İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Samandıra Gişeleri'nde yaşanan olaylara ilişkin davada, 22 tutuklu sanığın bu hallerinin devamına karar verildi.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 22 tutuklu sanık, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.

Duruşmada, cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu. Savcı mütalaasında, sanıkların bir kısmının rütbeli subay, astsubay, uzman çavuş ve erbaş statüsünde kişiler olduklarını, emir komuta zinciri içerisinde bir bütün olarak hareket ettiklerini, kışla içerisinde rütbe, cep telefonu kullanma, silah, araç kullanma, özlük hakları açısından bütün tutuklu sanıkların vatani görevini yapan rütbesiz ve terhisli erlerden farklı statüde bulunduklarını söyledi.

Sanıkların, görev yaptıkları kara kuvvetleri biriminin, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi (KOKTOD) olması, 15 Temmuz'da saat 21.30 ile 23.00 sıralarında sanıkların birliğe intikal ediş sebepleri, mühimmat ve teçhizat ile daha önceden kışla dışına çıkmamış olmaları ve tüm bu durumları sanıkların yadırgamamalarına dikkati çekilen mütalaada, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Gezi Parkı gibi öncesi ve gelişme şekli bilinen olay yeri ve olay süresi, polis ve jandarma gibi müdahaleleri başlanmış bir eylem olmadan, hangi terör eyleminin, hangi terörist tarafından, nerede faaliyette bulunulduğu bilinmeden hareket edilmesinin, asli görevi polis ve jandarmada olan terör faaliyetleri kapsamında, kolluk birimleriyle irtibata geçilmeden yoldan gelip geçen araçlara sadece 'evinize geçin' şeklinde pratikte hiçbir güvenlik tedbir amacı kapsamında bulunmayan uyarılarda bulunulmasının, yine cep telefonundan haberler ve yakınlarıyla yapılan görüşmelere rağmen, 'bilgi kirliliği, kime güvenileceği' şeklinde sanıkların makul bir saatte eylemden net bir vazgeçmede bulunmayışı, tüm Türkiye çapında darbe teşebbüsünün başarısız olmaya başlaması ve vatandaşların, sanıkların eylemlerine müdahale ederek 'iradelerini kendi rızaları dışında kırmaları' sonucunda olay yerinden ayrıldığı dikkate alındığında sanık savunmaları, suçlardan kaçmaya ve kandırılma adı altında sorumluluk almamaya yöneliktir."

Sanıkların kendi iradeleriyle silahlı ve teçhizatlı bir şekilde alaydan çıktıkları belirtilen mütalaada, "Sanıkların görevleri kapsamında olmayan bir faaliyet ve görev yerlerinde silahlı darbe teşebbüsünde bulundukları, yine kışla çıkış saati ve olayların öğrenilme zamanı ve akabinde sanıkların kendiliğinden eylemlerinden vazgeçme iradelerinin bulunmadığı, vatandaşların tepkisiyle sanıkların iradelerinin kırıldığı, suç işleme kasıtlarını sona erdiren eylemin gönüllü vazgeçme veya hata kapsamında kalmadığı, sanıkların makul bir süre içerisinde olay yerini terk etme faaliyeti sona erdirme iradesinde bulunmadıkları, darbe teşebbüsünün FETÖ/PDY silahlı terör örgütü bünyesinde işlendiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapılan görüşme kapsamında örgüt üyeliği suçu, yer ve zaman bakımından tevatir eden bir suçtur." denildi.

Sanıklara "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' suçlarının, ceza talep edilen suçun içinde erimesi nedeniyle bu suçlardan ceza verilmesine yer olmadığı belirtilen mütalaada, tutuklu sanıklar eski Yüzbaşılar Serdar Erdoğan, Serkan Kocapınar, Suat Can, eski Üsteğmenler Mustafa Özkula, Gökhan Mengeş, eski Astsubaylar Kemal Özer, Murat Göktürk, Murat Kılıç, Süleyman Şimşek, eski Uzman Çavuşlar Emir Bayram Büyük, Ferat Çakır, Hakan Dündar, Hasan Hüseyin Öner, İbrahim Gürbunar, Mehmet Ali Gürcü, Mesut Kama, Muhammet Anıl Bolat, Sadık Karcı, Süleyman Şentürk, eski Asteğmenler Oğuz Gündoğdu, Ahmet Sarıgül ve Yiğiter Dursun'un, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs" ve "terör örgütüne üye olma" suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve beşer yıldan onar yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi. Mütalaada, bütün tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı da talep edildi.

Sanıklar ve taraf avukatlarının taleplerinin alınmasının ardından mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı.

Heyet, ara kararında tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, bir sonraki duruşmanın sırasıyla 2, 3 Nisan'da Silivri'de yapılmasını kararlaştırdı.