattı.

O sırada uyuyan 8 yaşındaki kızını kokladığını, eşi ve çocuklarıyla vedalaşarak evden ayrıldığını dile getiren Deveci, "Ben şehit olacağımı söyledim, 2-3 gün önce de rüya görmüştüm. 'Ben gideceğim, şehit olacağım' dedim. Eşim, 'Gidebilirsin, ben hakkımı helal ediyorum. Şehit olmadan gelme, madem bu kadar azimlisin.' dedi. Çocuklar 'Biz de gelelim.' dediler. Onlara evde kalıp, annelerine ve kız kardeşlerine sahip çıkmalarını söyledim. Helalleştik, sarıldık çocuklarla, çıktım gittim." diye konuştu.

4 arkadaşıyla Kısıklı'ya gittiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın evinin halk, dozerler, iş makineleriyle çevrildiğini gördüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:

"Oradaki emniyet müdürlüğüne gittim, 'Nerede sıkıntı varsa, oraya gideyim çünkü ben buraya mücadele etmeye geldim. Anons yapalım.' dedim. Anons yapacak bir tane cihaz bulamadık. Oradaki paralelciler bütün cihazları, silahları toplayıp firar etmişler. Bu olayların hepsi bilinçli şekilde önceden tasarlanıyor, o gün de yürürlüğe konuluyor. Köprü ve Çengelköy'de çatışmalar olduğunu söylediler. Köprünün daha önemli ve stratejik olduğunu düşünerek, 20 gençle köprüye hareket ettim. Silah sesleri geliyordu ama ben önce plastik mermi olduğunu düşündüm. Köprü yoluna katıldığımızda yerdeki kanları görünce ciddi anlamda ateş edildiğini anladım. Köprüye girene kadar yaşı benden genç yaşta, vurulan 6-7 kişiyi motosikletli çocuklarla hastaneye gönderdim. Saat 23.00 gibi köprüdeki gişelere varmıştım. 100 kişi falandık ama herkes bir yere kaçıyordu silahlarla ateş edildiğinde. Ben göze aldığım için mermi geliyor diye yere yatmadım, mermilerin üstüne gittim. Hakikaten orada büyük bir karmaşa vardı. Kimsenin elinde bırakın silahı, sopa bile yoktu, Türk bayrakları dışında, onların plastik sopaları vardı. Onların dışında elimizde ne taş ne sopa ne ona benzer bir şey vardı."

Sabah ezanının okunduğunu duyduğunu söyleyen Deveci, insanların itfaiyenin delik deşik olan su depolama aracından akan suyla abdest aldığını söyledi.

Deveci, köprü gişelerini siper olarak aldıklarını ifade ederek, ezan okunduktan sonra tekrar kendilerine ateş edildiğini dile getirdi. Deveci, vurulma anını ve sonrasını şöyle anlattı:

"Atış esnasında gişede olduğumuz için kafamızı kaldıramıyoruz. Kafamı kaldırdım, onlardan daha yaşlı, kısa boylu şişman biri 'Öldürün bu Erdoğan'ın piçlerini' diye bağırdı. Ben o sırada hala 'Bu yaptığınız darbe' diye söylüyordum. Öndeki askerler dizüstü atış yapıyor, arkadakiler de ayakta ateş ediyordu. Mesafe hava değil, sizsiniz, silahlar size doğrultulmuş. Hava aydınlandığı için net görünüyordu. 30 metre yok benim vurulduğum mesafe. Ateş edildi, döndüm 'Allahu Ekber ben vuruldum' dedim. Yanımda iki kişi şehit oldu. Mermi ağzımdan giriyor 20'lik dişe vuruyor ve içeriye giriyor. Şuurumu kaybetmedim, oraya gelenler oldu, gelenler tarandı. Zeynep Kamil'e götürüldük, ilk müdahale orada kadın doğum uzmanları tarafından yapıldı. Ambülansla Göztepe SSK'ya gittik. 5 saat sonra ameliyata alındım. Ameliyatım 20 saat sürmüş."

Bir ayı yoğun bakımda olmak üzere 2 ay hastanede kaldığını ve ağız içi operasyonların halen devam ettiğini kaydeden Deveci, yapılan bir operasyonla kaval kemiğinin yüzüne nakledilerek çene oluşturulduğunu söyledi.

- "Bugün olsa aynı şuurla, kesinlikle mücadele ederdim"

Levent Deveci, 15 Temmuz gecesinden sonra hayatında büyük maddi değişimler olduğunu belirterek, "3 tane iş yerimden oldum. Devletin verdiği 88 bin 800 liralık tazminat hariç benim cebimden 648 bin lira gider oldu. Malımla da cihat etmiş oldum. İyi ki birikimim vardı diyorum çünkü o birikimi harcadık, o bizi hayatta tuttu. Çalışamaz duruma geldim. Özel hastane raporum yüzde 65 engelli fakat devlet hastane raporum yüzde 57. Gazilik maaşı almıyorum. Emekli oldum, sadece bununla geçiniyoruz şu anda. Devletten herhangi bir katkı almıyorum." diye konuştu.

Darbe girişimi gecesi, mücadele etmesi gerektiğini düşünerek dışarı çıktığını ifade eden Deveci, "Bugün olsa aynı şuurla, kesinlikle mücadele ederdim, silahım olsun olmasın, ama tabii ki boş gitmem. O gün bizim de kendimizi koruyabileceğimiz hiçbir şey yoktu, Allah dışında." dedi.

Deveci, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Davası'nda karar açıklandığını hatırlatarak, sözlerini, "Davamız kararı bağlandı ama mücadelemiz bitmiyor, bitmeyecek de... 44 kişiye beraat kararı verildi. Tehditler alıyorum, arabamın üstüne mermi konuluyor. Biz, yaşarken ölümü öldürdük. Şimdi ben ne ölümden ne herhangi bir tehditten korkuyorum." diye tamamladı.