ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İzmir Limanı'nın biz ihalesini yapıyoruz ve Danıştayda İzmir Limanı'nın ihalesi 2 yıl bekliyor, iki yılın sonunda burayı alacak olan kişi vazgeçiyor ve biz 1 milyar dolar kaybediyoruz. Şimdi bunu bana, Allah aşkına, Danıştay neyle izah edecek? 1 milyar doların hesabını kim verecek?" dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Şura-yı Devlet'ten Danıştay'a Uluslararası Sempozyumu"na katıldı.

Danıştayın 150'nci yıl dönümünü tebrik eden Erdoğan, sempozyuma katılmak üzere yurt içi ve yurt dışından gelen misafirlere de yapacakları katkılar için teşekkür etti.

Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün konuşmasında dile getirdiği hususlar üzerinde hassasiyetle düşündüğünü belirten Erdoğan, bu vizyon, gaye ve idealler doğrultusunda yürütülecek çalışmalar için de muvaffakiyetler diledi.

Sempozyumun sadece Danıştayın 150'nci kuruluş yıl dönümünün kutlandığı bir zaman diliminde gerçekleşmediğini toplantının aynı zamanda ülke olarak tarihinin en büyük ve köklü reformlarından birine imza atılan 24 Haziran seçimlerinin de hemen sonrasına tekabül ettiğine işaret eden Erdoğan, uzman hocaların bugün ve yarın yapacağı sunumların bu bakımdan da büyük önem arz ettiğine inandığını bildirdi.

"Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmesi mümkün değildir." ifadesini kullanan Erdoğan, 24 Haziran seçimleri itibarıyla Türkiye'nin yönetim modeli olarak parlamenter sistemi bırakarak yepyeni bir kulvara girdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasıyla ilk adımı attıkları ve 24 Haziran seçimleriyle de uygulamaya konulan bu yeni modelin adının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu anımsatarak, bu sistemin Danıştayın 150 yıllık tarihi boyunca bizzat şahitlik ettiği Türkiye'nin yönetim sistemi tartışmalarında hayata geçirdiği en önemli reformlardan bir tanesi olduğuna işaret etti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milletimizin özgür iradesiyle mührünü vurduğu bu değişim ülkemizin demokrasi yolculuğunda yeni bir aşamanın da ifadesidir. Böylece Türkiye uzun yıllar milli iradeyi esir alan vesayetçi yapıdan kurtulmuş gerçek demokrasiye geçiş yolunda tarihi bir adım atmıştır. Yeni sistemin en önemli özelliği yürütmede çift başlılığı sona erdirerek sandıkta tecelli eden iradenin devlet yönetimine tam anlamıyla yansıtılabilmesini garanti etmesidir. Kuvvetler ayrılığını gerçek anlamda işletemeyen, bunun yerine millet iradesinin anti demokratik kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla frenlenmesini hedefleyen çarpık anlayış nihayet düzeltilecek diye düşünüyorum ama kendi kendime soruyorum acaba düzeltildi mi?

Bazı uygulamalar görüyorum ki maalesef çift başlılık değil hatta hatta çok başlılığa doğru giden bir süreç var. Bazı kavramların tanımında da zorlanıyorum. Nitekim bugünkü kavramda da yine özellikle başlık çok çok güzel, hakikaten Şura-yı Devlet, anlamı çok güzel, içeriği ile muhteşem. Danıştay o da bir başka. Bu işleri iyi anlayanlara sorsak Şura-yı Devlet nedir, Danıştay nedir? İnanın içinden çıkamazlar. Çünkü Şura-yı Devlet, devletin danışması veya danıştığı organ. Peki karar, icra bu kimin? İşte bu da yerindelik anlamıyla idarenindir."

Buranın iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Eğer burayı iyi anlaşamazsak olay nereye gelir biliyor musunuz? Ben damdan düştüm de onun için konuşuyorum. Olay İzmir Limanı'nın biz ihalesini yapıyoruz ve Danıştayda İzmir Limanının ihalesi 2 yıl bekliyor, iki yılın sonunda burayı alacak olan kişi vazgeçiyor ve biz 1 milyar dolar kaybediyoruz. Şimdi bunu bana, Allah aşkına, Danıştay neyle izah edecek? 1 milyar doların hesabını kim verecek? Kalkarsın seri olarak ne düşünüyorsan bize bildirirsin ondan sonra biz de kararımızı veririz ama 1 milyar doların bedelini bu millete ödetmeye kimsenin hakkı yok. İdarede böyle bir şey olduğu zaman bütün yargı organları idarenin üzerine çullanıyor ama Danıştay böyle bir kararı geciktirmede maalesef ağırdan aldığı zaman kim bunun hesabını soracak? Bu hesabı soracak olan merci yok."

Bunun bir örnek olduğunu başka örneklerin de bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"16 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminde bunları çoğu zaman yaşadım, yaşadığım için söylüyorum. Biz son anayasa değişikliğinde aslında danışır noktasındaki şeyde bile değişikliğe gittik ama hala Danıştay'a herhalde bu nüfuz etmemiş, Danıştay daha bunu uygulamaya koymadı, halbuki bir değişiklik yapıldı. Siyasi istikrarı garanti altına alan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ülke tarihimizde ilk defa güçler ayrılığı da tam anlamıyla tesis edilmiştir, uyulursa. 16 Nisan halk oylamasıyla yargının bağımsızlığı yanında tarafsızlığının da anayasal çerçeveye alınması tarihi öneme sahiptir zira yargı gücü için bağımsızlık ve tarafsızlık birbirini tamamlayan iki kilit kavramdır. Bağımsızlık yargıya dış etki ve müdahalelere karşı koruyan bir güvence sunarken tarafsızlık da ideolojik kalıplar, politik tutumlar ve bireysel önyargılardan arınmış bir muhakeme faaliyetini ifade eder."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargının hakemlik vasfını layıkıyla yerine getirebilmesinin yargının bu iki kavramın çizdiği çerçeveye sadık kalmasıyla mümkün olduğunun altını çizerek, "Gerek 17-25 Aralık girişiminde gerekse 15 Temmuz darbe teşebbüsünde yaşadığımız acı tecrübeler bize bu iki kavramın adaletin tesisi noktasında ne kadar elzem ne kadar hayati öneme sahip olduğunu göstermiştir. Kararlarını verirken akıl ve vicdanları yerine ideolojik bağnazlığı koyanlar, bağımsızlık ve tarafsızlık yerine FETÖ elebaşından gelen emirlere göre hareket edenler Türkiye'yi büyük bir felaketin eşiğine getirmişlerdir. FETÖ ihanet çetesinin ülkemizi sürüklemek istediği bu yıkımdan kurtaran siyasi iradenin kararlı duruşu ile aziz milletimizin demokrasisine canı pahasına sahip çıkması olmuştur." diye görüştü.

İstiklal Harbinde olduğu gibi millet ve devletin sırt sırta vererek işgal girişimini püskürttüğünü, böylece 16 Nisan halk oylamasına ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne giden yolun kapılarını araladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben bu vesileyle bir kez daha o gece darbecilerin kurşunlarına göğüslerini siper eden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Darbe teşebbüsünün ilk anlarından itibaren bugüne kadar adaletin tecellisi için olağanüstü çaba gösteren yargı mensuplarımıza da buradan teşekkür ediyorum." dedi.

(Sürecek)