Spora ve diyete direnç gösteren yağların alındığı liposuction halk arasındaki adıyla yağ aldırma işlemi ile vücut hatlarının daha iyi şekillendirilmesi amaçlanıyor. Son dönemlerde hareketsiz yaşam tarzının ve sağlıksız beslenmenin artmasına bağlı olarak obezite de büyük bir artış olduğu biliniyor. Buna bağlı olarak da liposuction ameliyatlarına gösterilen ilgi giderek artmakta olup liposuction İstanbul ve çevresinde de en çok tercih edilen estetik operasyonlar arasında üst sıralarda yer alıyor.

Çoğunlukla; basen, bacak içi, bel, göbek ve gıdı gibi belirli bölgelere uygulanmakta olan liposuction işleminin kesinlikle diyete ve spora alternatif bir yöntem olarak görülmemesi gerekiyor. Liposuction yaptırmak için uzmana başvuran kişinin spor ve diyet yapıp yapmadığı mutlaka sorgulanmakta olup bu sayede hastanın liposuctionı diyet ve spor yapmak istemeyen kişilere uygulanan bir ameliyat olarak görmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Liposuction yaptırmak isteyen hastaların hem sağlıklarının yerinde olması hem de fazla kilolarından kurtulabilmeleri için dengeli bir beslenme ve hareket düzenine sahip olmaları isteniyor. Spor ve diyet uygulamadığı halde, liposuction ile fazla yağlarından kurtulmak isteyen hastaların operasyon talepleri uzmanlar tarafından kabul edilmiyor. Bunun en büyük nedeninin de beslenme ve hareket düzeninde değişiklik yapmayan hastalarda, operasyonun ardından yağlanma artışının devam etmesi olduğu biliniyor. Daha net ifade edilmesi gerekirse, liposuction ideal kiloya ulaşılmış olmasına rağmen vücutta erimeyen yağ depolarının kaldığı durumlarda etkili bir çözüm haline gelebiliyor.

Vücut hatlarına şekil verme ameliyatı olan liposuction İstanbul ve pek çok büyük şehirde hızlı bir tempoda yaşayan ve kilo sorunu olanlar için bir kurtarıcı olarak görülse de bu ameliyat kesinlikle kilo verme amacı ile yapılmıyor. Litrenin kilo olarak yansıması birebir olmadığından örneğin ameliyat esnasında 4 litre yağ çekilen hasta 4 kg zayıflamış olmuyor. Liposuction temelde kilo vermeyi sağlamak için değil vücut hatlarında bulunan bölgesel çıkıntıları ya da şekilsizlikleri gidermeye yönelik olarak yapılıyor. Liposuction işleminde en iyi sonuç en fazla bir doğum yapmış, orta yaşlarda ve aşırı kilosu bulunmayan kişilerde alınabiliyor.

İki katmandan oluşan insan derisinde üstte epidermis denilen ince bir tabaka onun altında ise dermiş olarak adlandırılan kalın bir katman bulunuyor. Hızlı kilo alıp vermeye, ilaç kullanımına ya da yapısal nedenlere bağlı olarak deride çatlaklar oluşabiliyor. Üstteki ince deri tabakasının sağlam kalması, alttaki kalın elastik tabakanın ise yırtılarak dışarıdan çatlamış bir görüntü oluşturmasıyla oluşan çatlaklar liposuction işlemi ile tedavi edilemiyor.

Liposuction uygulaması yapılırken yağ alma için, kanal olarak adlandırılan ve keskin olmayan ince merak borular kullanılıyor. Kanüller deri üzerinden 0.5 cm’yi geçmeyen ince kesilerden geçirildiği için işlemden sonra iyileşme tamamlanınca belirgin bir iz kalması söz konusu olmuyor.

Liposuction işlemi esnasında yağ dokusunun sıvılaştırılabilmesi için birbirinden farklı teknolojiler kullanılıyor. Klasik liposuction uygulamasında; yağ dokusu kanüller yardımıyla mekanik olarak minik parçalara ayrılıyor ve sıvılaştırılıyor. Ardından emilerek vücut dışına alınıyor. Lazer liposuction yönteminde yağlar lazer ışını yayın bir kanül ile parçalandıktan sonra emiliyor. Vaser liposuction olarak tanımlanan modern yaklaşımlarda ise ultrasonik ses dalgaları kullanılıyor ve yağ dokusu ultrasonik ses dalgaları kullanılarak parçalanıyor. VASER liposuction günümüzde en modern liposuction yöntemi olarak kabul edilmekte olup cilt üzerinde açılan küçük kesiler aracılığıyla ultrasonik ses dalgaları üretmekte olan çok ince metal kanüllerle liposuction yapılacak alandaki yağ dokusu eritiliyor. Eriyen yağlar yine ince kanüller aracılığıyla vücut dışına alınıyor. VASER yönteminde yağ alma klasik yönteme göre daha kolay olup işlem süresi de kısalıyor. Yalnızca yağ hücreleri hedeflendiğinden doku içerisindeki sinir, kan damarı, lenf damarı ve cildi destekleyen diğer dokuların korunması da sağlanmış oluyor. Damar hasarı meydana gelmediğinden işlemde sonra morluk, ağrı ve ödem çok daha oluyor. Buna bağlı olarak da iyileşme süreci çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Seçici bir şekilde yalnızca yağ dokusunun hedeflenmesini sağlayan VASER liposuction yöntemi bağ dokusunun yoğun bir şekilde bulunmakta olduğu sırt ve erkeklerdeki meme bölgesi gibi alanlarda kolaylıkla uygulanabiliyor. VASER liposuction yöntemi hem damar hem de sinir yapılarının korunabilmesini sağlayarak cilt dolaşımını bozmayacak şekilde hemen cilt altında bulunmakta olan yüzeysel yağ hücrelerine müdahale edilmesine de imkan vermiş oluyor. Buna bağlı olarak iyileşme esnasında cildin daha fazla sıkılaşabilmesi söz konusu olabiliyor.

Liposuction işlemi gibi meme dikleştirme İstanbul genelinde en çok tercih edilen operasyonlardan olup Op.Dr Evren İşçi Kliniği’nin uzman ekibi her iki operasyon konusunda da hastalarına en üst düzeyde hizmet veriyor. Hastalarla yapılan ilk görüşmeden itibaren açık bir iletişim kurmaya özen gösteren alanında uzman ekip gerekli yönlendirmeleri yapmalarının yanı sıra nelerin gerçekleştirilip nelerin gerçekleştirilemeyeceği konusunda net bir tavır sergiliyor. Böylece hastalarda operasyon sonrasına ait gerçekçi beklentilerin oluşmasını sağlıyor ve oluşması olası memnuniyetsizliklerin önüne geçmiş oluyorlar.