İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, bu şehrin sokaklarına 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazanları unutmadık. Bizans askerlerinin kostümleriyle polisimizin, jandarmamızın karşısına dikilenleri unutmadık. 15 Temmuz'da tankları alkışlayanları, 'kontrollü darbe' diyerek milletin zaferine gölge düşürmeye çalışanları unutmadık. Bayrağımıza tahammülü bulunmayanları, ezandan rahatsız olanları, pasaportundan utananları unutmadık. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, 24 Haziran seçimleri sürecinde yaşadıklarımız bile tek başına bu gerçekleri göstermeye yeterlidir." dedi.

Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin organizasyonuyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "29 Mayıs İstanbul'un Fethi Özel Programı"nda, İstanbul'un fethinin 565. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, şöyle dua etti:

"Rabbim, bu şehri fetheden komutan Fatih Sultan Mehmet Han'dan, kendisinin manevi rehberleri olan Akşemseddin'den Molla Gürani'ye kadar tüm alimlerden, bu şehri fetheden askerden, bu şehrin asırlardır bizim olarak kalması için mücadele eden herkesten razı olsun. Ya Rab, Fatih'in İstanbul'u fethetmesini sağlayan inançla, azimle, kararlılıkla, bize de her gün yeni gönüller fethetmeyi nasip eyle. Ya Rab, şehadetleri dinin temeli olan ezanların kıyamete kadar bu şehrin üzerinde yankılanmasını sağla. Ya Rab, her köşesi bir başka evliyanın, gönül sultanının mekanı olan bu şehrin üzerindeki manevi zırhı kıyamete kadar muhafaza eyle. Ya Rab, kimsesizlerin kimsesi, gariplerin son sığınağı olan bu şehri sen koru. Ya Rab, bu şehrin ve vatanımızın fethi için, korunması için asırlardır bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehitlerimizin şehadetini sen kabul eyle. Allah'ım dualarımızı kabul eyle."

İstanbul'un fethinin önemine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İstanbul'un fethi bizim için ne kadar sevindirici, ne kadar iftihar verici bir hadiseyse birileri için de o derece bir büyük felaket günüdür. Biz, bu şehrin sokaklarına 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazanları unutmadık. Bizans askerlerinin kostümleriyle polisimizin, jandarmamızın karşısına dikilenleri unutmadık. 15 Temmuz'da tankları alkışlayanları, 'kontrollü darbe' diyerek milletin zaferine gölge düşürmeye çalışanları unutmadık. Bayrağımıza tahammülü bulunmayanları, ezandan rahatsız olanları, pasaportundan utananları unutmadık. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, 24 Haziran seçimleri sürecinde yaşadıklarımız bile tek başına bu gerçekleri göstermeye yeterlidir. Bu seçimlerde dış politika vaatlerini Türkiye'nin ve Türk milletinin çıkarlarına göre değil, Bizans'ın günümüzdeki temsilcileri olarak gördüğü güçlerin taleplerine göre sıralayan partilerle yarıştığımızı biliyoruz. Türkiye'ye terörle mücadeleden ekonomik şantaja kadar her konuda saldıranların ağzıyla dış politika perspektiflerini kuranlar, İstanbul'un fethini hala hazmedemeyenlerdir. Tüm dünyanın, Batı ülkelerinde yükselen İslam düşmanlığından endişe ettiği bir dönemde seçim beyannamesinin tamamında İslam ifadesini sadece İslami radikalizm kavramıyla geçiren bir parti elbette Fatih'in mirasına sahip çıkmayacaktır. Cumhuriyet'i kuran parti olduğunu iddia ettikleri halde milletimizi bölmek, ülkemizi parçalamak, devletimizi yıkmak için çalışan bölücülerin payandası haline gelenler, Atatürk'ün mirasına da ihanet ediyorlar. Darbelerin, cuntaların, vesayetin ülkemize yaşattığı bunca acıya rağmen hala 27 Mayıs darbesini savunabilenler, bu ülkenin geçmişini mahvettikleri yetmiyor gibi geleceğine de göz dikmişler gibidir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 yıldır bunlarla mücadele ederek Türkiye'yi demokraside ve ekonomide büyüttüklerini, geliştirdiklerini ve ileriye taşıdıklarını ifade ederek, bugün de hala aynı zihniyetle mücadele ettiklerini söyledi.

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethederken sahip olduğu inanç, kararlılık, azim, vizyon neyse, Türkiye'yi 2023'e, 2053'e, 2071'e taşıma konusundaki duruşlarının aynı olduğunu kaydeden Erdoğan, bunun için erdem, irade ve cesaretle "Türkiye'yi şahlandıracağız", "Vakit Türkiye vakti" dediklerini aktardı.

Erdoğan, İstanbul'un en kıymetli emanet olduğunu vurgulayarak, "Bu şehirle bağımızı ne kadar muhkem tutarsak, ülkemize verdiğimiz hizmetleri de o denli büyütebiliriz. Kalp durursa, diğer organlar da görevlerini yerine getiremez. İstanbul, Türkiye'nin kalbidir. Bunun için İstanbul'un üzerine adeta titrememiz gerekiyor. Sadece yaptığımız hizmetlerle değil, aynı zamanda İstanbullunun gönlünü de kazanarak bu şehre sahip çıkabiliriz." dedi.

- "Çevreci biziz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nin bulunduğu bölgenin eskiden Sütlüce Mezbahanesi olduğunu ve buranın koktuğunu hatırlatarak, belediye başkanlığı döneminde burayı bir kültür, kongre merkezine dönüştürmeyi planladığını ve uygulanan teknolojiyle 5 milyon metreküp çamurun taşınıp Alibeyköy'deki taş ocağının doldurulduğunu anlattı.

Vialand'ın olduğu bölgenin, aktarılan çamurlarla doldurulan yer olduğunu dile getiren Erdoğan, "Çevreci biziz. O bir çevre şaheseri olarak şu anda yapıldı. Hem orada çocuklar için eğlence parkları bir taraftan yeşil alanlar... Haliç'i kurtardık. Artık burada balık avlanıyor. Boğaz'dan buraya bağlantıyı kurduk çünkü sirkülasyon lazım, Boğaz'dan buraya suyu aktardık, buradan sirküle etmek suretiyle Haliç'i de hamdolsun tertemiz hale getirdik. Benden sonraki arkadaşlarım, en son Kadir Bey'in döneminde de burası bitirilmiş oldu. Haliç Kongre Merkezi'ne böylece ulaşmış olduk." diye konuştu.

(Sürecek)