ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çok ilginçtir, göreve geldiğimde (belediye başkanlığı) ne yazık ki İstanbul'daki gecekondu sayısı 640 bindi, İstanbul'un nüfusu da o zaman 8 milyon. Görevi bıraktığımda İstanbul'da gecekondu sayısı 110 bine düşmüş, bunların içerisinde kaçak yapılaşma ayrıca var, bütün bunlarla beraber o günden bugüne ne yazık ki gerek gecekondulaşma gerek kaçak yapılaşma devam ediyor." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca düzenlenen "Şehircilik Şurası Genel Kurulu"na katıldı.

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü'nü kutlayan Erdoğan, "Şehircilikte Yeni Vizyon" temasıyla toplanan Şehircilik Şurası Genel Kurulu'nun ülke, millet ve özellikle de şehirler için hayırlı olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Ocak'ta yine aynı yerde şura çalışmalarının açılışının yapıldığını, alınacak kararların sadece bugün için değil, gelecek için de çok önemli olduğunu ifade etti.

Aradan geçen sürede yaklaşık 100 farklı kurum ve kuruluştan, alanında uzman 133 kişinin 4 ayrı komisyon halinde çalıştığını anlatan Erdoğan, komisyonlarda "Şehirlerimizde Kimlik", "Kentsel Dönüşüm", "Şehirleşme, Göç ve Uyum", "Şehirleşmenin Yeni Vizyonunda Yerel Yönetimlerin Rolü" başlıkları altında ve çok geniş bir yelpazede yoğun mesai harcandığını bildirdi.

Erdoğan, sonuçta, bugün ve yarın üzerinde nihai tartışmaların yapılacağı, birbirinden kıymetli raporların ortaya çıktığını vurgulayarak, teklifleri, tespitleri ve tenkitleriyle komisyon çalışmalarına katkı veren herkese teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek şurada alınacak kararların gerekse de sonuç bildirgesinin Bakanlık mensupları ve şehircilik alanında faaliyet gösteren tüm kurum, kuruluşlar için bir başvuru kaynağı olacağını belirtti.

- "İnsanoğlu bu gücün verdiği şımarıklıkla..."

Bu çalışmaların geleceğin şehirlerinin inşasında adeta bir pusula vazifesi göreceğine inandığını belirten Erdoğan, hayatın hızla aktığı, mesafelerin, sınırların anlamının değiştiği, ilişkilerin karmaşık hale geldiği bir dönemde yaşandığını anlattı.

Bu yeni dönemin yol açtığı sıkıntılar yanında ulaşımdan iletişime, altyapıdan inşat teknolojisine kadar pek çok farklı alanda büyük imkanlar sunduğunu, dünyanın en ücra köşesindeki bir hadiseden saniyeler içerisinde haberdar olunduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Yapı teknolojilerindeki yeniliklerle beraber yüzlerce metrelik, katlık binaları kısa sürede tasarlayabiliyor ve birkaç saat içerisinde inşa edebiliyoruz. Bizden önceki nesillerin yaşanılmaz bulduğu nice bölgeler, şu an milyonlarca insanın hayatını sürdürdüğü büyük metropollere dönüşmüş durumda. Modern dönemle birlikte gelişmeye başlayan makina, çelik ve beton teknolojisi insanın eline dünyayı adeta inşa etme, değiştirme, arzu ve isteklerine göre biçimlendirme noktasında tahayyül edilemeyecek bir güç veriyor. İnsanoğlu bu gücün verdiği şımarıklıkla, belki de tarihte ilk defa, kendisini yaşadığı çevrenin yegane hakimi olarak görmeye başlar."

- "Bir güç zehirlenmesine dönüştü"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer varlıklara ve canlılara saygı anlayışının, paylaşma kültürünün yerini tahakküme bıraktığını ifade ederek, "Modern insanın yaşadığı bu güç adeta 'bir güç zehirlenmesi'ne dönüştü, maalesef beraberinde de yabancılaşmayı getirdi. Böyle olunca da insan sadece kendine değil, ailesinden çevresine, içinde yaşadığı toplumdan dünyadaki diğer varlıklara kadar herkese ve her şeye yabancılaştı." diye konuştu.

Bugün modern bireyin gözünde, kendi dışındaki tüm varlıkların ortaklar değil, sınırsız güç mücadelesinde kontrol altına alınması gereken rakipler olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Tarihte insanının heba ve heveslerinin bu derece kutsandığı bir başka dönem baki değlidir. Şu an dünyanın kronik sorunları haline gelen hiçbir meseleyi, bu anlayışın dışında değerlendiremeyiz. Çarpık kentleşme, çevre kirliliği, sosyal buhranlar, yıkıcı rekabet hatta terör olayları ve savaşlar, modern insanın tasavvurunda meydana gelen bu köklü değişikliğin birer tezahüründen başka bir şey değildir. Şüphesiz bu zihinsel yozlaşmanın menfi etkilerini en çok hissettiğimiz alanların başında şehircilik uygulamaları geliyor. Belediye başkanlığı yapmış bir dostunuz ve kardeşiniz olarak da önümde bir tespit var. O da İstanbul'un şehirleşme tarihiyle alakalı. İtalyan mimar Baroncelli'nin 4. ve 6. yüzyılda İstanbul'a bakışını görüyorum. O zaman bakıyorsunuz ki kaçak yapılaşma veya gecekondu gibi noktasal bazı durumları burada görüyorsunuz."

Erdoğan, 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu anımsatarak, "Çok ilginçtir, göreve geldiğimde ne yazık ki İstanbul'daki gecekondu sayısı 640 bindi, İstanbul'un nüfusu da o zaman 8 milyon. Görevi bıraktığımda İstanbul'da gecekondu sayısı 110 bine düşmüş, bunların içerisinde kaçak yapılaşma ayrıca var, bütün bunlarla beraber o günden bugüne ne yazık ki gerek gecekondulaşma gerek kaçak yapılaşma devam ediyor. Şehrin, mimaride ruhunu okumanın gönülle ilişkili olduğunu okuduk. Bu işin bir zihinsel yanının olduğu, gönülle ilişkisinin nasıl kurulduğunu okuduk. Çünkü şehirleri inşa ederken, onlara kendi ruhumuzdan da üfleriz, üflememiz gerekir." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)