İSTANBUL (AA) - ÇİĞDEM ALYANAK - KENAN IRTAK - Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Ömer el-Kisvani, Kudüs'teki siyonist güçlerin, dünyaya adeta fesat ve şer dağıttığını belirterek, "Bu fesatçılar da bir gün buradan çıkıp gitmek zorunda kalacaklardır. Allah Türkiye'yi, bir Müslüman devlet olarak, bütün Müslümanlar için korusun. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da Türkiye'nin bu gücünü devam ettirme noktasında güçlendirsin." dedi.

Ömer el-Kisvani, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca düzenlenen ve dünyanın çeşitli bölgelerinden Müslüman ilim adamlarının katıldığı "Vahyin Kutsadığı Şehir: Kudüs" toplantısı için geldiği İstanbul'da, Filistin ve Kudüs ile ilgili yakın döneme ait süreci anlattı.

Kudüs toprağının, Peygamber Hazreti Muhammed'in israya çıktığı yer olduğunu ve Hazreti Muhammed'in 17 sene buraya doğru namaz kıldığını belirten el-Kisvani, Kudüs'ün birçok peygamberin ve enbiyanın toprağı olduğunu, bu topraklarda Hazreti İbrahim, Hazreti Davut, Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Süleyman, Hazreti Zekeriya, Hazreti Yahya ve Hazreti İsa'nın yaşadığını, buranın Beytül Makdis'in toprağı olduğunu dile getirdi.

Filistin'in, Hazreti İsa ile Deccal'ın karşılaşacağı ve Deccal'ın öldürüleceği yer olduğunu ifade eden el-Kisvani, Hazreti Muhammed'in, Filistin'den Şam'a kadar olan toprak için "Şamımızı da Yemenimizi de mübarek kıl." diye dua ettiğini aktardı.

Filistin'de, Hazreti Muhammed'in birçok sahabesi olduğunu belirten el-Kisvani, Filistin'den ümmetin binlerce önemli isminin gelip geçtiğini söyledi.

Filistin için çok kurbanlar verildiğini aktaran el-Kisvani, Selahattin Eyyübi'nin Mescid-i Aksa toprağını tekrar hürriyetine kavuşturduğunu, Beytül Makdis'i tekrar açtığını belirtti.

- "Dualar ve haykırışımız devam etmektedir"

Sultan 2. Abdülhamit'in de Kudüs için tahtını feda ettiğini, "Filistin toprağından bir adım bile size vermem." dediğini anlatan el-Kisvani, şöyle devam etti:

"Filistin'de, Kudüs etrafında zafer için yaptığımız dualar ve haykırışımız devam etmektedir. Uğrunda yolculuk yapılabilecek bir mescit olan Mescid-i Aksa, İsra Suresi'nin başında da zikredilmiştir. Filistin, ecdadımızın bize bir mirasıdır, torunlarımızın bir emanetidir. Hazreti Ömer'in emanetidir. Peygamber Efendimiz vefat ettikten 6 yıl sonra fethedilmiştir. Uzun yıllar, Müslümanların idaresi altında kalmıştır. Haçlılar bir dönem ele geçirseler de Selahattin Eyyübi'nin gayretleri ile tekrar ele geçirilmiştir. Ama bu asrın başında siyonistler tarafından elimizden alınmıştır. Tekrar hürriyetine kavuşturulması gerekmektedir."

Kudüs'ü ve mukaddesatını koruyan bir vakfın olduğunu belirten el-Kisvani, İslami Evkaf Dairesi'nin Kudüs'te müstakil şekilde ilk defa 1843 yılında kurulduğunu aktardı. Osmanlı'nın Kudüs'e hakim olduğu dönemde bir vakıf idaresinin kurulduğunu, İngiltere'nin 1917 yılında buradaki vakıf idarelerini de ele geçirdiğini belirten el-Kisvani, 1921 yılında işgal kuvvetleri tarafından bu vakıf idarelerini yönetmek üzere bir vakıf merkezi kurulduğunu söyledi.

Ömer el-Kisvani, 1929 yılında da Burak duvarını kurtarmak için bir hareketin söz konusu olduğunu, 1930 yılında ilk defa Mescid-i Aksa'nın etrafında bulunanlarla beraber İslam halkına ait olduğu kararının çıktığını ifade etti.

Filistin'e 1948 yılında müsibetin uğradığını, Batı Şeria ile Kudüs'ün Ürdün hükmüne bırakıldığını, Kudüs'ün idari olarak Ürdün Haşimi Krallığı'na verildiğini aktaran el-Kisvani, 1950 yılında nehrin iki kıyısının da vakıflar müdürlüğü idaresinde olacağı yönünde bir kararın söz konusu olduğunu, bunun ardından Mescid-i Aksa'nın Ürdün Vakıflar Bakanlığı'na teslim edildiğini söyledi.

- "2016'da 16 bin kişi akın etti"

Ürdün Vakıflar Bakanlığı'nın Mescid-i Aksa için 1953 yılında özel bir müdürlük kurduğunu, bu idarenin varlığını hala sürdürdüğünü ifade eden el-Kisvani, 1967 yılında ise Kudüs için yeni bir dönemin başladığını, Filistin'in bütünüyle İsrail tarafından işgal edildiğini belirtti.

Ömer el-Kisvani, 1967 yılında İslam Birliği'nin bir kurumunun, İslam vakıfları üzerindeki sıkıntıların kurtarılması yönünde çalışmalar yaptığını anlattı. 2000 yılında İslam vakıflarının 3 bin kişilik bir ordu tarafından buradaki aşırı hareketleri engellemek amacıyla kapatıldığını aktaran el-Kisvani, 2003 yılında ise işgal güçlerinin batı kapısını vakıfların zoruyla açtığını, gayri İslami turizmi burada mümkün kıldığını ifade etti.

Burada yapılan saldırıların devam ettiğini anlatan el-Kisvani, 2016 yılında Mescid-i Aksa'ya akın eden kişilerin sayısının 16 bin olduğunu, vakıflara rağmen büyük bir kalabalığın Mescid-i Aksa'yı ziyaret ettiğini söyledi.

Filistin halkının direnmeye, Yahudileşme faaliyetlerine karşı dimdik durmaya, saldırılara karşı Mescid-i Aksa'yı korumaya devam ettiğini belirten el-Kisvani, "Kabirlere olan saldırılar söz konusudur. Mescid-i Aksa'nın altı oyulmaya çalışılmaktadır. İçeride olup bitenlerle alakalı hikayeler uydurmaktadırlar. Bununla ilgili İslami bir alternatif oluşturulması söz konusudur. Mescid-i Aksa'ya son dönemde kamera konmaya çalışılmıştır. Trump oradaki gayrimenkullerin yıkılması noktasında da bir açıklama yapmıştır. Oranın, Arap ve Müslüman kalmasına engel olunmaya çalışılmaktadır." diye konuştu.

- "Batı'nın burada galip olma şansı yoktur"

Kuran-ı Kerim'de Maide Suresi'nin "Ey kavmim! Allah'ın sizin için farz kıldığı kutsal yere girin ve (düşmandan kaçıp) arkanıza dönmeyin. İşte o zaman hüsrana uğrayanların haline dönersiniz." ayetinde kastedilen toprağın Filistin toprağı olduğunu anlatan el-Kisvani, sözlerine şöyle devam etti:

"Hazreti Musa kavmine, 'Mukaddes topraklara girin.' emrini vermiştir. Bu, kolayca girecekleri yönündeki bir ayetle de desteklenmektedir. Kudüs, temizliktir, mukaddes topraklardır. Temiz ve temizleyici toprak arasında fark vardır. Hem temiz hem temizleyicidir Mescid-i Aksa. Bir yer kirlendiği zaman temizleyici olan şeyin oraya dahil olması gerekmektedir. Temizleyici olan Kudüs'ün de o İslam'ın bu yürüyüşünde, bu sürecin içinde o temizleyici rolünü oynayacağını biliyoruz. Batı'nın burada galip olma şansı yoktur. Bu tertemiz topraklarda onların bir geleceği söz konusu olamaz. Zalimler idareye gelemez, idarede kalamaz manasındaki sözlerin de önemi vardır. Tarihte de bunu defalarca gördük. Yecüc ve Mecüc olayı yaşanacak ama İsrail bize o toprağın önemini sanki unutturmaya çalışmaktadır. Allah'ın bir sünnetidir bu. Güçlü olanlar bir dönem kalırlar belki ama bir gün gitmek zorunda kalırlar. Buradaki siyonist güçler, dünyaya adeta fesat ve şer dağıtmaktadır. Bu fesatçılar da bir gün buradan çıkıp gitmek zorunda kalacaklardır. Allah Türkiye'yi, bir Müslüman devlet olarak, bütün Müslümanlar için korusun. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da Türkiye'nin bu gücünü devam ettirme noktasında güçlendirsin."