ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında ortaya çıkan sözde "sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirme listesi"nde ismi bulunan ve örgütün askeri yargı yapılanmasını oluşturdukları belirtilen 136 kişinin yargılandığı davada tutuklu 8 sanıktan 5'inin tahliyesine karar verildi.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsündeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu.

Duruşmada, haklarında başka illerde FETÖ üyeliğinden açılmış soruşturma veya davalar bulunan bazı kişilere telekonferans sistemiyle bağlanılarak, "tanık" sıfatıyla beyanları alındı.

Bunlardan Tarık Buğra Kaya, hakkında soruşturma başlamadan avukatıyla emniyete giderek itirafçı olduğunu, yargılandığı davada "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldığını, dosyasının halen istinaf aşamasında bulunduğunu söyledi.

Sanıklardan Kubilay Reçber'e ilişkin beyanda bulunan Kaya, şunları kaydetti:

"Balgat'ta 2008-2012 arasında kaldım. Kubilay da aynı bölgede kalıyordu. 3-4 ay kadar beraber faaliyet göstermiştik. Ona 7. sınıf öğrencileri verilmişti. Ben de öğrenci faaliyetlerinde bulundum. Öğrenciler gelirler, ders çalışırdık. Kubilay çok ilgilenememişti, o yüzden 3-4 ay sonra alınmıştı. Ben de 2011'e kadar faaliyette bulundum, sonrasında ayrıldım."

Kaya, Balgat bölgesindeki bütün öğrencilerin sorumlusunun "Fatih" kod adlı Oğuzhan adlı kişi olduğunu, Kubilay Reçber'in kod adını ise "Kürşat" diye hatırladığını ifade etti.

Mahkeme Başkanı Sebahattin Sarıdoğan'ın sorusu üzerine Kaya, örgüt tarafından 2014 Askeri Hakimlik sınavına sokulduğunu, öncesinde kendisine sınav sorularının verildiğini belirtti. Kaya, "Bana soruları vermişlerdi. Soruların çalındığını sınavdan sonra anladım." dedi.

Sanık Reçber ise tanığın beyanlarını reddetti.

- "Mahrem imam" davası sanığı tanıklık yaptı

Örgütün "mahrem imamları"na ilişkin yargılandığı davada etkin pişmanlıktan yargılanmak istediğini bildiren tanık Yaşar Turan da halen Eskişehir'de ikamet ettiğini, Ankara'da oturduğu dönemde sanıklardan Hasan Akkuzu ile zaman zaman görüştüklerini anlattı.

Turan, "Hasan Akkuzu o zaman mühendis olarak çalışıyordu. Ankara'dayken, 2009-2012 arasında evde dini sohbetler yapardık. Etlik'teki evimde görüşürdük" diye konuştu.

Soru üzerine Turan, bir şüphelinin beyanları üzerine gözaltına alındığını ve hakkında soruşturma açıldığını bildirdi.

Turan, sanıklardan Yunus Emre Keskin ile de başkasının evinde görüştüklerini hatırladığını ifade etti.

Sanık Akkuzu ise tanığın önceki ifadelerinde kendisiyle birlikte ismini verdiği 3 kişinin de önemli savunma projelerinde görev aldığını kaydederek, "İsimlerin tesadüfen verildiğini düşünmüyorum. Bilinçli bir tercih olduğu zannındayım." dedi.

Sanık Yunus Emre Keskin de tanığın beyanlarını kabul etmedi.

- Beş sanığın tahliyesi kararlaştırıldı

Tanık beyanlarının ardından, daha önce savunmasını yapmayan sanıklar ve avukatları esas hakkındaki savunmalarını yaptı. Silahlı terör örgütü üyesi olmadıklarını ifade eden sanıklar, beraat talebinde bulundu.

Cumhuriyet savcısı tutuklu sanıkların mevcut durumunun devamı ve eksiklerin giderilmesini talep etti.

Tutuklu sanıklar ve avukatlarının tahliyeye yönelik taleplerinin alınmasının ardından Mahkeme Başkanı Sarıdoğan, tutuklu sanıklardan Hüseyin Ayyıldız, Osman Aksoy, Süleyman Çelebi, Hüseyin Gökhan Aydoğdu ve Süleyman Çakır'ın tahliyesi, 3 kişinin ise tutukluluğunun devamına karar verildiğini bildirdi.

Duruşma ertelendi.

- Davanın geçmişi

Sanıklar "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsin yanı sıra "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "terör faaliyeti kapsamında resmi belgede zincirleme sahtecilik" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçlarından 45 yıl 6'şar aya kadar hapis talebiyle yargılanıyor.

Sanıkların isimlerinin, darbecilerin hazırladığı sözde "sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirme listesi" ve listenin sonundaki "Not 1"de geçtiği kaydedilen iddianamede, sanıkların askeri yargı sınav sorularını önceden ele geçirdiklerine ilişkin yeterli delil bulunduğu ifade ediliyor.