TRABLUS (AA) - CİHAD NASR - Tobruk merkezli Temsilciler Meclisinin (TM) desteklediği General Halife Hafter'e bağlı güçlerin Petrol Hilali Bölgesi limanlarını geçici hükümete teslim etmesi, Tobruk yönetiminin yurt dışına petrol satamayacağı ile tam aksine bunda başarılı olacağı yönünde farklı yorumlara neden oldu.

Hafter'e bağlı güçlerin sözcüsü Ahmed el-Mismari, ülkenin doğusundaki Bingazi'de düzenlediği basın toplantısında, Hafter'in son dönemde ele geçirilen petrol ihraç limanlarının Trablus'taki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) değil, Tobruk yönetimine bağlı petrol kurumuna devredilmesine karar verildiğini duyurdu.

UMH Başkanlık Konseyi ise ülke petrolünün tek meşru yönetim kanalının Ulusal Petrol Kurumu olduğunu belirterek, duruma tepki gösterdi.

Öte yandan ABD, Fransa, İtalya ve İngiltere, Libya'nın petrol ihraç limanlarının Ulusal Petrol Şirketi yerine Tobruk yönetimine bağlı petrol kurumuna devredileceği yönündeki açıklamalardan derin kaygı duyduğunu açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, Fransa, İtalya ve İngiltere'yle Bingazi ve Sirte illeri arasındaki Ra's Lanuf ve Brega petrol limanlarına ilişkin yaptığı ortak basın açıklamasında, "Fransa, İtalya, İngiltere ve ABD hükümetleri, Ra's Lanuf ve Brega petrol limanlarının Ulusal Petrol Şirketi yerine farklı bir yapıya transfer edileceği yönündeki açıklamalardan derin kaygı duymaktadır." ifadeleri kullanıldı.

"Libya petrol limanlarının Libya halkına ait olduğu" belirtilen açıklamada, limanların Ulusal Petrol Şirketi kontrolünde olması gerektiğine vurgu yapıldı.

Hafter'in son dönemde ele geçirilen petrol ihraç limanlarının Trablus'taki UMH'ye değil, Tobruk yönetimine bağlı petrol kurumuna devredilmesi kararı farklı yorumlara yol açtı.

Uzmanlardan bazıları Hafter'in bu adımıyla bir yere varamayacağını ve petrol satamayacağını belirtirken, bazıları da tam aksine bunda başarılı olabileceğini savundu.

- "Hafter'in kontrolü altına aldığı petrol suya dönüşecek"

Libyalı eski petrol uzmanı Fethi Rahil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hafter'in adımının uluslararası olarak desteklenmemesi sonucu bir yere varamayacağına işaret ederek, yerel onaylar ya da kınamaların bir sonuç vermeyeceğini belirtti.

"Hafter'in kararının uygulanması uluslararası topluma ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütüne (OPEC) bağlı. Çünkü petrol satış anlaşmalarını yapan kesimler bunlar." diyen Rahil, uluslararası toplumun Hafter'in kararını reddetmesi halinde geçiş hükümetinin anlaşmalarının bir işe yaramayacağını, Hafter'in kontrolü altına aldığı petrolün "suya" dönüşeceğini kaydetti.

Uluslararası toplumun, Hafter'in bu adımını reddedeceğini belirten Rahil, çünkü petrol anlaşmalarının tamamının Trablus'taki petrol kurumuyla imzalandığını ifade etti.

Ulusal Petrol Kurumu dışında bir kurum aracılığıyla yurt dışına petrol satışının gerçekleşmesinin pek mümkün olmayacağına işaret eden Rahil, aslında Hafter'in de bunu bildiğini aktardı.

Geçici hükümetin daha önce petrol satışı için girişimlerde bulunduğunu ama bunun uluslararası toplum tarafından kabul görmediği için başarısızlıkla sonuçlandığını anlatan Rahil, Hafter'in son adımının da başarısız olacağı öngörüsünde bulundu.

Rahil, bunun sebeplerine ilişkin şunları kaydetti:

"Petrol üretimi ve pazarlaması, Ulusal Petrol Kurumu ile Libya petrolü ve gazında pay sahibi yabancı ortaklarının gerçekleştirdiği birbiriyle doğrudan bağlantılı işlemler. Bütün bunlar belli yerli ve uluslararası anlaşma ve sözleşmelerden oluşan bir sistem tarafından yönetiliyor. Bu sistemde gerçekleşebilecek herhangi bir olağanüstü arıza, konuyu Libya'nın ve yabancı ortaklarının zararına uluslararası bir meseleye dönüştürür. Ayrıca Libya'nın daha önce ihraç edilen petrol miktarıyla alakalı olarak müşterileri ve ortaklarıyla imzaladığı anlaşmalar var. Bu anlaşmalarda petrol ve gaz miktarı ile ihraç edileceği limanlar, yüklenme tarihi belirtiliyor. Bunlara riayet edilmesi gerekli."

- "Başarılı olabilir"

Öte yandan Libyalı iş adamı Mervan Katiş, Tobruk yönetimine bağlı petrol kurumunun, petrolü satmada başarılı olacağını ön gördü.

Katiş, uluslararası toplumun meşru kararlar ya da ilkelere çıkarlarına ya da müttefiklerinin çıkarlarına düşkün olduğu kadar bağlı olmadığını belirtti.

Uluslararası toplumun şu an Hafter'le çalışmalarının çıkarlarına uygun olduğunu bildiğini kaydeden Katiş, "Çünkü orayı kontrol eden yalnızca petrolü kontrol etmiyor. Ülkenin büyük bir bölümünü kontrolü altında tutuyor." diye konuştu.

Daha önce dünya ülkelerinin, batıda Trablus'taki Kurtuluş Hükümeti'ni tanımamasına karşın Trablus'taki petrol kurumunun sektördeki işlerine devam ettiğini, ihracatı sürdürdüğünü hatırlatan Katiş, o dönemde uluslararası toplumun petrol satışını normal karşıladığını belirtti.

Aynı durumun şu anda da doğuda mümkün olabileceğini ifade eden Katiş, uluslararası toplumun Tobruk yönetimine bağlı petrol kurumu ile çalışabileceği öngörüsünde bulundu.

Katiş, bunun yanı sıra Hafter'in adımını açıklamadan önce petrol satışıyla alakalı bazı uluslararası vaatler almış olma ihtimaline dikkati çekti.

Ayrıca Tobruk'taki yönetimin bunda başarısız olması halinde başka yollara başvurabileceğini söyleyen Katiş, böyle bir durumda ham petrol satın almak isteyen illegal kesimlere piyasa fiyatından daha düşük fiyatla ihale verebileceğini ifade etti.

- Ne olmuştu?

Eski petrol tesisleri muhafız birliklerinin komutanı İbrahim el-Cedran liderliğindeki silahlı grupların, yaklaşık iki hafta önce Hafter güçlerinin kontrolündeki Petrol Hilali Bölgesi'ne saldırı düzenlemesinin ardından taraflar arasında çatışmalar yaşanmış, Cedran'a bağlı güçler bazı bölgeleri ele geçirmişti.

Ardından savaş uçaklarının da katıldığı karşı operasyonlar sonucunda Hafter'e bağlı güçler 21 Haziran'da Petrol Hilali Bölgesi'nde kontrolü ele geçirdiğini duyurmuştu.

Bingazi ile Sirte illeri arasındaki pek çok kenti kapsayan Petrol Hilali Bölgesi'nde, zengin petrol rezervlerinin yanı sıra Sidra, Ra's Lanuf ve Brega petrol limanları yer alıyor. Bölge, ülkenin toplam petrol rezervinin yüzde 60'ından fazlasını barındırıyor.