BUDAPEŞTE (AA) - Macaristan Ulusal Meclisi, ülkede geçen ay düzenlenen seçimler sonrası Cumhurbaşkanı Janos Ader'in katılımıyla ilk oturumunu yaptı.

İlk oturumda konuşan Cumhurbaşkanı Ader, 8 Nisan'da düzenlenen seçimlere halkın büyük ilgi gösterdiğini, bu yüzden meclisin ve kurulacak hükümetin meşruiyetinin tartışılmasının söz konusu olmayacağını söyledi.

Seçmenlerin kararına herkesin saygı duyması gerektiğini vurgulayan Ader, meclise, Başbakanlık görevi için Macar Yurttaş Birliğinin (Fidesz) Genel Başkanı ve bir önceki Başbakan Viktor Orban'ı önerdi.

- Yeni Meclis Başkanı Köver

199 sandalyeden oluşan Macaristan Ulusal Meclisinde milletvekillerinin yemin töreninden sonra Meclis Başkanlığına 143 oyla Fidesz'in adayı Laszlo Köver seçildi.

5 partinin grup kurduğu parlamentoda, Fidesz 117, Jobbik 26, Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) 16, Macaristan Sosyalist Parti (MSZP) 15, Demokratik Koalisyonu (DK) 9, Yeşiller Partisi (LMP) 9 ve Macaristan için Diyalog Partisi (PM) 5 milletvekiliyle temsil edilecek.

Mecliste ayrıca 1 bağımsız ve 1 Alman azınlık temsilcisi milletvekili olarak görev yapacak.

- Fidesz-KDNP koalisyonu oyların yüzde 49'unu aldı

8 Nisan'da düzenlenen seçim sonuçlarına göre, iktidardaki Fidesz ve KDNP ittifakı oyların yüzde 49'unu, Jobbik yüzde 19'unu, MSZP - PM yüzde 11'ini, LMP yüzde 7'sini, DK ise yüzde 5'ini alarak mecliste temsil hakkı kazanmıştı.

- Seçimin ana konusu sığınmacılar ve İslam

Nüfusunun sadece yüzde 0,2'sini Müslümanların oluşturduğu Macaristan'da seçim kampanyaları süresince sığınmacılar ve İslam ile ilgili karşıt söylemler öne çıkmıştı.

Başbakan Orban başta olmak üzere birçok hükümet yetkilisi, Avrupa'nın sığınmacılar tarafından istila edildiğini, kiliselerin kapatılarak yerlerine camilerin açıldığını, sığınmacıların yaşadıkları bölgelerde kendi kanunlarını yürürlüğe koyduğunu ileri sürmüştü.

AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörü (ODIHR) Douglas Wake, Macaristan'da yapılan genel seçimlerin "yabancı düşmanı söylemler ve korku havası içinde geçtiğini" belirtmiş, ''Seçmenler birçok aday arasından tercihte bulunabilmesine rağmen korku havası, yabancı düşmanı söylemler, medyanın tek taraflılığı ve şeffaf olmayan kampanya finansmanı gerçek anlamda siyasi tartışma fırsatını sınırlandırdı.'' açıklamasını yapmıştı.