GAZZE (AA) - NUR EBU IYŞE - Filistinli siyasi analistler, cuma günü başlayan "Büyük Dönüş Yürüyüşü"nün, Filistinli mülteciler ve dönüş hakkı meselesini yeniden dünya gündemine taşıdığını düşünüyor.

ABD'nin Filistin meselesine yeni yaklaşımı, bu çerçevede Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'na (UNRWA) yönelik aldığı kararlarla Filistin meselesini tasfiye çabalarının dönüş yürüyüşleriyle engellenebileceğini belirten analistler, bu yürüyüşlerin bölgesel ve uluslararası tarafların dikkatini Filistin meselesine çektiğini aktardı.

Sosyal medya hesapları üzerinden İsrail'in gerçek mermi kullanarak yaptığı müdahalelere silahlı direnişle karşılık verilmesi gerektiğini belirten bazı Filistinlilere de cevap veren uzmanlar, onların savunduğunun aksine barışçıl halk gösterilerinin, uluslararası ve bölgesel platformlarda kabul gören çok daha güçlü ve başarı elde etme imkanı yüksek bir tercih olduğunu vurguladı.

Gazze'deki El-Umme Üniversitesi'nde Siyasal Bilimler alanında dersler veren Adnan Ebu Amir, "Büyük Dönüş Yürüyüşü"nün uzun vadeli olarak stratejik siyasi yansımaları bulunduğunu ifade etti.

Ebu Amir, "Yürüyüşün olumlu yansımalarının en önemlisi 'Yüzyılın Anlaşması' projesiyle Filistin meselesinin iptali için hazırlık yapıldığı bir dönemde, Filistinli mülteciler meselesinin yerel, bölgesel ve uluslararası siyasi gündeme yeniden girmiş olmasıdır." dedi.

Yürüyüşün adında "dönüş" kelimesinin olmasının, Filistinlilerin vatanlarına dönme isteğini hatırlattığını kaydeden Ebu Amir, "Oluşan bu atmosferde Filistinli mülteciler meselesinin görmezden gelinmesi zor olabilir." ifadesini kullandı.

Ebu Amir, yürüyüşlerle "Filistin meselesinin, canlılığını koruduğu, ekonomik ablukadan, yiyecek ve içecek taleplerinden ibaret olmadığı" mesajı verildiğini dile getirdi.

Filistinli yazar Hamza Ebu Şeneb de "Bu yürüyüşler, Filistin-İsrail anlaşmazlığında temel meseleyi gündeme getirdi. O da 1948'de topraklarından çıkarılan Filistinli mülteciler meselesidir." diye konuştu.

Ebu Şeneb dönüş yürüyüşlerinin, katılımcıların hakları konusundaki ısrarın ve seslerini uluslararası taraflara duyurmuş olmalarının, İsrail'in kuruluşunun 70'inci yılını kutlamak için devlet başkanlarını çağırması önünde engel teşkil edeceğini söyledi.

ABD'nin 1953 yılında dönüş hakkının iptali için ortaya attığı Sina'nın vatan edinilmesi projesinin Filistinliler tarafından başarısız kılındığını hatırlatan Ebu Şeneb, Filistinlilerin mülteciler meselesini hedef alan bugünkü çabaları da boşa çıkaracağını, bunu başarabileceğini dile getirdi.

Siyasi analist ve yazar Mustafa İbrahim de Filistinli mülteciler meselesinin uluslararası siyasi gündeme yeniden girdiğini belirtti.

Bu yürüyüşlerin dünyaya ahlaki ve yasal sorumluluklarını hatırlatacağını, Filistin meselesi konusunda da bilinç kazandıracağını kaydeden İbrahim, Gazze sınırındaki gösterilerin, aynı tempoda devam etmesi durumunda, uluslararası hareketliliğe neden olacağı tahmininde bulundu.

- "Barışçıl direniş büyük başarılar elde etti"

Filistinli uzmanlar ayrıca sosyal medya üzerinden "Büyük Dönüş Yürüyüşü"nün başladığı günden itibaren 18 Filistinliyi şehit eden ve bin 500'den fazlasını yaralayan İsrail'e silahlı direniş yoluyla karşılık verilmesini savunan Filistinlilere cevap vererek barışçıl halk yürüyüşlerine devam edilmesi gerektiğini söyledi.

Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde Siyasal Bilimler alanında dersler veren Velid el-Mudellel, "Halkın ve direnişçilerin barışçıl bir şekilde İsrail'e karşı durması, mevcut durumda herhangi bir askeri çatışmadan daha iyi ve daha önemli bir yöntemdir." dedi.

Bölgesel durumun, İsrail'e karşı Filistin silahlı direnişine yardımcı olmadığını ifade eden Mudellel, "Filistinlilerin halk direnişiyle uluslararası kamuoyunu kazanacağı" değerlendirmesinde bulundu.

Mudellel, Filistinli direniş gruplarının, "Büyük Dönüş Yürüyüşü"nde daha çok şehit verilmesi ve yaralıların olması durumunda müdahale edeceğini düşünmediğini aktardı.

Filistinli yazar Muhsin Ebu Ramazan da "Filistinlilerin cuma günü gerçekleştirdiği barışçıl direniş, silahlı direnişin gerçekleştirdiğinden çok daha büyük başarılar elde etti. Halk direnişi, İsrail'in, demokratik devlet, kendini savunan devlet maskelerini düşürdü. İsrail, barışçıl bir şekilde hakkını isteyen sivillere ateş açarak ve güç kullanarak gerçek yüzünü gösterdi." ifadelerini kullandı.

Barışçıl eylemlerin İsrail içinde de anlaşmazlık çıkardığını ve uluslararası toplum önünde onları zor durumda bıraktığını kaydeden Ebu Ramazan, halk direnişi sayesinde İsrail'in yaptıklarının net bir şekilde ortaya çıktığına dikkati çekti.

Ebu Ramazan silahlı direnişinin de İsrail işgaline karşı durmak ve haklarını savunmak için Filistinlilerin meşru bir hakkı olduğunu dile getirdi.

Barışçıl eylemlerin önemine vurgu yapan siyasi analist Naci el-Batta ise şunları kaydetti:

"Cuma günü ortaya çıkan bu yeni yöntem etkili ve başarılı bir silahtır. Bunu uzun zaman önce yapmaya başlamamız gerekiyordu. Filistin halkı bu yöntemi uygulamayı sürdürürse İsrail uluslararası topluma anlattığı yalan hikayesinden olacak."