İSTANBUL (AA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman eski parlamenter sistemi savunmadıklarını belirterek, "Her dönem eleştirdik. Hatta genel başkan olduğum tarihten bu yana Türk hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılmasını istedim. Parlamento üzerindeki lider sultası kaldırılmalıdır. Yüzde 10 seçim barajı kaldırılmalıdır. Bütün bunları defalarca dillendirdim. Şimdi kalkmış diyorlar ki 'Onlar eski sisteme dönmek istiyorlar.' Hayır, eski sistemi şiddetle reddediyoruz." dedi.

CNN TÜRK'te yayımlanan "Ne Oluyor?" programının canlı yayın konuğu olan Kılıçdaroğlu, 24 Haziran'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri başta olmak üzere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu, seçim meydanlarının hareketli olduğunu, özellikle Muharrem İnce'nin mitinglerinin son derece heyecanlı, diğerlerinin ise biraz daha durgun olduğunu ifade etti.

Millet İttifakı'nın içindeki partilerin cumhurbaşkanı adayları arasında yer alan Akşener ve Karamollaoğlu'nun mitinglerine medyada gerektiği şekilde yer verilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, Akşener'in, Gaziantep'te belediye kamyonlarıyla miting alanına gitmesinin engellenmesi iddiasının da toplumda ciddi rahatsızlık yarattığını anlattı.

Kılıçdaroğlu, bu ülkede "80 milyon kişinin cumhurbaşkanı olacağım" diyen kişinin cumhurbaşkanı olması, "cumhurbaşkanlığı tarafsız olmalıdır, her vatandaşa eşit mesafede olmalıdır" diyen kişinin kazanması gerektiğini, bu kişinin de Muharrem İnce olduğunu kaydetti.

Muharrem İnce'nin "Kaşar gazetecilerle konuşmayacağım" sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Muharrem bey dobra biri. Gerçekten de Muharrem beyin alanlarda yaptığı çalışmayı, onun gösterdiği başarıyı göstermeyen televizyon kanalları, göstermeyen gazeteler var. Elbette ki her politikacı, her cumhurbaşkanı adayı eleştirilebilir, buna itirazımız yok. Ama şu var ki eğer bir meydanda 10 binlerce kişi, 100 binlerce kişi bir lideri dinlemeye gelmişse, bir cumhurbaşkanı adayını dinlemeye gelmişse, herhalde küçük de olsa haber olması lazım. Bazı kanallarda hiç yok Muharrem bey. Bu rahatsızlığını bir şekilde dile getiriyor. Sadece o kanallar için değil, TRT için de dile getirdi. Hatta 'gidip kapılarında miting yapacağım' dedi. Muharrem beyin bu eleştirilerine biraz hoşgörüyle yaklaşmak lazım."

Parlamenter sisteme dönüş hazırlıklarının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman eski parlamenter sistemi savunmadıklarını dile getirdi.

Parlamenter sistemi her dönem eleştirdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Her dönem eleştirdik. Hatta genel başkanı olduğum tarihten bu yana Türk hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılmasını istedim. Parlamento üzerindeki lider sultası kaldırılmalıdır. Yüzde 10 seçim barajı kaldırılmalıdır. Bütün bunları defalarca dillendirdim. Şimdi kalkmış diyorlar ki 'Onlar eski sisteme dönmek istiyorlar.' Hayır, eski sistemi şiddetle reddediyoruz. Bu sistemi de reddediyoruz. Şu anda var olan rejimi de reddediyoruz, 'doğru değil' diyoruz." dedi.

-"Biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz"

"Bir partinin genel başkanı mahkemeye hakim mi tayin eder? Bir partinin genel başkanı Merkez Bankası Başkanı'nı parti genel merkezine mi davet eder?" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunlar doğru değil. Cumhurbaşkanı hem partinin genel başkanı olacak, hem cumhurbaşkanı olacak, hem de her şeye karışacaksınız, her konuda konuşacaksınız. Günün 24 saati insanları azarlayacaksınız. Sonra 'ben Türkiye'yi yönetiyorum' diyeceksiniz. Hayır, Türkiye’nin yönetildiği falan yok. Türkiye yönetilseydi Türk lirası bu kadar değer kaybeder miydi? Bu kadar işsizlik olur muydu? Egemen güçlerin telkinleriyle Türkiye yönetiliyor. Dolayısıyla biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Kıstasları şunlar; yargı bağımsız ve tarafsız olacak, parlamento üzerinde lider sultası olmayacak. Bunu getiren 12 Eylül darbe hukuku. Türk hukuk sistemi bundan arındırılmadıkça demokratik bir parlamenter sistem kurulamaz. Darbe hukukunu kim savundu? Darbe hukukuna kim karşı çıktı? Biz karşı çıktık. Onlar sahip çıktılar. Siyasi Partiler Yasası da 12 Eylül darbe hukukundan bize biraz kalmıştır."

Demokratik parlementer sistemle ilgili görüşlerini de aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Bu sistem, öncelikle kalıcı olacak. Bu sistemde, milli iradenin parlamentoya tam yansıması, parlamentonun güçlendirilmesi lazım. 'Gazi meclis' diyoruz ama elindeki bütün yetkileri alıp bir kişiye veriyoruz. Bu mu gazi meclis? Meclisin tarihine ihanettir. 15 Temmuz'da bu parlamento bombalar altında sabaha kadar görev yaptı. Tuttunuz elindeki bütün yetkileri aldınız, bir kişiye verdiniz. Kararnameyle istediğini yapabiliyor. Böyle bir şey olmamalı. Böyle bir demokratik anlayış olmamalı. Restorasyon süreci, yeniden parlamenter sistemin söylediğimiz bağlamda inşa edilmesi lazım. Güçler ayrılığının tamamlanması, yeni kurumların gelmesi lazım. Anayasa Mahkemesi'ne yeni görevler verilmesi lazım." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin miting meydanlarında söylediği "Göreve geldiğimde OHAL'i kaldıracağım" sözünü hatırlatarak, "Türkiye buna tahammül edemez artık. OHAL kalkınca Türkiye'de yargıya erişim hakkı yeniden yurttaşlara verilecektir. Bugün gerek tutuklu, gerek görevine son verilen kişiler olsun, kimse yargıya erişemiyor. Yargıya erişim ciddi bir sorun. Çağdaş demokratik bir ülkede hangi kurallar varsa aynı kuralların Türkiye’de olması için çaba harcayacak. Bu toplumun her kesimine ve tüm dünyaya olumlu bir mesaj olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’de ekonomiyi hükümetin değil, Erdoğan'ın değil, dışarıdaki faiz lobisinin yönettiğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Hükümet, 'dış güçler bunu yapıyor' diyor. Doları isteyen sensin, 'bana para verin' diyen sensin, gidip yalvarıp yakaran sensin. Dış güçler demiyor ki; 'Gel zorla benden para al' diye. Bir de milleti kandırmaya kandırmaya çalışıyor. Türkiye yönetilmiyor. Savruluyor, ekonomi başta olmak üzere. Enflasyonun kaça çıktığını görüyorsunuz. CHP olarak beton ekonomisinden değil, üretim ekonomisinden yanayız. Türkiye üretirse güçlenir, istihdam yaratırsa güçlenir. Borçlanarak, borç parayla büyümek olmaz. Biz Türkiye'nin yakasını tefecilerin elinden kurtaracağız. Türkiye üretecek, istihdam yaratacak, güçlü bir sosyal devlet olacak."

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin beş temel sorunu olduğunu ve CHP'nin dışında Türkiye’nin beş temel sorununu bu kadar açık yüreklilikle ortaya koyan başka bir parti olmadığını dile getirerek, "Erdoğan neden ekonomiden söz etmiyor? Niye söz etmiyor? Niye konuşmuyor? Çünkü konuşacak bir şeyi yok. Berbat etmişler ekonomiyi. 'Enflasyonu indirdik' dese, enflasyon yükseldi. Faizler yükseldi, işsizlik arttı, kişi başına düşen gelir düştü. Ne yapacak, neyi konuşacak Erdoğan. '25 Haziran'dan sonra yapacağım' diyor. Şimdi niye yapmıyorsun?" diye konuştu.

-"AB ile ilişkileri geliştireceğiz"

Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı olması ve Millet İttifakı'nın da parlamentoda çoğunluğu elde etmesi durumunda AB ile ilişkileri geliştireceklerini söyledi.

AB'nin yeni bir fasıl açmasını beklemeden AB'nin öngördüğü bütün demokratik standartları parlamentodan geçireceklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Dönüp AB'ye diyecek ki 'sizin fasıl açmanıza gerek yok. ama bu hükumet ne yapıyor? Dayatmayla iş yapıyor. 'Faizi arttırın' diye dayatıyorlar. Faizi arttırıyorlar. 'Fasıl açın biz yapalım' diyorlar. Senin iraden yok mu kardeşim. Otur yap. Neden yapmıyorsun? Neden onlar dayatınca yapıyorsun? Türkiye ilk bir yıl çerisinde rahat bir nefes alacak her alanda." ifadelerini kullandı.

Vergisini ve sigorta primini düzenli ödeyen her KOBİ'ye 1 yıl süreli ödediği vergi ve sigorta primi kadar sıfır faizli kredi vereceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bakın ne kadar güzel adım atıyoruz. Bunun anlamı şu. Kayıt dışıyla bundan daha güzel mücadele edilemez. Zorlama, tehdit, şantaj yok. İşveren neden vergi kaçırsın. Ne kadar çok vergi verirse o kadar çok sıfır faizli kredi alacak. Kaçak işçi çalıştırmaya gerek yok. Ne kadar işçi çalıştırır ve prim öderse o kadar sıfır faizli kredi alacak. İşini büyütecek. Daha fazla istihdam ve daha fazla üretim olacak. Devlet alamıyor ve sürekli af çıkarıyor. Şu anda yüz milyarlarca lira devletin alacağı var." diye konuştu.

- "İlke olarak affı doğru bulmuyoruz"

Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin af çağrısına dair değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:

"Karşı cephede bir parçalanma var. Sayın Bahçeli'nin söylemleriyle AK Parti yöneticilerinin söylemleri arasında fark var. Birisi 'af' diye ısrar ediyor. Diğer taraf 'Gündemimizde af yok.' diyor. Bu nasıl bir ittifak ben de bilmiyorum. İlkeler üzerine inşa edilmediği için. Dolayısıyla bu tür çatışmaların olması son derece doğal. Biz ilkeler üzerine inşa ettiğimiz için herhangi bir çatışma yok. İlkelerimiz ve kurallarımız belli. Bunlara bağlı kalarak yol haritamızı belirlemiş durumdayız. Sayın Bahçeli ısrarla 'Af' diyor ama Erdoğan'dan bir şey çıkmadı. Neden konuşmuyor ki. Konuşması lazım. Biz ilke olarak affı doğru bulmuyoruz. Mafya liderlerini neden serbest bırakıyorlar. Süreci okuyamıyorum. Ne oldu da bir siyasi partinin lideri bir mafya lideriyle yan yana gelir. Aklın alacağı şeyler değil. Yeraltı dünyasının bir lideriyle ben nasıl yan yana gelirim. Adı cinayetlere karışmış, mahkum olmuş, hapiste yatan birisiyle siyasi partinin lideri nasıl yan yana gelir? Hangi siyasi ahlaktan bahsediyoruz?"

(Sürecek)