Emek Külür Diş Hekimlerinin Sanatla İlişkisi Hakkında Ne Düşünüyor?

Diş hekimlerinin büyük ölçüde el becerisine sahip olduğunu vurgulayan Emek Külür, sanatçı değilse diş hekimi akademisyen olur diyor. Çünkü diş hekimliğinde el becerisinin önemi çok büyük. Hekim, heykel yapıyormuşçasına sanatını icra edercesine işini yürüttüğünde ortaya çok başarılı sonuçlar çıkabiliyor. Emek Külür’ün gülümseme tasarımı kapsamında yaptığı dişlere baktığımızda bunu çok net bir şekilde görüyoruz. O kadar ince bir işçilik var ki orijinal olan diş ile Emek Külür’ün yapmış olduğu diş arasında fark bulmak neredeyse imkansız. Var olanı birebir ölçüde kopyalayarak doğallığı tam manasıyla yansıtıyor.

Tüm bunları göz önünde bulundurarak her diş hekiminin sanatçı bir yönünün de olmasını Emek Külür çok normal karşılıyor. Çünkü sanatçıda olması gereken bazı özellikler diş hekimliğinde kullanılması gereken özellikler olarak karşımıza çıkıyor. Diş hekimi Emek Külür de bu nedenle hem hekimliğini hem de sanatçı kişiliğini dinamik olarak yaşatıyor.

Emek Külür Sanat ile İlgili Neler Yapıyor?

Emek Külür, çok küçük yaşlarında iken sanata ilgi duymaya başlamıştır. Çocukluk hayalinde de hekimlik, sanatçılık ve kendi işyerinin sahibi olmak vardı. Üç hayalini de bir arada gerçekleştiren Emek Külür, halen hepsini birden yapmakta. Sanatsal olarak 2014 yılından beri heykel yapan Emek Külür, şimdiye dek 90’dan fazla heykel yapmıştır. Heykel yapımına ilk olarak bronzdan heykeller ile başlayan Külür, sonrasında bir farklılık ve yenilik getirmek için cam ve bronzu birleştirmeyi tercih etti. Sanatçı dostlarından bu konuda yardım istediğinde cam ve bronzun çok zor birleştiğini ve ikisiyle bir şeyler yapmanın fazlasıyla uğraşlı olacağını duyan Emek Külür, böylelikle daha fazla üzerine yoğunlaştı. Ve netice itibariyle bronz ve camı birleştirerek sanat eserleri ortaya çıkarmayı başardı.

Emek Külür’ün heykel eserleri 2015 yılında Paris Lauvre müzesinde, Louvre Art Corousel’de sergilenmiştir. Şimdilerde eserlerini kendi kliniğinde muhafaza ediyor. Ayrıca kendi hekimliğinden bahsederken de “ben zaten heykel yapıyorum” diye bahsediyor. 20 yılı aşkın zamandır, binlerce hastanın dişlerini en iyi şekilde dizayn etmiş olması ve hala ediyor olması da el becerilerinde ne kadar ustalaştığını ortaya koyuyor.

Heykelciliğin yanı sıra Emek Külür, şiir sanatıyla da ilgileniyor. Yazmış olduğu iki şiir bulunuyor. Bu şiirlerden ilkini trafik kazasında kaybettiği kardeşi için diğerini ise kızı Yasemin Külür için yazmış olduğunu ifade ediyor. Şiiri; dinlendirici, motive edici, düşündürücü ve daha derin bir sanat olarak tanımlayan Emek Külür en çok yoğun duygu içeren şiirlerden hoşlanıyor.

Sanatın bir diğer yönü olan müzikle de ilgilenen Emek Külür, çello eğitimi almış ve bir süre çello çalmıştır. Şimdilerde aktif olarak çello çalmıyor olsa da ilgisi ve sevgisi halen devam ediyor.

Emek Külür için Sanatın Önemi Nedir?

Sanat, Emek Külür için hiçbir zaman vazgeçilmemesi gereken bir şey. Kendi sanat arayışı ve çabası da bunu ispatlar nitelikte. Yoğun bir çalışma hayatının olmasına ve anne olmasına rağmen Emek Külür, sanattan kopmamış bir şekilde fırsat bularak her zaman sanat faaliyetleri ile ilgilenmiştir. İnsanın iç dünyasını ve becerilerini ortaya koyduğu çok kıymetli bir faaliyet olarak, Emek Külür gençlerin de sanata daha fazla yönelmesi gerektiğini savunuyor. Bunun önündeki bir engel olarak sosyal medya kullanımının da gençler tarafından abartılmaması gerektiğini de tavsiye olarak ekliyor.

Sanat, daima ortaya çıkmaya çalışan ve insanın içinde durmayan bir şeydir diyen Emek Külür, heykelden de hekimliğinden de şiire olan ilgisinden de son derece mutlu.