RİYAD (AA) - AHMED EL-MISRİ - Suudi Arabistan'da yolsuzluk operasyonları kapsamında gözaltına alınanların büyük kısmının serbest bırakılmasının ardından soruşturmaların gizli ve açık hedefleri ile bunlara ne ölçüde ulaşıldığı yeniden tartışma konusu oldu.

Suudi Arabistan Başsavcılığı, önceki gün, yolsuzluk soruşturmaları kapsamında kasım ayından bu yana 381 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan suçsuz olduğu kanıtlanan veya suçlu bulunmasına rağmen yolsuzluğa konu olan tutarı devlete iade eden 325 kişinin serbest bırakıldığını açıkladı.

Haklarında başka suçlamaların da olduğu 56 kişi hakkındaki soruşturmaların devam ettiği ifade edilen açıklamada, devlet hazinesine iade edilen tutarın şu ana kadar 400 milyar riyal (yaklaşık 106 milyar dolar) değerinde olduğu kaydedildi.

Suudi Arabistan'ı 2030 vizyonuna hazırlayan gelişmelerin ilk önemli ayağı olarak görülen yolsuzluk soruşturmaları, duyurulan ve gizli tutulan hedeflerinin yanı sıra olumlu ve olumsuz yönleriyle dikkati çekiyor.

- "Şeffaflıktan uzak" eleştirisi

Soruşturmaların başlatıldığı 4 Kasım 2017'den bu yana şeffaflıktan uzak bir yol izlenmesi eleştirilerin başında geldi. Operasyonun kaç kişiyi kapsadığı, gözaltına alınanların neyle suçlandıklarına dair bilgi paylaşılmadı.

Sonraki süreçte başsavcının 381 kişiyi ifadeye çağırdığı ancak çoğunun tanık sıfatıyla hazır bulunduğunun belirtilmesi soruşturmaya ilişkin soru işaretlerini gidermedi.

Ayrıca son açıklamada devlet hazinesine iadesi sağlandığı beyan edilen 106 milyar doların nakit para, hisse senedi, tahvil ya da taşınmaz mülk mü olduğuna dair net bilgi verilmemesi soruşturmanın şeffaflıktan uzak olduğu görüşünü güçlendirdi.

- Hukuki eleştiriler

Yolsuzluk soruşturmalarında gözaltına alınan kişilerin bu işlemlere tahsis edilen resmi bir mekân yerine lüks bir otelde tutulmaları eleştiri konusu olan bir başka noktaydı.

Başkent Riyad'da lüks bir otele getirilen kişilerin mahkemeye çıkarılmadan suçlanmaları ya da serbest bırakılmaları hukuki açıdan büyük eksiklik olarak görüldü.

Yolsuzlukla mücadelenin belirli isimler üzerinden yapılması da "seçici" bir operasyon olduğu kanaatinin güçlenmesine ve bu yönde eleştirilerin artmasına neden oldu.

- Siyasi anlaşma iddiaları

Bunların yanında bazı gelişmeler yolsuzluk soruşturmalarının mali anlaşmaları aşıp siyasi anlaşmalara dönüştüğü iddialarını gündeme getirdi.

Bazı eski bakan ve üst düzey yetkililerin soruşturmaya tabi olduktan sonra Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüntülenmeleri, Bakanlar Kurulu toplantılarına katılmaları ve yurt dışı heyetlere başkanlık etmeleri soruşturmalarda mali yönün dışında siyasi hedefleri de içerdiği düşüncesini güçlendirdi. Ayrıca serbest bırakılanların bazı basın organlarına verdikleri mesajlarda Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens'e bağlılıklarını vurgulamaları bu düşünceyi doğrular nitelikteydi.

Suudi Arabistan devletinin hafızası olarak bilinen eski Maliye Bakanı İbrahim Assaf'ın serbest bırakılmasıyla Bakanlar Kurulu'nda yerini alması ve eski Kraliyet Muhafızları Bakanı Emir Mutab bin Abdullah'ın Veliaht Prens'le iyi ilişkiler içinde olduğuna dair açıklamaları, Prens Muhammed bin Selman'ın gelecek dönemde krallığa kolay geçişi için güven ortamı oluşturma hedefinin, operasyonların bir parçası olup olmadığı düşüncesini akıllara getirdi.

- Soruşturmaların geleceğine dair belirsizlik

Yolsuzluk soruşturmalarının bundan sonraki işleyişine dair herhangi bir netlik bulunmazken, soruşturmayı yürüten makamlar her an yeni bir listeyle yeni bir operasyona girişme ihtimaline açık kapı bırakıyor.

Bu durumun, "Yakaladığına vur ki kaçan korksun" şeklindeki Arap atasözüyle açıklanabilecek Suudi siyasetindeki "korkuyla itaat sağlama" amacına hizmet ettiği düşünülüyor.

- Olumlu yönleri

Eleştirilerle birlikte söz konusu soruşturma ve operasyonların olumlu sonuçlar getirdiği de yadsınamaz bir gerçek. Olumlu sonuçları içinde şüphesiz en belirgin olanı mali açıdan devlet hazinesine iade edilen 106 milyar dolar.

Yemen savaşı, savunma harcamaları gibi artan giderlerin Suudi Arabistan ekonomisini sıkıntıya sürüklemeye başladığı bir dönemde hazineye alınan miktar, 260 milyar dolarlık 2018 bütçesinin yüzde 41'ini karşılama imkânı sağlıyor.

Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan ülkenin petrol fiyatlarındaki düşüşle yaşadığı ekonomik daralmanın ardından 3 ay gibi kısa bir sürede elde ettiği 106 milyar dolarlık kaynak, mali açıdan başarı olarak değerlendiriliyor. Maliyeye kazandırılan bu kaynağın halka yansımalarının ne şekilde olacağı ise gelecek dönemde ortaya çıkacak.

- Yolsuzluk karşıtı genel hava

Soruşturmaların olumlu bir yansıması da ülkede yolsuzlukla mücadeleyi destekleyen geniş kitleleri cesaretlendirmesi oldu.

Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Kurumu'na gelen şikâyet ve suç duyurularının, 2017'de bir yıl öncesine göre yüzde 30 artarak 10 bin 402'ye yükseldiği kaydedildi. Haksız kazanç ve şahsi çıkar amaçlı kamu malını kullanma ve hırsızlık gibi nedenlerden dolayı yüzde 37'lik bir şikâyet artışı gerçekleşti.

- Geleceğe bakış

Çeşitli eleştirilere rağmen yolsuzlukla mücadele soruşturmaları, ilan edilen ya da gizli tutulan birçok hedefi gerçekleştirmiş görünüyor.

Mali gelirler, kamu malının korunması, yolsuzlukla mücadelede kararlılık algısı, hukuk devletinin dikte etme gücü, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın devletin tüm ince noktalarına nüfuz edici hakimiyeti, soruşturmaların ardından gelen muhtemel olumlu gelişmeler olarak görülüyor.