BURSA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz şimdi yerli, milli otomobil diyoruz değil mi? Yerli, milli otomobilde karşımıza kim çıkıyor, CHP. Ne diyor? 'Bu Erdoğan 20 sene geriden takip ediyor' diyor. Bay Muharrem bak sen daha çıraksın, çırak. Senin, bizim hangi otomobili yaptığımızdan haberin bile yok. Biz elektrikli otomobil yapacağız Bay Muharrem, aküyü de burada üreteceğiz Bay Muharrem." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atıcılar Atletizm Sahası'nda düzenlenen "Büyük Bursa İftarı"nda vatandaşlarla bir araya geldi.

İftar sofralarına, "Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl?" diye baktıklarını söyleyen Erdoğan, vatandaşların Ramazan-ı Şerif ve Kadir Gecesini tebrik etti.

Türkiye'nin önemli bir seçime doğru gittiğini hatırlatan Erdoğan, "Önce Ramazan Bayramı'na, ardından bir demokrasi bayramı olan seçim gününe vasıl olacağız. Biz siyaset yolculuğuna milletimizle birlikte çıktık, bugüne kadar da ne yaptıysak milletimizle birlikte yaptık. Ne yaptıysak milletimiz için yaptık. Demokrasimizi geliştirirken de ülkemizi büyütürken de sadece milletimize hizmet etme gayretiyle çalıştık. Sağolsun milletimiz de bizi hiç yalnız bırakmadı." diye konuştu.

- "Korkaklar zafer anıtı dikemez"

Milletin her seçimde artan desteğiyle kendilerini reformlar ve yatırımlar konusunda sürekli cesaretlendirdiğine ve teşvik ettiğine işaret eden Erdoğan, "Biz Türkiye'yi büyüttükçe güçlendirdikçe karşımıza çıkartılan engellerin de arttığını gördük. Öyle ki işi darbe girişimine kadar götürdüler. Sandılar ki biz korkup kenara çekileceğiz, meydanı da bu ürkeklere, bu korkaklara bırakacağız. Hamdolsun milletimizle birlikte tüm bu saldırıları göğüsledik. Çünkü biz şunu biliyorduk, korkaklar zafer anıtı dikemez. Sadece bununla kalmadık, 2023 hedeflerimize doğru kararlılıkla yürümeye devam ettik. Bölgemizde ve dünyada sözü dinlenen bir güç haline gelme yolunda mücadelemizi sürdürdük." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkanlar ve Rumeli'den Kafkaslar'a kadar gönül coğrafyalarının her köşesindeki kardeşleriyle daha güçlü bağlar kurduklarını dile getirerek, şunları söyledi:

"Dün nasıl kimseye kapımızı kapatmadık, herkese yüreğimizi ve soframızı açtıysak bugün de Suriye'den, Irak'tan gelenlere karşı aynı tavrı gösterdik. Biz biliyorduk ki bizim tarihimizde ensar var, biz biliyorduk ki bizim tarihimizde muhacirler var. Sevgililer Sevgilisi Peygamberimiz Aleyhisselatu vesselam bir muhacirdi ama onun ensarı da vardı ve daha sonra Sevgililer Sevgilisi Peygamberimiz o ensar olarak yanlarında bulunduğu Medine-i Münevvere'den tekrar Mekke-i Mükerreme'ye dönerken bir başka edayla dönmüştü. O dönüş farklıydı ve o dönüşte de zafer Allah'ın izniyle o ashabıyla birlikte onlar için gerçekten çok farklı olmuştu, zira kılıçlarla girmemişlerdi, çok farklı bir şekilde Mekke'ye bir girişleri olmuştu."

"Bazı yerlerde duyduğumuz dedikodular bizi üzüyor." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz, kim onlar? Bizim kardeşlerimiz. Onların başında olan Esed zalim olabilir, o bir diktatör olabilir ama bize sığınmak durumunda kalan o Suriyeliler kim ne derse desin bizim kardeşimizdir. Zira Rabbimiz ne buyuruyor 'İnnemel mü'minune ihvetun (Ancak müminler kardeştir)', bunlar mümin ve bizim kardeşimiz. Biz bunlara kapıyı kapatabilir miyiz? Aynı şey bizim başımıza da gelebilirdi. Düşünün Çanakkale'yi, Çanakkale'de bizimle beraber o yedi düvele karşı savaşanlar kimlerdi? Düşünün. Hatta hatta haçlı orduları içerisinde gelenler bile ezanlar sabah namazında okunmaya başlanınca onlar 'Biz neredeyiz?' sorusunu kendilerine sordular ve anladılar ki biz bir Müslüman ülkedeyiz ve silahları tersine çevirdiler.

Çünkü bizim işaret fişeğimiz neydi? Ezandı. Ama bu ülkede o tek partili dönemde bizim ezanımızı dahi Türkçeye çeviren o CHP'liler yok muydu? Çevirmediler mi? Allah rahmet etsin rahmetli Menderes onu tekrar aslına döndürdü. Aslına döndürdü de rahmetli Menderes'i bunlar ipe götürmedi mi? Rahmetli Menderes idam edilirken bunların sesi çıktı mı? Çıkmadı. İşte şimdi biz bu işi gerçek demokrasiyle aslına döndürüyoruz ve bunlara bir daha inşallah bu ülkede bu imkanı, bu fırsatı vermeyeceğiz. Türkiye'nin potansiyelini harekete geçirip üretime, ihracata, istihdama dönüştüren bir iktidar olduğumuz gibi, aynı zamanda demokrasiyi de gerçek demokrasiye dönüştürerek bu ülkede milli birliği, beraberliği, dayanışmayı biz tesis ettik."

Bursa'nın metal sanayinde çalışan işçileri ve emekçileriyle Türkiye'nin en önemli merkezi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Biz şimdi yerli, milli otomobil diyoruz değil mi? Yerli, milli otomobilde karşımıza kim çıkıyor? CHP. Ne diyor? 'Bu Erdoğan 20 sene geriden takip ediyor.' diyor. Bay Muharrem bak sen daha çıraksın, çırak. Senin bizim hangi otomobili yaptığımızdan haberin bile yok. Biz elektrikli otomobil yapacağız Bay Muharrem, aküyü de burada üreteceğiz Bay Muharrem. Devran dönüyor, devran, haberin yok." diye konuştu.

- "Kıraathane, okuma evi demektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben millet kıraathaneleri diyorum, o diyor ki 'Ekonomi çöktü, bak sadece kek yedirecekler ve gençleri de işsiz kaldıkları için oralarda oyalayacaklar'. Bay Muharrem, Zeytinburnu'na bir uğrayıver, oradaki bizim millet kıraathanesini bir gör. Bak Muharrem öğretmen olmak başka bir şey ama kıraat nedir, hane nedir onu öğrenmek bambaşka bir şey. Bak, kıraathane okuma evi demektir. Tabii senin hayatın herhalde o eski alışkanlıklar var ya iskambil, okey mokey, filan falan herhalde onları yaptığınız şeylerle, hala oralarda kalmışsın. Hamdolsun bizim hayatımızda bu yok. Biz gençliğimizi bu kıraathanelere çekerek oralarda onlara okuma alışkanlığını, okuma kültürünü, o medeniyetimizdeki o gücü onlara yeniden katalım diyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Gençlerin 24 saat açık olan bu yerlerden faydalanacağını dile getiren Erdoğan, yurt dışında okuduğu zaman kızını aradığında kütüphanede bulduğunu ve kızının orada ders çalıştığını anımsattı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin içinde Cumhurbaşkanlığı kütüphanesini kurduklarını, 5 milyon cilt kitabın orada bulunacağını, 24 saat açık olacağını söyleyen Erdoğan, "Önce bunlar biliyorsunuz 'külliye' ifadesine de karşı çıktılar ama şimdi alıştılar." dedi.

İstanbul'daki Rami Kışlası'nı da millet kütüphanesine çevireceklerini ve burada 7 milyon cilt kitabın bulunacağını ifade eden Erdoğan, dünyada 150 milyon cilt kapasitesi olan kütüphanelerin olduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim de oralara gelmemiz lazım çünkü bizim medeniyetimizin amir hükmü bu, bizim medeniyetimizde bu var. Çok geri kaldık, şimdi bunu bizim telafi etmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)