İSTANBUL (AA) - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, ABD'de görülmekte olan davaya ilişkin, "Her ne olursa olsun ekonomimizi etkilediği ölçüde elbette yerimizde oturmayacağız. İş konseyi bu konuda temaslarını sürdürüyor." dedi.

Nail Olpak, medya kuruluşlarının ekonomi müdürleriyle bir araya geldiği toplantıda, haziran ayında Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanlığını devretmesinden 3,5 ay sonra DEİK Başkanlığı görevine geldiğini hatırlattı.

Yaklaşık 2,5 aydır bu görevi sürdürdüğünü anlatan Olpak, DEİK'te sadece başkanın değiştiğini, iç yönetmelik gereği görev süresi 4 yıl olan yönetim kurulunun 2 yıl daha devam edeceğini bildirdi.

Olpak, DEİK'te yaklaşık 60 kişilik profesyonel bir ekip ve sağlam bir altyapı olduğunu ifade ederek, adeta "yıldızlar geçidi" denilebilecek, Türkiye'nin değerlerinden oluşan yönetim kurulu üyelerine ve iş konseyi başkanlarına sahip olduklarını dile getirdi.

DEİK'in gönüllü üyelikle 31 yıldır Türkiye için çalışan bir kuruluş olduğunu belirten Olpak, iş konseylerinin faaliyetleri üzerine kurgulanmış bir yapıya sahip DEİK'te 136 ülke bazlı, 6 sektörel ve bir de Türk diasporasına yönelik Dünya Türk İş Konseyi olmak üzere toplam 143 iş konseyi bulunduğu bilgisini verdi.


- "DEİK'te daha odaklanmış bir yapıya gideceğiz"


DEİK yönetmeliğinde 3 yıl önce yapılan değişiklikle, hükümetin yapacağı ve iş adamlarının dahil olacağı seyahatlerin DEİK tarafından organize edilmesinin kararlaştırıldığını aktaran Olpak, "Bununla birlikte DEİK Başkanının Ekonomi Bakanı tarafından atanması ve görevinden alınması gündeme geldi. Buradaki temel espri, devlet tarafıyla koordinasyonu bir kurum sağlayacaksa o kurumun başındaki kişinin belirlenmesiydi. Başkanın Ekonomi Bakanlığı tarafından belirlenmesini süreçten çıkarırsanız, bizim Ankara ile direkt bir bağımız yok." diye konuştu.

Olpak, geçen hafta yönetmelikle çok fazla gündeme geldiklerini, ancak bunun 3 yıl önce yapılan bu değişiklik içinde bir revizyon olduğunu ifade etti.

Bölgesel bazda Afrika'da 42, Avrupa'da 37, Orta Doğu ve Körfez'de 13, Avrasya'da 13, Asya Pasifik'te 19, Amerika'da 12 ülkede iş konseyleri bulunduğunu aktaran Olpak, söz konusu yönetmelikteki revizyona ilişkin şunları kaydetti:

"Biz bugüne kadar üyeliklerimizi bölge bazında yapmıştık. Yani siz bir bölgeye üye oluyordunuz, onun içerisinden de iş konseyleri seçiliyordu. Örneğin, üyesi olduğunuz Avrupa bölgesinde 4 ülkeyle gerçekten işiniz var ama seçim dönemi geldiğinde 37 ülkenin seçiminde oy kullanıyordunuz. Bunun çok doğru bir sistem olmadığını, yeterli odaklanmayı oluşturamadığını gördük. Hiç ilgisi olunmayan ülkelerin yönetimlerinin seçimiyle ilgili oy kullanıldığında çok rasyonel olmayan sonuçlar da çıkabiliyordu.

Şimdi üyelere, bölge değil ülke bazında nerelere üye olmak istediklerini soruyoruz. Bir üye istediği kadar ülkeye üye olabilir, 142 iş konseyinin hepsinde de görev alabilir. Bir kısıtımız var; kişi bazında 3 ülkeyle sınırlıyoruz. Ülkeler bazında aidatlarını ödüyorsanız hiç sorun değil her yerde temsil edilebilirsiniz. Bu bize şunu getirecek; gerçekten işinizin olduğu ülkeyi seçeceksiniz. Yeterli üyesi olmayan iş konseyleri olursa, ülkeleri kümelendireceğiz, beraber çalıştıracağız. Çünkü 3 kişiyle, 5 kişiyle bir konseyin efektif olarak bir şey üretme imkanı yok. Bunu tecrübelerimizle gördük. Ülke, yeterli üyeye sahip olduğunda da gruptan ayrılabilecek. İş konseyi sayısı azalmayacak. Bence DEİK'te bu süreçte yaptığımız en rasyonel kararlardan biri herhalde budur. Bundan sonraki süreçte daha odaklanmış bir yapıya gideceğiz."


- "İş konseylerinde seçimler 26 Aralık'ta"


Nail Olpak, DEİK'in daha fonksiyonel çalışmasına imkan verecek bu altyapıyı hazırlamak adına seçimleri ertelediklerini belirterek, "Seçimleri erteleme de yönetmelik değişikliği de tamamen DEİK olarak kendi içimizde yaptığımız çalışmadan kaynaklanan bir talepti. Yani, yönetmeliği bakanlık yayımladı ama bakanlık tarafından 'Yönetmeliği değiştirelim, şu madde şöyle olsun' diye bir talep gelmedi. Zaten Ömer Cihad Vardan'ın başkanlığı zamanında da bazı hazırlıklar vardı. Biz de bu dönemde bu altyapıyı tamamladık ve yönetmelik yayımlandı." ifadelerini kullandı.

Olpak, iş konseylerinde seçimlerin 26 Aralık'ta yapılacağı bilgisini verdi.

Seçimlerde daha etkin olacağını düşündükleri bir değişiklik önerdiklerini dile getiren Olpak, "Başkanlar seçilirken, listeyle beraber genel kurulları da seçilsin. Odalarda ve TİM'de böyle. Başkan kimle beraber faaliyet yapmak istiyorsa listesini oluştursun. Çıkabilirse birden fazla liste çıksın. Bundan dinamizm ve güzellik çıkacaktır. Bugüne kadarki sistemde biz önce yönetimleri seçerdik, yönetimler başkanı seçerdi." görüşlerini aktardı.

Ülkelerde alt iş konseylerinin üst bir iş konseyine bağlı olarak kurulabilmesinin de önünü açtıklarını belirten Olpak, "Örneğin Amerika'yı bir konseyle götürmek çok rasyonel değil. Bu yarın Çin için daha sonra Hindistan için olacak. Burada eyalet ya da şehir bazlı gitmenin doğru olacağını düşünüyoruz. Amerika için 4 alt iş konseyi Florida, Teksas, Kaliforniya ve New York olacak." dedi.

Olpak, DEİK yönetim kuruluna duruma göre cumhurbaşkanı, başbakan ya da bakanın başkanlık edebilmesini de yönetmeliğe eklediklerini aktararak, ABD'de de benzeri bulunan bu uygulamanın karşılıklı beslenme açısından değerli olduğunu düşündüklerini söyledi.


- "Siyasi konjonktürden bağımsız götüremiyorsak kendimi ve yönetimimi sorgularım"


Nail Olpak, yönetmelikteki değişikliğin DEİK'in dış ekonomik ilişkilerine etkisine ilişkin soruya, "Dışarıda baktıkları unsurlar; kamu kaynağı var mı, yönetim kurulunun ya da iş konseylerinin seçimi nasıl oluyor? Bunları anlatmak, dışarının algısı açısından son derece önemliydi. Eğer biz o süreci iyi geçirememiş olsaydık zaten bu 3 sene içindeki ilişkilerimiz bıçak gibi inerdi. Ama bu süreç her şeyiyle şeffaf şekilde anlatıldı. Bize siyasetten hiçbir zaman etkileşim talepleri gelmedi. Örneğin Avrupa ile ilişkilerde en riskli dönemi götürüyoruz ama siyasi konjonktür başka. Biz ondan bağımsız olarak götürebilmeliyiz. Bunu götüremiyorsak ben kendimi ve yönetimimi sorgularım." yanıtını verdi.

DEİK bünyesinde iş konseylerini, multidisipliner bir yapı içerisinde uluslararası ilişkiler, hukuk ve sosyoloji alanlarıyla buluşturan ilave bir kurguya da ihtiyaç olduğunu belirten Olpak, hem içeride tam zamanlı kadro hem de dışarıda bir danışma kurulu bazında bunu sağlamaları gerektiğini, içeriği bu anlamda da güçlendirdikleri takdirde daha güzel sonuçlar alabileceklerini ifade etti.

Olpak, Dünya Türk İş Konseyi'nde de örgütlenme noktasında Türk diaspora paydaşlarının temsiliyetini ve karar noktalarında etkinliğini artıracak çalışmalar yaptıklarını bildirdi.


- "(ABD'deki dava) Dünyanın sonu değil"


ABD ile Türkiye arasındaki gündemin ekonomiyi etkilememesi için DEİK'in ne gibi çalışmalar yaptığına yönelik soruyu Olpak, "İş konseyi bu konuda temaslarını sürdürüyor. Geniş bir iş konseyimiz var. Hepsinin her seviyede ABD ile ilişkileri var. O ilişkileri rasyonel şekilde yürüterek görüşmeleri hiç kesmedik ve yoğunlaştırarak götürüyoruz." şeklinde yanıtladı.

Nail Olpak, ABD'de görülmekte olan dava özelinde ise şunları söyledi:

"Suskun kalmak elbette doğru olmayacak ama işin içinde mahkemenin olduğu bir yerde nasıl bir strateji çizmek lazım; bunun adını henüz koymuş değiliz. Çünkü hem hukuki hem de bütün kamuoyunun önünde giden, siyasi etkileşime çok açık bir davadan bahsediyoruz. Her ne olursa olsun ekonomimizi etkilediği ölçüde elbette yerimizde oturmayacağız. Başka çaremiz yok. Siyasi boyutuna ben bakmam. Orası işin başka bir boyutu. Ama neticede benim işimi etkiliyorsa elbette yerimde oturmamam gerekir.

Dar çerçevede sadece bir veya iki bankanın maddi ceza alma ihtimalinden bahsediyorsak, piyasa zaten onu satın almış durumda. Yani o tolere edilebilir görünüyor. Dünyanın sonu da değil. Çünkü birçok bankada bu yaşandı. ING ve Deutsche Bank yaşadı. Hiç de yolun sonu olmadı. Hiç olmamasını gönül ister ama konuşulan cezaları bu bankalar da tolere edebilir. Bu bir sıkıntı değil. Başka yansımaları olup olmayacağını henüz kestiremediğimiz bir yerde çok erken topa girmek de belki doğru olmayabilir ama 'bana ne' diyebileceğimiz bir unsur da kesinlikle değil."

Olpak, Türkiye-ABD İş Konseyi Başkanı Ekim Alptekin'in bir süre önce görevinden ayrılmak istediğini kendilerine ilettiğini ifade ederek, "Seçimlerimiz ekim ayının başında olacaktı. Dedik ki 'Seçimler çok yakın. Biraz daha görevden ayrılmayın.' Sonra da biz seçimleri ertelemek durumunda kaldığımız için Ekim Bey devam ediyor ama ayrılma isteğini bize ifade etmişti. İş konseyi sadece başkandan ibaret değil. İyi bir ekibi ve yardımcıları var. Çok aktif şekilde onları devreye soktuk, onlarla çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.