ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Hile ve kumpaslarla hukuku çiğneyenlerin, vicdanını terör örgütüne esir edenlerin Türk yargısı içinde yeri yoktur ve bundan sonra da asla olmayacaktır. Türk yargısı, bağımsızlık ve tarafsızlık vasfını koruyarak yargı yetkisini Anayasamızın emrettiği gibi Türk milleti adına kullanacaktır." dedi.

Gül, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "21. Dönem Adli Yargı Hakim ve Savcı Adayları ile 13. Dönem İdari Yargı Hakim Adayları Kura Töreni"nde, adaylık sürecini tamamlayarak mesleğe ilk adımı atanları kutladı.

Kura töreniyle 2 bin 83 hakim ve savcının göreve başlayacağını bildiren Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde adalet hizmetlerinin geliştirilmesinde bugüne kadar tarihi adımlar atıldığını belirtti.

Gül, adalet için artan bütçe imkanlarının, altyapı yatırımlarının, hız getiren teknoloji kullanımının, kaliteyi artıran iyi uygulamaların, adaletin ayak bağını çözen mevzuat çalışmalarının büyük bir fark ve değer oluşturduğunu vurguladı.

Adalet hizmetlerinin kalitesini belirleyen temel unsurun insan olduğuna işaret eden Gül, insanla kaim olan adaletin, insan için olduğunu söyledi.

Soyut bir değer olan adaletin, ışığını insanın muhakemesinden, hakikatini vicdanda bulduğunu aktaran Gül, adalet, ancak ve sadece ona sadakat gösterenlerin ellerinde yükseldiğini ifade etti.

- "Vicdanını terör örgütüne esir edenlerin Türk yargısı içinde yeri yoktur"

Gül, adaletin hukuka bağlılık dışında her türlü bağlılığı reddetmeyi gerektirdiğini belirterek şöyle devam etti:

"Aklı ve muhakemeyi değersizleştirenlerin, FETÖ'nün kurşun askerlerinin adaleti ve
kendilerini ne hala düşürdüklerini hep birlikte gördük. Hukuka bağlılık yerine örgüt bağlılığını ikame edenlerin, cübbesini örgüt rütbesini gizlemek için araç haline getirenlerin büyük hüsranı, 15 Temmuz'da büyük bir ibret hikayesine dönüşmüştür. Hile ve kumpaslarla hukuku çiğneyenlerin, vicdanını terör örgütüne esir edenlerin Türk yargısı içinde yeri yoktur ve bundan sonra da asla olmayacaktır. Türk yargısı, bağımsızlık ve tarafsızlık vasfını koruyarak, yargı yetkisini Anayasamızın emrettiği gibi Türk milleti adına kullanacaktır."

Gül, yargı mensuplarının zorluklar karşısında yılmadan, hukukun ve vicdanın sesi dışında harici hiç bir etkiye aldırmadan, fedakarca görevini yerine getirmeye devam edeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bazı davaların mahiyeti itibarıyla iç ve dış kamuoyunun yakın ilgisine mazhar
olduğunu biliyoruz. Bunlardan bazılarının uluslararası düzeyde politik tartışma, gerilimlere konu olabildiği de sır değildir. Bu tartışmalar, yargılamaların, Türk milleti adına karar veren, bağımsız ve tarafsız mahkemelerimiz tarafından sürdürülüp sonuçlandırıldığı gerçeğini asla değiştirmez, değiştiremez. Yargı mensuplarımız, görevlerini cesaretle yerine getirmektedir. Yargıda korku duvarlarının yıkıldığı tarih, 15 Temmuz'dur. O gece süratle harekete geçen Türk yargısı, millet düşmanlarının püskürtülmesinde kritik bir görevi ifa etmiştir. Bu süreçte, darbelere alkış tutan tarihi rolünü ilk kez reddetmiştir. Darbecilerden hesap sorarak kendisine duyulan güveni hak etmiş, rüştünü ispat etmiştir."

Darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla milletin meydanlarda başlattığı demokrasi nöbetini, yargı mensuplarının adliyelerde sürdürdüğünü aktaran Gül, bu nöbetin devam ettiğini belirtti.

Yargının, devletin ve milletin kolektif hukukunu, vatandaşların bireysel hukukunu eş zamanlı olarak korumayı vazife bileceğinin altını çizen Gül, terörle mücadelenin de rehavete kapılmadan süreceğini aktardı.

Hakim ve savcı adaylarına çeşitli tavsiyelerde bulunan Gül, üstlenilen görevin ve sorumluluğun büyük olduğunu söyledi.

- "Beklenti aynı olacaktır"

"Konusu, içeriği, mahiyeti ne olursa olsun, ele aldığınız her dosyanın bir insan
hayatına, bir insan hikayesine temas ettiğini asla unutmayınız." diyen Gül, "Ağır cürümlerden toplumun huzurunu kaçıran olaylara, basit bir alacak davasından büyük meblağlı ticari davalara kadar bütün dosyalarınızda muhataplarınızın sizden tek bir beklentisi olacaktır. Adil bir yargılama, saygın bir muamele, makul bir sonuç." ifadesini kullandı.

Adalet Bakanı Gül, verilen kararlarda hem dava taraflarının adalet beklentisinin karşılanması, hem de toplumun yargıya güveninin temin edilmesi, adalet hissini beslemesi gerektiğini bildirdi.

Toplum vicdanını teskin etmeyen kararların, sosyal barış ve huzurun inşasına da katkı
sunamayacağına dikkati çeken Gül, "Yargı, mevcut çatışmaları büyütmez, onları hal yoluna koyar. Yargı kararları, yeni ihtilaflar doğurmaz, ihtilafları giderir." diye konuştu.

Gül, yargı mercilerinin hukuka, kanuna ve vicdana dayalı hakikatini topluma yeterince anlatmadığında, başkalarına kendi yalanlarını tedavüle sokma imkanı vereceğini belirtti.

Hakimlerin kararlarıyla konuşacağını dile getiren Gül, verilen kararların, yargının en temel ifade aracı olduğunu, kararlarda ses bayrağı Türkçe'nin de iyi şekilde kullanılması gerektiğini kaydetti.