ANKARA (AA) - Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "IMF ile ayrılan yolların birleşmesini kesinlikle istemiyoruz. IMF, işten çıkarma, acı reçeteler ve özelleştirme demektir." değerlendirmesinde bulundu.

Hak-İş'in 43. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Ekonomik Sorunlar ve Çözüm Yolları" konulu panelde konuşan Arslan, ekonomideki saldırılar ile enflasyonla mücadele kapsamında alınan tedbirleri desteklediklerini söyledi.

Arslan, ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun en büyük mağdurunun işçi kesimi olduğunu belirterek, enflasyonla mücadelenin başarıya ulaşması için katkı vermeye hazır olduklarını bildirdi.

Ekonomideki saldırıların güçlü sosyal diyalog ve toplumsal mutabakatla daha hızlı atlatılacağını vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:

"Kamu yatırımlarında ve ücretlerde kısıntıya giderek bu kriz atlatılamaz. 2008 krizinden 'Al-ver ekonomiye can ver.' diyerek çıktığımızı unutmayalım. Çalışanlar ve emekliler enflasyona karşı korunmalıdır. Bu kapsamda, 2019'daki kamu sözleşmeleri ile yeni asgari ücret iyi bir fırsattır."

Ücretlilerin maruz kaldıkları yüksek vergi oranlarının azaltılmasını isteyen Arslan, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yararlanma şartlarının kolaylaştırılması ve yararlanma süresinin uzatılması çağrısında bulundu.

Arslan, insanı ve emeği merkeze alan üretim ve istihdam odaklı büyüme modeline geçilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "IMF ile ayrılan yolların birleşmesini kesinlikle istemiyoruz. IMF, işten çıkarma, acı reçeteler ve özelleştirme demektir. Türkiye'de olan her şeyin ithal edilmesi anlayışı bırakılmalıdır. Yerli üretime, yerli sanayiye ve yerli ham maddeye destek olunmalıdır." dedi.

- "Sorunları bir tarafa atıp yine büyümeye devam edeceğiz"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Elvan da Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlam olduğunu söyledi.

Son dönemde döviz kurunun artmasıyla ithalata dayalı üretimde sıkıntılar yaşandığını ifade eden Elvan, bu sıkıntılara, bankaların sendikasyon kredilerinin yenilenmediği yönündeki bir takım algı operasyonlarının da eklendiğini vurguladı.

Özel sektörü finansman bakımından rahatlatacak adımların atılması gerektiğini dile getiren Elvan, şunları kaydetti:

"İşletmelerimizin ayakta kalması son derece önemli. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, özellikle bankaların sermaye yapılarını detaylı olarak çalışıyor, BDDK de bu konu üzerinde çalışıyor. Bunlar ortaya çıktıktan sonra reel sektörü ayakta tutabilecek bir mekanizmayı oluşturacağız. Çünkü bizim için reel sektör son derece önemli. Biz bunu oluşturacak güce sahibiz. Bu konudaki bilgi ve beceriye sahibiz. Bu konudaki deneyimimiz oldukça yüksek. Bankacılığın özellikle sermaye yapılarını güçlendirerek, reel sektörün de desteklenmesiyle inşallah biz bu sorunları bir tarafa atıp yine büyümeye, güçlenmeye devam edeceğiz."

- "İşlemlerde kayıtlılık enflasyonu kontrol altında tutar"

Anadolu Aslanları İş adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Hasan Ali Cesur ise ekonomide son aylarda yüksek enflasyon, yüksek faiz ve cari açık gibi sorunlar yaşandığını anımsatarak, tüm bunların ekonomik sorunların piyasaya yansıyan sonuçları olduğunu aktardı.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde ortak bazı temel sorunların bulunduğunu anlatan Cesur, bunları kayıt dışılık, ithalata ve yabancı sermayeye bağımlılık, ihracatın düşük olması, sermaye yetersizliği, markalaşmanın olmaması, ölçek ekonomisinin sağlanamaması olarak sıraladı.

Cesur, kayıt dışılığın yüksekliğinin devletin gelirlerinin azalmasına neden olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Benim düşüncem, nakit paranın önemli ölçüde hayatımızdan çıkması. 50 liranın üzerindeki işlemler, bankacılık sistemi üzerinden veya kayıtlı olarak yapılmalı. Devlet, gerektiğinde vatandaştan işleme ilişkin ödeme ve tahsilatı ispatlamasını talep edebilmeli. Ayrıca fiş veya fatura verilmemesi ya da kayıt dışı işçi çalıştırılması gibi haller için daha ağır yaptırımlarım uygulanması ve bu alanlarda doğru ihbarlarda bulunanlara uygulanan ödül sisteminin yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Kuralların uygulanmasının temel şartlarından biri halkın birbirini kontrol etmesinin sağlanması ve bunun ülke sevgisinin bir gerekliliği olduğu şuurunu taşımasıdır. Bunların gerçekleşmesi halinde sadece vergi gelirleri artmayacak, kayıt dışılık da önemli ölçüde azalacak. Hatta kaçakçılık ve uyuşturucu satıcılığı gibi yasa dışı işlerin de önemli ölçüde azalacağını düşünüyorum. Piyasada nakdin azalması ve tüm işlemlerin kayıt altında gerçekleşmesi halinde enflasyon ve döviz kurlarının daha fazla kontrol altında tutulacağına inanıyorum."

Panelin moderatörü Prof. Dr. Vedat Bilgin de Türkiye sanayisinde 29 çeyrektir üretim artışının yaşandığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Geçen ayda sanayi üretimi bir önceki döneme göre artmaya devam etti. Sanayi üretimi, reel sektör demek. Demek ki Türkiye'de konjonktürel bir dalgalanma var ama reel sektöre bunun yansımaları uzanmamış. İktisat politikasını yapanların, bunu reel sektöre yansıtmadan çözmesini ümit ediyoruz. Yani parasal dalgalanmaları, dövizdeki dalgalanmaları çözerler."