BUENOS AIRES (AA) - GÜLBİN YILDIRIM - Ekonomik krizlerden yorgun düşen Arjantinliler, kemer sıkma politikalarından sorumlu tuttukları Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılan son anlaşmaya şiddetle karşı çıkıyor.

Arjantin pesosunun dolar karşısında yılın başından bu yana yüzde 50 civarında değer kaybetmesiyle yükselen enflasyon, artan işsizlik ve yüksek vergiler, ülkeyi bir kez daha ekonomik krizin eşiğine getirdi.

Güncel resmi verilere göre, Arjantin'de yıllık enflasyon haziran ayında yüzde 26,4'ten 29,5'e çıktı. Aynı dönemde işsizlik de yüzde 7,2'den yüzde 9,1'e yükseldi.

Arjantin Merkez Bankası'nın pesodaki düşüşü durdurmak için faiz oranını yüzde 40'a çıkarmasına karşın artmaya devam eden enflasyon, Arjantin halkının tasarruflarına ve satın alma gücüne büyük darbe vurdu.


- IMF tarihindeki en büyük borç Arjantin'e


Siyasi açıdan da kırılgan bir dönemden geçen ülkede, Cumhurbaşkanı Mauricio Macri hükümetinin gittikçe bozulan ekonomik göstergeler nedeniyle IMF'nin kapısını çalması, kriz yorgunu Arjantinlileri daha da kızdırdı.

Arjantinli işçi sendikaları, sosyal örgütler ve çiftçiler, 2001'deki krizden sorumlu tutulan IMF'den yeniden borç alınmasına daha müzakereler başlamadan karşı çıkmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Macri, hükümetine yönelik eleştiriler karşısında, anlaşmanın geçmişte yaşanan krizlerin tekrar etmesini önlemek amacıyla imzalandığını ve ülke ekonomisini güçlendireceğini savundu.

IMF ile Arjantin hükümeti, bir aylık müzakere sürecinin ardından gelen tüm tepkilere rağmen 20 Haziran'da 3 yıl süreli 50 milyar dolarlık stand-by anlaşması imzaladı.

IMF'nin bugüne kadar vereceği en yüksek borç miktarını içeren söz konusu stand-by anlaşması, Arjantin'in kuruluşla 1956'dan bu yana yaptığı 39 anlaşmanın sonuncusu olarak tarihe geçti. IMF'ye en fazla başvuran ülkelerden biri olan Arjantin, kuruluştan en son 2000 yılında 40 milyar dolar borç almıştı.


- Protestolar, G20 toplantısıyla şiddetlendi


Brezilya ve Meksika'nın ardından Latin Amerika'nın en büyük üçüncü ekonomisine sahip ülkede, hükümetin IMF'ye başvurmasından bu yana süren protestolar, geçen hafta sonu Buenos Aires'te düzenlenen G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı sırasında şiddetlendi.

G20 üyesi ülkelerin heyetlerinin yanı sıra IMF Başkanı Christine Lagarde'ın kente gelmesini fırsat bilen göstericiler, şehir merkezinde ve Lagarde'ın kaldığı otelin önünde protestolar düzenledi.

"IMF'ye hayır" posterleriyle dolu kent merkezindeki protestoya katılan Buenos Aires Kamu Çalışanları Derneği Genel Sekreteri Hugo Bellon, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arjantin halkının IMF'yle yapılan anlaşmayı desteklemediğini belirterek, "Hükümetimiz, IMF ile hiçbir muhalefet partisinin desteklemediği, Arjantinlilerin istemediği bir anlaşma daha imzaladı. Biz IMF'yle imzalanan her anlaşmanın, Arjantin halkı için açlık ve sefalet ile sonuçlandığını biliyoruz." dedi.

Anlaşmanın iptal edilmesini istediklerini ifade eden Bellon, Arjantin devletinin, Kongre tarafından kabul edilmeyen anlaşma çerçevesinde alınacak borçları ödemek zorunda olmadığını savundu.

Arjantin Sosyal Kalkınma Bakanlığı'na bağlı Çocuk, Gençlik ve Aile Sekreterliği'nde öğretmen olarak çalışan Gabriela Tosoroni de hükümetin kemer sıkmak için sosyal programlardan yaptığı kesintilerden en fazla fakir kadın ve çocukların zarar gördüğüne dikkati çekti.

Tosoroni, "Görevim çerçevesinde yardıma muhtaç çocuklarla birlikte çalışıyorum. Daha önce günde 3-4 öğün yemek verilen çocukların şimdi okula kahvaltı yapmadan hatta bazen akşam yemeği dahi verilmeden gittiğini görüyoruz." diye konuştu.


- "Bu durumdan nasıl çıkacağımızı bilmemek bana ızdırap veriyor"


Protestolara katılmayan Arjantinliler de ülkedeki ekonomik durumdan son derece şikayetçi...

AA muhabirinin kentin farklı yerlerinde mikrofon uzattığı birçok Arjantinli, ekonomideki bozulmanın günlük hayatlarını olumsuz etkilediğini ifade etti.

Bu kişilerden Lucas isimli mimarlık öğrencisi, ülkedeki enflasyondan şikayet ederken, "Eğer süpermarkete giderseniz fiyatların sürekli yükseldiğini görürsünüz. Bugün ödediğimiz parayla bir hafta sonra aynı şeyleri almamız mümkün olmuyor." dedi.

IMF'yle yapılan anlaşmanın ekonomideki sorunları çözmek için doğru yol olduğunu düşünmeyen Lucas, "IMF programları daha önce denendi ve işe yaramadıkları kanıtlandı. Bana bu kez de aynı şeyler tekrar yaşanacak gibi geliyor." ifadelerini kullandı.

Bir turizm şirketinde çalışan Ofelia isimli Arjantinli kadın da çalıştığı şirketin spesifik bir müşteri kitlesi olduğu için işlerinin ekonomik krizden çok etkilenmediğini söyledi.

Buna karşın enflasyondaki artışın maaşını ve satın alma gücünü düşürdüğünü belirten Ofelia, durumunu "Ben bir şekilde geçiniyorum ama her işe gelişimde sokaklarda yaşayan insanların ve evsizlerin sayısının arttığını görüyorum. Onlara battaniye ve kışlık kıyafet veriyorum ama bu durumdan nasıl çıkacağımızı bilmemek bana ızdırap veriyor." sözleriyle anlattı.

Uluslararası bir şirkette bilgi işlem uzmanı olarak çalışan Buenos Airesli Martin, ekonomideki en büyük problemin yüksek vergiler olduğuna işaret ederek, "İnsanların gelirlerinin büyük bölümü vergilere gidiyor. Bu yüzden birçok kişi sigortasız ve el altından çalışıyor. Kayıt dışı ekonomi bu yüzden büyüyor." dedi.

Avukat olan Mauro ise doların daha önce gerçek değerinde olmadığı için yükseldiğini öne sürdü. Arjantin pesosundaki değer kaybının özellikle orta ve düşük gelirli aileleri etkilediğini ifade eden Mauro, fiyat artışlarının hemen her ürüne yansıdığını söyledi.