ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de aralarında yer aldığı 224 sanığın yargılandığı Genelkurmay "çatı" davasının görülmesine devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen davaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.

Davanın sivil sanıklarından Birol Kurubaş, 1998'den 2014'e kadar FETÖ'ye ait kurumlarda öğretmen olarak çalıştığını, daha sonra öğretmenliği bırakarak özel bir şirkette çalışmaya başladığını belirtti. Darbe girişiminden bir süre sonra İstanbul'daki evinde yakalandığını beyan eden Kurubaş, daha sonra Ankara'ya getirilerek tutuklandığını söyledi.

Kurubaş, darbe toplantılarının yapıldığı villada bir meşrubat şişesinde parmak izi çıktığı için sanık konumuna düştüğünü, dava kapsamında dinlenilen gizli tanıkların da kendisinin söz konusu villada olduğuna dair ifade vermediğini savundu.

Parmak izinin çıktığı şişenin bir şekilde bu eve taşınmış olabileceğini savunan Kurubaş, toplantıların yapıldığı belirtilen 5-10 Temmuz 2016 tarihleri arasında ailesiyle Ankara dışında tatilde olduğunu öne sürdü.

Sanık Kurubaş, "Ben bu hain darbe girişiminin bir parçası olsaydım kesin yurt dışına kaçardım veya birileri beni kaçırırdı. Toplantıya katıldığı belirtilen kişiler bir bir gözaltına alınmış, mal varlıklarına tedbir konulmuş, bir kısmı kaçmış. Toplantıya katılmış olsam benim kaçmamam akıl dışıdır." diye konuştu.

FETÖ'nün mahrem yapılanmasında yer aldığına ilişkin suçlamaları da kabul etmediğini dile getiren Kurubaş, aleyhinde ifade veren itirafçıların beyanlarında çelişki olduğunu, Emniyet Müdürlüğünde "Sami" kod adıyla yaptığı itiraf niteliğindeki ifadeyi de baskı altında verdiğini ileri sürdü.

Kurubaş, ayrıca KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin hakkında dava açıldığına değinerek, hakkındaki KPSS iddianamesinin gözaltına alındıktan sonra hazırlandığını söyledi. KPSS'ye üç defa girdiğini bildiren Kurubaş, üç sınavda da birbirine yakın puanlar aldığını, KPSS sorularını daha önceden elde etmediğini iddia etti.

FETÖ'nün tepe yönetiminden Cemil Koca ve Barbaros Kocakurt ile telefon irtibatı olduğu tespiti hakkında ise Kurubaş, her iki şahsın da çalıştığı kurumlarda yönetici olduğunu söyleyerek görüşmelerin bu sebeple gerçekleştiğini savundu.

Kurubaş, "Bir gün içinde bulunduğum cemaatin terör örgütü olabileceğini düşünmedim. Ne darbe ne de örgüt üyeliği suçlamalarını kabul etmiyorum." savunmasını yaptı.

- Çapraz Sorgu

Savunmanın ardından Başbakanlık avukatı Süleyman Ayhan, sanık Kurubaş'a, firari Adli Öksüz ile yakın tarihlerde ABD'ye gittiğini belirterek, Öksüz'ü tanıyıp tanımadığını sordu. Kurubaş, Öksüz'ü tanımadığını beyan etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, Amerika seyahatindeki bilet paralarını nasıl ödediğine ilişkin sorusuna ise sanık Kurubaş, "Ya kendi kredi kartımla ya da nakit olarak ödedim." cevabını verdi.

Kurubaş, Amerika'da kimleri ziyaret ettiğinin sorulması üzerine burada bulunan arkadaşlarını ziyaret ettiğini ileri sürdü.

Avukat Aydın'ın, FETÖ'nün mahrem yapılanmasında yer alanların genelde öğretmenlerden seçildiğine dikkati çekerek, "Mahrem yapıdan tanıdığın FETÖ mensubu var mı?" sorusunu yönelttiği Kurubaş, mahrem yapılanmadan kimseyi tanımadığını kaydetti.

- İddianameden

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık Kurubaş'ın, örgüte ait şirket adına Ankara Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi'nde kiralanan üç katlı villada, firari Adil Öksüz başkanlığında yapılan darbeye hazırlık toplantılarına katıldığına yer verilmişti.

İddianamede, toplantıya Öksüz ve Kurubaş'ın yanı sıra Bilal Akyüz, Mustafa Barış Avıalan, Sinan Sürer, Gökhan Şahin Sönmezateş, Ömer Faruk Harmancık, Turgay Sökmen, Fırat Alakuş, Ali Osman Gürcan ve Murat Koçyiğit'in de katıldığı ifade edilmişti.

Kurubaş'ın 5, 6, 7, 8 ve 9 Temmuz 2016'daki beş ayrı toplantıya katıldığı kaydedilen iddianamede, evde yapılan aramada elde edilen cam şişede Kurubaş'ın parmak izlerine rastlandığı belirtilmişti.

İddianamede Kurubaş hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' ve "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçlarından üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.

2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin hazırlanan ve mevcut dava ile birleştirilen iddianamede ise Kurubaş'ın, "nitelikli dolandırıcılık", "resmi belgede sahtecilik" ve "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 36 yıla kadar hapsi istenmişti.