ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığını ele geçirmek için Mamak'taki 28. Mekanize Piyade Tugayı'ndan çıktıktan sonra Gençlik Caddesi'nde polis ve vatandaşlarca yolu kesilen zırhlı araçlarda bulunan sanık eski yarbay Ayhan Özçelik, "Olay mahallinden geçerken tesadüfen olaylara dahil oldum. Olaylarla zerre ilgim yoktur." dedi.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 268 kişinin yargılanmasına devam edildi. Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmada sanıkların esasa ilişkin savunmaları dinlendi.

Sanıklardan Ayhan Güney, Kuleli Askeri Lisesi'nde görev yaparken Kara Kuvvetleri Komutanlığının yazılı emriyle öğrenci alımlarında görevlendirildiğini belirtti.

15 Temmuz günü Kara Kuvvetleri Komutanlığının resmi telefonundan Osman Torunoğlu isimli bir üsteğmen tarafından arandığını ve 28. Mekanize Piyade Tugayı'na çağrıldığını anlatan Güney, hiçbir suça karışmadığını, sabaha kadar tugay binası önünde beklediğini öne sürdü.

Tahliye ve beraat talep eden Güney, "Eğer bu hain kalkışmaya iştirak ettiğime, FETÖ denilen şeytani örgüte üye olduğuma ilişkin bir delil ortaya çıksın kalemimi kırmaya hazırım." dedi.

- "Sizi gideceğiniz yere bırakalım"

Sanıklardan eski yarbay Ayhan Özçelik de FETÖ ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, 15 Temmuz darbe girişimini lanetlediğini bildirdi.

15 Temmuz 2016'da yıllık izin dolayısıyla Kütahya'da bulunduğunu belirten Özçelik, öğle saatlerinde amiri Mehmet Aydın tarafından aranıp, atama ve terfi işleri için Ankara'ya çağrıldığını, bunun üzerine iznini bırakıp eşi ve iki çocuğuyla başkente döndüğünü anlattı.

Saat 22.56'da kışlaya geldiğini ifade eden Özçelik, amirinin çalışma yapmayacaklarını söylemesi üzerine, saat 23.46'da aracıyla evine dönmek için kışladan ayrıldığını, yolda trafiğin sıkışması üzerine aracı 4. Kolordu Kışlasının otoparkına bıraktığını öne sürdü.

Kolordu kışlasından çıkarken lojman civarında bir askeri aracın yanında durduğunu anlatan Özçelik, savunmasına şöyle devam etti:

"Araçta bir uzman çavuş ve bir er vardı. Bana 'Sizi gideceğiniz yere bırakalım.' dediler. Teklifi kabul edip araca bindim. Bu sırada uzman çavuşa telefon geldi. Bana 'Acilen jandarma sosyal tesislerine gitmemiz gerekiyor. Oraya gidelim dönüşte sizi bırakırız.' dedi. Beraber sosyal tesislere devam ettik. Anıtkabir civarında trafik tıkandı. Nedenini öğrenmek için araçtan indim. Gençlik Caddesi'nde zırhlı araçlar vardı, birinin komutanına sordum. Tatbikat dolayısıyla kışladan çıktıklarını, yolu kaybettiklerini söyledi. Şehir içinde tatbikat olmayacağını düşündüm. Bu işte bir yanlışlık olduğunu değerlendirdim. Kendilerine yardım edebileceğimi söyledim. Zırhlı araçtaki Uzman Çavuş Fatih Ünaldı'ya kışlaya dönmelerini söyledim. Sivil araçlar nedeniyle tanklar manevra yapıp geri dönemedi. Yardım maksadıyla bir zırhlı aracın üzerine çıktım. Tankları geri döndürmeye çalıştım. Bu konuda tanık ifadeleri de beni doğruluyor. Bu sırada silah sesi duyuldu. Erler ve uzman erbaşlar benim ateş ettiğimi beyan ediyorlar. Ben kimseye ateş etmedim. Bulunduğum araçtan kimseye ateş edilmedi. Zırhlı aracın içindeki bu tanıkların bulundukları yerden benim ateş edip etmediğimi görmeleri mümkün değil. Yönlendirmeyle ifade veriyorlar. Güvenlik kameraları görüntülerinde, ateş ettiğime dair bir kayıt yok. Gözaltına alındığımda tabancamı polise verdim. Balistik inceleme yapılabilir. Atışlar jandarma birliği ve ters yoldan gelen tanklar tarafından yapıldı. Araçları kışlaya döndürmeye çalıştım. Bunu yapamayınca tahliye emri verip polis gözetimine girdik. O bölgede polis gözetimine giren ilk kişiler bizdik. Çatışmayı ve meydana gelebilecek olayları engelledim."

- "Olaylarla zerre ilgim yok"

Genelkurmay Başkanlığını ele geçirmek üzere kışladan çıkarılan zırhlı araçlarla ilgisinin bulunmadığını savunan Özçelik, "Olay mahallinden geçerken tesadüfen olaylara dahil oldum. Bir anda kendimi olayların içinde buldum. Olaylarla zerre ilgim yoktur. Askeri araç ve askerlerin kışlalarına dönmeleri için gayret ettim. Genelkurmaya terörist saldırı var denilerek kışladan çıkarılan bu tankları geri çevirmeye çalıştım. Söz konusu zırhlı araçlara kışlada binmedim. Olay yerine zırhlı araçlarla gelmedim. Ben sadece araçların kışlaya dönmelerini sağlamaya çalıştım." diye konuştu.

Darbe girişiminde yer almadığını iddia eden Özçelik, "Eğer darbeci olsam her ne pahasına olursa olsun araçları hedeflenen yere götürmeye çalışırdım." dedi.

Sanıklardan eski uzman çavuş Ünaldı'nın, "O sırada araca adını daha sonradan öğrendiğim Yarbay Ayhan Özçelik bindi. Aracı Meclis ile Genelkurmay arasına sürmemi istedi. Yolun kapalı olduğunu söyledim. O da bana dönüp 'Tüm sorumluluk bende halkı ezip geç' dedi. Ben de sinirli bir şeklide 'Ben polisin ve halkın üzerine aracı süremem gel kendin yap' dedim. Araçtan inip polislere sığındım." şeklindeki beyanını kabul etmeyen sanık Özçelik, Ünaldı'ya zırhlı araçları kışlaya götürmeleri dışında bir emir vermediğini, kendisine iftira atıldığını öne sürdü.

Özçelik, "Ünaldı'ya 'Ateş et, ez geç' demedim. Onları TBMM ve Genelkurmaya yönlendirmedim. Kışlaya dönmeleri için gayret gösterdim." diye konuştu.

Savunmanın ardından duruşmaya öğle arası verildi.