ANKARA (AA) - Başkentte, 13 Mart 2016'da Kızılay'daki Güvenpark otobüs duraklarında bomba yüklü otomobille düzenlenen, 36 kişinin hayatını kaybettiği, 349 kişinin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili 8'i tutuklu 55 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıklardan Uğur Ayçil'in adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları ile patlamada yaşamını yitirenlerin yakınları ve avukatları katıldı.

Sanıklar ile avukatlarının beyanlarının dinlendiği duruşmada, patlamada yaşamını yitirenlerin yakınları ile sanık avukatları arasında gerginlik yaşandı.

Sanıklardan Vedat Cin ve Uğur Ayçil'in avukatı Baran Pamuk'un, savunmasını sunarken Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden örnek vermesi, mağdurların tepkisini çekti.

Avukatın, "Olayın asli failleri yok. Olayda ölmüşler, diğerleri kaçmış. Geriye bu kişilerin yakınları kalmış. Polisler, asli faillerin akrabalarını toplayıp getirmiş. 15 Temmuz darbesini yapanlar bunu davulla zurnayla ilan etmedi. Bu olayda da eylemi yapanlar olayı duyurmadı. Yakınlarını suçlayamayız. Suçluya ulaşılamadığı yerde suçluya yakın kim varsa alınıyor." sözleri üzerine, mağdurlar, "15 Temmuz darbesini yapanlar şimdi cezaevinde. Bizler evladımızı kaybettik. Her celse bunu yapıyorsun. İnsanları tahrik ediyorsun. Bu kadar insanın ne günahı vardı? Sana madalya takacaklar. Ölenler masum değil miydi?" diye tepki gösterdi.

Bu sırada patlamada kızını kaybeden bir kadın fenalaştı. Mahkeme heyeti duruşmaya ara verirken, fenalaşan kadın, diğer mağdurlar tarafından salondan çıkarılıp sakinleştirildi.

Aranın ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanıkların tamamının tutukluluk halinin devamını istedi.

Mahkeme heyeti ara kararında, sanıklardan Uğur Ayçil'in adli kontrol şartıyla tahliyesine hükmetti.

Diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 28 Şubat 2018'e bıraktı.

- Davanın geçmişi

Terör örgütü PKK/KCK mensuplarınca, 13 Mart 2016'da saat 18.45 sıralarında Atatürk Bulvarı'ndaki Güvenpark otobüs durakları önünde bomba yüklü 34 HGH 44 plakalı aracın, örgüt mensubu Seher Çağla Demir ile Özgür Ünsal tarafından patlatılması sonucu 36 kişi hayatını kaybetmiş, 349 kişi yaralanmıştı.

Saldırıya ilişkin hazırlanan iddianamede, Türkiye'de PKK/KCK'nın düzenlediği, siviller ve kamu personeline yönelik terör eylemlerinin, örgütün "TAK" isimli alt birimince üstlenildiği kaydedilerek, "Örgütün 2004 sonrasında metropol ve şehir merkezlerindeki sansasyonel şiddet eylemlerini gerçekleştirmeye yönelik kurduğu TAK isimli yasa dışı alt birimini, terör örgütü PKK/KCK'nın uluslararası alandaki terörist imajından kurtulmak ve örgüt üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla kullandığı" ifadelerine yer verilmişti.

Sanıklardan Vahit Ayçil, Mehmet Veysi Dolaşan, İbrahim Halil Demirer, Velat Cin ve Suphi Akbaş'ın "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan bir, 36 kişiyi öldürmekten 36 kez olmak üzere toplam 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra "349 kişiyi öldürmeye teşebbüs", "nitelikli mala zarar vermek", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak" suçlarından da toplam 7 bin 646'şar yıla kadar hapsi isteniyor.

PKK/KCK yöneticisi konumundaki şüphelilerin, TCK'nın 220/5'teki, "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır" hükmü uyarınca aynı cezalara çarptırılması istenen iddianamede, şüphelilerden Uğur Ayçil, Sebahattin Karakoç, Azamettin Karakoç, Semih Yürek, Necati Utku Kiraz ve Rıdvan Tekin'in "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisleri talep ediliyor.

Vehbi Karakoç, Baran Ergin, Hüsamettin Atar, Hamza Yılmaz, Seydi Ayçil'in "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 15'er yıla kadar hapisleri istenen iddianamede, şüphelilerden Vehbi Karakoç, Azamettin Karakoç ve Sebahattin Karakoç için "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak" suçundan ayrıca 24'er yıla kadar hapis talebinde bulunuluyor.

Şüphelilerden Neval Basut'un "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 5 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, saldırıda kullanılan otomobilde bulunan Özgür Ünsal'ın annesi Gülsevim Kalay'ın, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten" 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.