Türkiye Zeka Vakfı tarafından ODTÜ Eğitim Fakültesi iş birliğiyle ODTÜ’de bu yıl 6’ncısı düzenlenen Zeka ve Yetenek Kongresi’nin ana sponsorlarından biri Uğur Okulları oldu. Kongre’de açılış konuşması gerçekleştiren Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, "Okuma beceri ve alışkanlığı erken yaşlarda kazandıralım ki daha iyi yorum yapabilen, yorumladığını sözlü ve yazılı olarak daha iyi ifade edebilen, müzakere alışkanlığı kazanmış ve müzakere becerisine sahip bireyler gelecekte bizlerin başına gelsinler" dedi.

#benbilmembeyinbilir sloganıyla yapılan, Milli Eğitim Bakanı, aynı zamanda Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ziya Selçuk’un da açılış konuşması gerçekleştirdiği VI. Zeka ve Yetenek Kongresi’nde, zeka ve yetenek ile ilgili konularda çalışan akademisyenler, eğitimciler, ebeveynler, öğrenciler ve sanat, edebiyat alanında yetenekleri ile öne çıkan toplum önderleri bir araya geldi.

VI. Yetenek ve Zeka Kongresi’nin açılış konuşmasını gerçekleştiren Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, Türkiye’de okuma alışkanlığının istenilen seviyede olmadığını belirtti. Kulaberoğlu, "OECD’nin yaptığı bir araştırmada okuma alışkanlığı olmayan bir ailenin çocuklarının bir cümleyi okuması ve anlaması için 45 saniye gerekli. Fakat bu alışkanlığa sahip olan ailelerin çocuklarının bunu yapması 13 saniye gerektiriyor. Biz okullar ve eğitimciler olarak bu konuda neler yapıyoruz? Neler yapmamız gerekiyor? Bırakalım 3 boyutlu integralleri, öğrencilerimiz lisede değil üniversitede bunu çözmeye başlasınlar. Ama okuma beceri ve alışkanlığı erken yaşlarda kazandıralım ki daha iyi yorum yapabilen, yorumladığını sözlü ve yazılı olarak daha iyi ifade edebilen, müzakere alışkanlığı kazanmış ve müzakere becerisine sahip bireyler gelecekte bizlerin başına gelsinler. Bu şekilde zeka ve yeteneklerin okullar vasıtasıyla köreltilmesinin de önüne geçmiş olacağız" şeklinde konuştu.

"Velilerimize, toplumumuza okuldan, öğretmenden, eğitimden, sınav sonucundan öte beklentilere sahip olmaları gerektiğini daha iyi anlatalım"

"Sınavların eğitimimizi yönlendirmesi yerine eğitimimizin sınavlarımızı şekillendirecek olduğu bir döneme geçmemiz gerektiğini paylaşmak istiyorum" diyen Kulaberoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bakanımızın göreve gelmesiyle birlikte eğitimciler ve toplum olarak ümitlerimizin bir kere daha ve çok daha fazla yeşermiş olduğunu hepimiz biliyoruz. Okullarımızdan ve eğitimden neler beklememiz gerektiğini daha iyi tartışalım. Velilerimize, toplumumuza okuldan, öğretmenden, eğitimden, sınav sonucundan öte beklentilere sahip olmaları gerektiğini daha iyi anlatalım. Ülkemiz koşullarına baktığımızda merkezi sınav sistemimizin bir süre daha devam etmesi gerektiğini hepimiz kabul ediyoruz. Nüfus sayısına, öğrenci sayısına baktığımız zaman bu bir süre daha devam edecektir ve edilmesi de gerekir. Ancak ortaokuldan liseye geçişte, liseden üniversiteye geçişteki sınavların eğitim öğretimimize öğrenmeyi köreltmesine izin vermeden, sınavların eğitimimizi yönlendirmesi yerine eğitimimizin sınavlarımızı şekillendirecek olduğu bir döneme geçmemiz gerektiğini paylaşmak istiyorum. Öğrenmeyi ölçmek yerine öğrenmek için ölçmeyi denemek, uygulamak ve başarmak zorundayız. Sınavların şekillendirdiği derslerimizden uzaklaşmak ve sadece sınavlara hazırlayan öğretmenler olmak yerine çocukları 2030-2040’lı yıllara hazırlayan her bakımdan donanımlı, entelektüel birikimleri yerinde, kültür sanat alanında başarılı, bilimsel süreç becerilerini kavramış ve uygulayabilen çok ve iyi okuyabilen bireyler olarak yetiştirmemiz gerekiyor öğrencilerimizi."

"Ülkemizdeki eğitim sisteminin yaygın, başarılı ve önemli bir aktörüyüz"

Kongre’deki konuşmasının ardından verdiği röportajda Uğur Okulları olarak bu organizasyonda yer alma nedenlerini açıklayan Kulaberoğlu, "Uğur Okulları olarak ülkemizdeki eğitim sisteminin yaygın, başarılı ve önemli bir aktörüyüz. Temel amaç, eğitim öğretimin geliştirilmesi, daha iyi eğitim öğretim verebilmek, daha iyi okullar yapabilmek, geleceğimize daha iyi ışık tutacak öğretmenler yetiştirebilmek amacıyla bir eğitim kurumu olarak burada olmamız gerektiği için organizasyona destek vermek için buradayız" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da bütün konuların, yetenek konusunun, zeka konusunun, eğitim konusunun yeniden üzerinde düşünülüp, kavramlar yeniden gözden geçirilirse mesafe almamak için bir sebep olmadığını belirtti. Bakan Selçuk, "Eğitimin nereye gitmesi gerektiği aslında bürokratik bir işin çok ötesinde. Türkiye eğitimde nicel olarak çok ciddi mesafeler aldı. Artık hevesimiz nitelikle ilgili ve Türkiye’nin bunu başarmaması için hiçbir sebep yok. Sizin hayalleriniz, beklentileriniz hepsi bizim geleceğimiz için bir tuğla. Biz bunu birlikte yapabiliriz" açıklamalarında bulundu.

Kongrenin ikinci gününde atölyeler öne çıkıyor

BAUSTEM Merkezi Direktörü ve Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sencer Çorlu da, Kongre’nin ikinci gününde "Çoklu Zekadan Gelişim Odaklı Zihin Yapısına" konulu konuşmasını gerçekleştirecek. Zeki doğmak ile akıllı olmak arasındaki farkın, bireylerin zihinlerinde oluşturdukları şablon ve inançları ile ilgili olduğunu öne süren araştırmacıların bulgularını, kişisel deneyimleri ile yorumlayacak olan Doç. Dr. Sencer Çorlu, öğretmen ve ailelerin kendi matematiksel travmalarının sınıf, aile ve toplum ölçeğinde oluşturdukları iklimle ilişkisini sorgulayacak.

Kongre’nin ikinci gününde, Uğur Okulları STEM Bölüm Başkanı Senem Süral ve Uğur Okullarının STEM alanında uzmanlaşmış öğretmenleri tarafından, katılımcılara yönelik "Kimyasal Risk Tanımlayıcı Uygulama" workshop etkinliği gerçekleştirilecek. Atölyede, katılımcıların kimya uygulamalarında, iş sağlığı ve güvenliği konusuna bütünleşik öğretmenlik çerçevesinden bakarak, eğitimde STEM uygulamalarının ne şekilde yapılabileceği ile ilgili deneyim kazanmaları amaçlanıyor. Katılımcılar kimya, teknoloji ve mühendislik disiplinleri birleştirerek STEM eğitimindeki bilişsel ve sosyal süreçlerin uygulama ile ön plana çıkaracak.