İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "25 Haziran'da güzel bir Türkiye'ye uyanacağız, en geç dört ay içinde Orta Doğu'nun bütün sorunlarını biz çözeceğiz." dedi.

Kılıçdaroğlu, Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde düzenlenen CHP Yurtdışı Birlikleri 2018 Genel Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, en zor zamanlarda ekonomik kararları alan partinin CHP olduğunu savundu.

Hükümet'in iktidarda olmasına rağmen sürekli şikayet ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "İktidarda olup şikayet ediyorlarsa onlar ömürlerini doldurmuş demektir. Hem iktidardasın hem şikayet ediyorsun. Seni oraya 'şikayet et' diye millet seçmedi, 'sorunları çöz' diye seçti. Şimdi sorunları çözmeye güçleri de yok, kapasiteleri de yok böyle bir imkanları da yok." diye konuştu.

Eğitimde büyük sıkıntı yaşandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "16 yılın sonunda geldiğimiz nokta; annelerin çocuklarını hangi okula gönderecekleri belli değil. Hangi sınava girecek çocuk belli değil. Nitelikli okul, niteliksiz okul. Cumhuriyet tarihinde ilk kez böyle bir şeye tanık olduk. Cumhuriyet tarihinde okulların büyük bir kısmı 'niteliksiz okul' diye tanımlandı. Hangi anne baba çocuğunu niteliksiz okula göndermek ister? Ne oldu da 16 yılın sonunda bizim okullarımızın büyük kısmı niteliksiz okul haline geldi? Bütün annelere sesleniyorum: Bunlara ders vermek birinci elde sizin görevinizdir." ifadelerini kullandı.

- "Eğitim tamamen parasız olacak"

Kılıçdaroğlu, ülkenin çocuklarının adeta deney gibi kullanıldığını ileri sürerek, böyle bir duruma dünyanın hiçbir tarafında tanık olunamayacağını söyledi. CHP'nin eğitimde yapacaklarını çok iyi bildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Tam gün eğitim olacak. Çocuk, sabahın köründe niye okula gidiyor? Makul saatte kalkar, kahvaltısını yapar ve okula gider. Tam gün okulda kalır. Öğle yemeğini okulda bedava yer. Mütalaasını yapar, akşam saat 17.00'de, 17.30'da annesi gider, çocuğunu alır, evine getirir. Hiçbir masraf olmayacak. Eğitim tamamen parasız olacak. Bunu yapacaksınız. Öğretmenleri yücelteceksiniz. Bir öğretmenler meslek kanunu çıkacaksınız. Diğer devlet memurlarından ayıracaksınız öğretmenleri. Nasıl hakimleri ayırıyorsanız öğretmenleri de ayıracaksınız. Hiç kimse unutmasın, o hakimleri yetiştirenler de öğretmenlerdir. O halde öğretmeni baş tacı yapmayan bir toplumun geleceği karanlıktır. Öğretmeni yücelteceksiniz. Bütün sorunlarını çözeceksiniz. 'Ay başını nasıl getiririm?' diye eğer bir öğretmen düşünüyorsa çocuklarımıza yeteri kadar eğitim veremez."

- "Kimliğe de inanca da saygı duyacağız"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin iktidara geldiğinde terörün hemen hemen sıfırlandığını, bugün ise terörün Türkiye'nin en temel sorunlarından biri olduğunu savundu.

Toplumun sadece bir terör olayının ötesinde etnik kimlik, yaşam tarzı ve inanç üzerinden ayrıştırıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Komşumuzun kimliğini soruyoruz. Komşumuzun inancını sorar hale getirdiler. Türkiye'yi buradan çıkarmamız lazım. Kimliğe de inanca da yaşam tarzına da saygı duyacağız ve dolayısıyla kimlikler, inanç ve yaşam tarzı üzerinden siyaseti reddedeceğiz. Bunu yapanlara prim vermeyeceğiz. Size açık ve net söylüyorum, bunu yapanlar bu ülkeyi bölmek ve ayrıştırmak isteyenlerdir. Bunlara izin vermeyelim." dedi.

- "Huzurlu ve güzel bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz"

"Millet ittifakı"nı kurarak darbe ile getirilen yüzde 10 seçim barajını kısmen kaldırdıklarını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Gönül isterdi ki yüzde 10 seçim barajı bütün partiler için kalksın. Biz bunu savunduk ama sonuçta bu kadarı oldu. Bu bile Türkiye için çok ama çok büyük bir fırsattır. Önümüzdeki seçimlerde sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız, komşumuzu da ikna edeceğiz, arkadaşlarımızı da ikna edeceğiz. O gün hava güzel olsa bile güzelliği sandıkta yaşamak zorundayız. Beraber sandığa gitmek, bayram havası içinde gitmek ve oyumuzu kullanmak hepimizin temel görevi olmalıdır. Bu ülkede barışı ve huzuru sağlamanın, birlikte yaşamının ne kadar güzel olduğunu bütün dünyaya anlatmanın tek yolu budur. Dolayısıyla hepimize düşen böyle güzel bir görev var ve biz bu görevi yaptığımız zaman göreceksiniz ki huzurlu ve güzel bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz."

- "Dört ay içinde Orta Doğu'nun bütün sorunlarını biz çözeceğiz"

Kılıçdaroğlu, düne kadar Türkiye'nin bütün komşularıyla arasının iyi olduğunu, Orta Doğu'da bir sorun çıktığı zaman "Gelin bizim sorunumuzu çözün, hakem olun." diye Türkiye'nin kapısının çalındığını kaydederek, bugünse durumun tamamen değiştiğini söyledi.

Türkiye'nin Suriye, Irak, Libya, kuzey ülkeleri ve AB ülkeleriyle barışık olmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunu ancak ve ancak biz düzeltiriz. Bunu ancak ve ancak Cumhuriyet Halk Partisi, biz düzeltiriz. Size CHP'nin genel başkanı olarak söylüyorum, sözüm söz, bakın 25 Haziran'da güzel bir Türkiye'ye uyanacağız, en geç dört ay içinde Orta Doğu'nun bütün sorunlarını biz çözeceğiz. Avrupa Birliği ile bütün ilişkilerimiz iyi olacak. Amerika ile Rusya ile İslam dünyası ile bütün ilişkilerimiz iyi olacak. Bizim bilgimiz de kapasitemiz de öngörümüz de buna müsait. Çünkü biz Kuvayi Milliye ruhundan geliyoruz, çünkü biz 'Yurtta barış, dünyada barış'ın ne kadar değerli olduğunu biliyoruz, bunu sağlayacağız."

- "Gün bir seçim zamanı değil, gün memleket günüdür, ülke sorunudur"

Türkiye'nin dış politikada yaşadığı sıkıntıların en çok yurt dışında yaşayanlara yansıdığını, bu nedenle orada ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmaya başladıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Oysa biz o ülkelerle barışık olabilirsek hiçbir sorunumuz kalmayacağız. Biz bunu yapacağız, biz bunu yapmak zorundayız." dedi.

24 Haziran seçimlerinin önemine değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"24 Haziran'da sandığa gideceğiz, bu bir normal bir seçim değildir. Bu bir yol ayrımı seçimidir. Ya diktadan yana tavır koyacağız ya demokrasiden yana bir tavır koyacağız. Dikta yönetimlerinin topluma hangi maliyetleri yüklediğini en iyi Avrupalılar bilir. Dikta yönetimlerinin ve diktatörlerin topluma hangi maliyetleri yüklediğini en iyi Avrupa bilir, Almanya bilir, İspanya bilir, İtalya bilir. O nedenle oralarda demokrasi kökleşmiştir. Halk çok ağır bedeller ödemiştir. Biz toplumun ağır bedeller ödemesini istemiyoruz. Geçmişten, tarihten ders alarak aynı hataları tekrar etmeden güzel bir gelecek inşa etmek istiyoruz. Dolayısıyla orada yerleşik olan bütün vatandaşları aydınlatma görevi sizindir. Gideceksiniz kapı kapı dolaşacaksınız, hangi partiden olursa olsun. Gün bir seçim zamanı değil, gün memleket günüdür, ülke sorunudur. Gideceğiz demokrasiden yana oy kullanacağız. Demokrasi kadar güzel bir şey yoktur. Demokrasi olduğu zaman ben düşüncemi ifade edeceğim, demokrasi olduğu zaman istediğim gazeteyi alıp okuyabileceğim, demokrasi olduğu zaman istediğim televizyon kanalından istediğim haberi izleyebileceğim ama şimdi bütün televizyonlar aynı şeyi verecek, bütün gazeteler aynı şeyi yazacak, saraydan alınan talimat üzerine başlıklar atılacak. Bu demokrasi değil, bunun adı dikta yönetimidir."

- "15 milletvekilimizi görevlendirdik, demokrasiye yapılan ihaneti boşa çıkardık"

"Güzel bir ilke imza attık" diyen Kılıçdaroğlu, eski bir öğretmeni, bu ülkeye binlerce öğrenci yetiştirmiş olan bir öğretmeni Muharrem İnce'yi, Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlediklerini söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Demokrasiye ihanet etmek istediler, 15 milletvekilimizi görevlendirdik, demokrasiye yapılan ihaneti boşa çıkardık. Sayın Muharrem İnce, 'Tarafsız olacağım' dedi, yakasındaki CHP rozetini çıkardı, '80 milyonu kucaklayacağım, 80 milyonun cumhurbaşkanı olacağım.' dedi bir ezberi daha bozduk. Dün akşam kadınlarla toplantımız vardı, bir kadın kalktı şunu söyledi, AK Partili bir kadın, 'Siz neden cumhurbaşkanı adayı olmadınız da Muharrem İnce'yi yaptınız?' Şunu söyledim, 'Cumhurbaşkanı seçildiğiniz anda Meclis'e geleceksiniz, Cumhurbaşkanlığı yemini var onu edeceksiniz. 'Tarafsız davranacağıma dair namusum ve şerefim üzerine ant içerim.' diyeceksiniz. Bir partinin genel başkanı tarafsız olamaz. Bir partinin genel başkanı tarafsız olamadığı için namuslu adamsa namusu ve şerefi adına yemin edemez. Bizim Cumhurbaşkanı adayımız 80 milyonu kucaklayacak, 'A' partisi, 'B' partisi, 'C' partisi ayrımı yapmayacak. Bizim cumhurbaşkanı adayımız bir partinin genel başkanı olarak Anayasa Mahkemesi'ne hakim tayin etmeyecek. Bizim cumhurbaşkanı adayımız hakimleri yanına alıp, 'Gelin hep beraber çay toplamaya gidelim.' demeyecek, tarafsız olacak."

Demokrasi kültürleri olmadıkları için anlamadıklarını savunan Kılıçdaroğlu, "Demokrasi elimde bir sopa olacak birisi konuşursa kafasına vuracağım ve o sesini kesecek ve yüzde 100 bana biat edeceksin. Bunu demokrasi olarak biliyorlar. Onun adı diktatörlüktür Recep Bey, demokrasi değil diktatörlüktür." diye konuştu.

Kendisinin sorumluluğu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Sorumluluğumun gereğini yapıyorum. İnanarak yapıyorum. Bende mevki makam falan bunlar yok. Benim tek inancım, tek davam var ülkemde 80 milyonun huzur içinde yaşaması. Ben bunu istiyorum." diye konuştu.

- "Meclis'i yok etmek istiyorlar"

TBMM'nin Milli Kurtuluş Savaşı yöneten dünyadaki tek Meclis olduğunu ve o nedenle adına "Gazi Meclis" denildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Geldiler Meclis'in yetkilerini elinden aldılar. Şimdi bir daha alıyorlar. Çünkü Meclis'i yok etmek istiyorlar. Ne demek Meclis? 600 kişi, maaş verdik oturun orada diyorlar. Kararları ben alacağım, siz de bu kararlara uyacaksınız diyorlar. Bu o kadar kolay değildir arkadaşlar. Yeter ki biz birlik olalım, yeter ki Meclisimize, bayrağımıza ve vatanımıza sahip çıkalım, yeter ki çocuklarımızın geleceğini düşünelim."

Demokrasinin önündeki bütün duvarları yıkmaya kararlı olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Azimliyiz, sonuna kadar gideceğiz. Bedeli ne olursa olsun bu ülkeye demokrasi ya gelecek ya gelecek." ifadelerini kullandı.

- Bülent Tezcan'ın konuşması

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan da seçim kampanyalarını geçen hafta cuma günü halkın egemenliğini yeniden kurmak üzere Birinci Meclis'ten başlattıklarını hatırlattı.

Seçmenleri sandıkları boş bırakmamaları konusunda uyaran Tezcan, "Türkiye'de de Avrupa'da da dünyanın her yerinde de sandıklar bizim. Tüm seçmenlerimizi uyarmak istiyorum. Seçmen listeleri askıdan iniyor. Herkes cep telefonundan kontrol etsin. Yurt dışı örgütlerimiz 7-17 Haziran tarihlerinde oy kullanacak. İkinci tur ise 30 Haziran-4 Temmuz arasında yurt dışı temsilcilerimiz ve sınır kapılarında oy kullanacak. Bu seçimde herkesin oy kullanmasını temin etmek bizim borcumuz." dedi.

Görevi yerine getirdiklerinde sonuç için de endişelerinin olmayacağını ifade eden Tezcan, "Tek adam ittifakına karşı millet ittifakı diyorum." diye konuştu.

Toplantıya genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, yurt dışı temsilcileri ve partililer katıldı.

(Bitti)