İSTANBUL (AA) - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü İstanbul Araştırmaları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kala, Rumeli Hisarı'ndaki Şehitler Tekkesi'nin önündeki alanın, Fatih Sultan Mehmet'in otağını kurduğu ve fetih duasını yaptığı yer olduğunu belirtti.

Kala, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü Natuk Birkan Binası'nda "İstanbul'un Rumeli Hisarı'ndaki İlk Şehitlik: Şüheda Kuyusu ve ilk dergahı: Şehitlik Tekkesi" konusunda konferans verdi.

Şüheda Kuyusu ve Şehitlik Tekkesi'nin, Boğaziçi Üniversitesi Yerleşkesi'nde yer aldığını belirten Kala, "Şüheda Makamı" veya "Şüheda Kuyusu" denilen şehitliğin, ilk toplu şehitlik olduğunu vurguladı.

Şehitlikte Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden önce Rumeli Hisarı'nın inşası sırasında bölgenin güvenliğini sağlayan askerlerin mezarlarının da bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kala, şu bilgileri paylaştı:

''Yıldırım Bayezit, 1395'te Anadolu Hisarı'nın inşasından sonra boğazı top ateşi altına alıp Bizans'a geçişleri durdurmuş. Evliya Çelebi'nin verdiği bilgiye göre, Bizans'ın barış teklifi karşılığında, Anadolu Hisarı'nın karşısındaki Rumeli tarafındaki bağların ürünü Osmanlı'ya ait olmak üzere, Osmanlılar sulhu kabul etmişler ve Bizans'a giden gemilerin geçişine izin verilmiştir. Anadolu Hisarı karşısındaki Rumeli tarafındaki bölgede bağcılık yapan Osmanlıların, diğer birçok serhatta olduğu gibi tekke ve dervişleri olduğu kuvvetle muhtemeldir. Fatih döneminde buradaki bağlara Rumların saldırıp zorla üzüm almaları üzerine çatışma çıkmış, ilk şehitler verilmiş, böylece sulh bozulmuş. Fatih, bölgeye asker gönderip güvenliği sağlayıp Rumeli Hisarı'nın da inşasını başlatmış. Bu dönemde Rum askerlerinin bir baskınında şehitler verilmişti. Mezar taşlarından daha sonra İstanbul'un fethine katılıp şehit düşen fetih şehitlerinin de buraya defnedildiği anlaşılmaktadır."

İlk tekke hakkında da bilgi veren Kala, tekke haziresinde yer alan tekkenin şeyhi Seyyid Şeyh Mahmud Bedreddin'in 1451 tarihli mezar taşında Fatih Sultan Mehmet ile birlikte Akşemseddin'in refiki olarak buraya geldiğinin belirtildiğini anlattı. Kala, ilk tekkenin, 1395'ten beri Osmanlı'ya tahsisli olup dervişler tarafından bağcılık yapılan bu topraklar üzerinde, Fatih Sultan Mehmet tarafından tayin edilen Şeyh Mahmud Bedreddin'e kurdurulduğunun anlaşıldığını belirterek, Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi güvenlik altına almak üzere başlattığı faaliyetler sırasında ilk şehit düşenlerin defnedildiği yerde Şehitlik Tekkesi'nin kurulduğunu anlattı.

- "Zorlu geçiş, Fatih'e fethin ne kadar elzem olduğunu göstermiş"

Prof. Dr. Ahmet Kala, Fatih Sultan Mehmet'in, babası Sultan Murat'ın vefatı üzerine Manisa'dan ikinci kez tahta çıkmak üzere Gelibolu'dan Edirne'ye geçmek üzere hareket ettiğinde, Çanakkale Boğazı'nın düşman gemileriyle kapatılması nedeniyle geri dönmek zorunda kaldığını dile getirerek, Fatih Sultan Mehmet'in, bunun üzerine Kocaeli üzerinden Anadolu Hisarı'na gelerek buradan karşıya geçmek durumunda kaldığını söyledi.

Fatih'in bu zorlu geçişten sonra İstanbul'un Rumeli yakasını da Osmanlı İmparatorluğu'na katma kararı aldığını aktaran Kala, şöyle devam etti:

"Aşıkpaşazade'nin anlattığına göre, bu yaşanan olay Fatih'e ilk iş olarak Osmanlı topraklarını ikiye bölen İstanbul'un fethinin ne kadar elzem olduğunu göstermişti. Bu karardan yaklaşık bir yıl sonra Rumeli Hisarı'nın inşası, 1452 yılı Mart ayında başlamış ve 6 ayın sonunda tamamlanmıştır. Bu bir yıl içinde bölgenin güvenliği sağlanmış, bu sırada şehit düşenler ilk şehitliği oluşturmuşlardı. Sağlanan güvenlik çemberi altında Rumeli Hisarı inşasında üç bin işçi ve usta çalışarak 6 ay gibi kısa bir sürede hisarın inşasını tamamlamışlardı.

Fatih 1451 Şubat ayında, kışın en şiddetli olduğu mevsimde Anadolu Hisarı'ndan karşıya geçtiği yerde Lalası Halil Paşa'ya burada hemen Rumeli Hisarı'nı yapmasını böylece fetih hazırlıklarına derhal başlanmasını emrederek topluca fetih için dua etmişti. Fatih'in otağını kurduğu ve fetih duasını yaptığı bu yer, Şehitler Tekkesi'nin önündeki, karşısındaki yerdir. Bu nedenle bu yer 'duameydanı', 'duatepe' olarak anılır. İlk şehitler yer aldığından 'şehitlik tepesi' de denilmektedir. Fatih'in Anadolu Hisarı'nda otağını kurduğu tepede de fetih duası yapıldığından bu karşı tepe de aynı adla anılmaktadır."

- Şehitlikte mezarı bulunanlar

Hazirede bulunan "şüheda makamı", "şüheda kuyusu" denilen taş duvarla çevrili ayrılmış alan ve bu alanı tanımlayan bir makam taşı bulunduğunu belirten Kala, şunları kaydetti:

"Makam taşı 1451 tarihli olup, bu mezarlığın şehitlik makamı, yani şehitlik, şehitlerin bulunduğu alan olduğunu belirtmektedir. 1451 tarihli şehitlerin toplu gömülü olduğu alanda makam taşının dışında şehitlerin adları yer almaz. Bir başka taştaki yazıya göre, bu şehitlikte hem İstanbul'un fethine katılan fetih şehitlerinin hem de fetih öncesi şehitlerin yer aldığı anlaşılmaktadır.

Rumeli Hisarı'ndaki tekke ve şehitliğin haziresinde yer alan üç şehide ait 5 mezar taşı ve mezarlığın şehitlik olduğunu belirten bir mezar taşı olmak üzere toplam altı mezar taşı konumuz açısından önemlidir. Bu taşların fotoğrafları elimizdedir. Ancak bu taşlardan üçü maalesef kaybolmuştur. Altı taşta yer alan ibareler Fatih Sultan Mehmet, Akşemseddin, 'fetih şehidi', şehitlik, tekkenin şeyhliği ve şehadetle ilgili önemli bilgiler içermektedir.

Hazirede bulunan 1451 tarihli Seyyid Şeyh Mahmud Bedreddin'e ait mezar taşında Peygamberimizin soyundan gelip Seyyid olduğu, şeyh olduğu, Sultan Mehmet Han ile birlikte geldiği, Akşemseddin'in arkadaşlarından olduğu belirtilmektedir. Ancak ayaktaşı kayıptır. Mezarının Şuheda Makamı'nda gömülü olmasından Şehitler Tekkesi'nin şeyhi iken şehit olduğu anlaşılmaktadır. Adının yer aldığı taşta 'Akşemseddin hazretlerinin rüfekaları' olduğunu belirten satırdan sonraki satır maalesef silinmiştir. Bu satırda büyük ihtimalle Akşemseddin'in ve rüfekası/arkadaşı Şeyh Mahmut Bedreddin'in bağlı olduğu Hacı Bayram-ı Veli yani Bayramiye tarikatı belirtilmekteydi.

Hazirede bulunan Mahmud Çelebi'ye ait baş ve ayak iki mezar taşında ise fetih şehidi olduğu belirtilmektedir. Hazirede bulunan 1451 tarihli Saka Baba'ya ait baş ve ayak mezar taşlarında ise sadece adı ve ruhuna fatiha ibaresi yer almaktadır. Bu ibareden Saka Baba'nın tekke müridi Yeniçeri askerlerinden olduğu ve fetihten önce 1451 yılında eceliyle vefat ettiği anlaşılıyor. Maalesef bu iki taş kaybolmuş olup elimizde sadece fotoğrafları bulunmaktadır."