ANKARA (AA) - Türk-İş Başkanlar Kurulu, milyonlarca işçi ailesini doğrudan etkileyen taşeron uygulamasının adil ve kalıcı şekilde bir an önce çözüme kavuşturulmasını, bu kapsamda, kamu kesiminde çalışan taşeron işçilerin kadroya alınması gerektiğini belirtti.

Türk-İş'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Konfederasyonun Başkanlar Kurulu başkentte toplandı.

Toplantının ardından yayınlanan bildiride, son dönemde Türkiye'nin ekonomisinde yaşanan bazı gelişmelerin çalışanların yaşama şartlarını olumsuz etkileyecek nitelikte olduğu ifade edildi. Döviz fiyatlarındaki artışla başta petrol ürünleri olmak üzere bazı temel mal ve hizmetlere yapılan zamların ve enflasyondaki artış eğiliminin dar ve sabit gelirli kesimlerin satın alma gücünü düşürdüğüne işaret edilen bildiride, 2018 Yılı Programı ve Merkezi Yönetim Bütçesi'nin, çalışanlar açısından bazı olumsuz düzenlemeler içerdiği öne sürüldü.

- Taşeron işçi meselesi

Kamuoyunda taşeron işçi olarak adlandırılan alt işverenlik uygulamasının, 6552 sayılı yasayla bazı iyileştirmeler yapılmış olsa da çalışma hayatını olumsuz etkileyen, ayırımcılığa ve kuralsızlığa yol açan bir istihdam biçimi olmaya devam ettiği aktarılan bildiride, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Kamuda halen birçok iş yerinde asıl iş, taşeron aracılığıyla yapılmaktadır. Bu uygulama özel sektör işverenlerini de cesaretlendirmektedir. İşçi olarak çalışanların sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi hakları korunarak düzenleme yapılması esas olmalıdır. Türk-İş Başkanlar Kurulu, milyonlarca işçi ailesini doğrudan etkileyen taşeron uygulamasının adil ve kalıcı şekilde bir an önce çözüme kavuşturulmasını talep etmektedir. Bu kapsamda, kamu kesiminde çalışan taşeron işçileri belirsiz süreli iş kapsamına (kadroya) alınmalıdır. Türk-İş Başkanlar Kurulu, geçici işçilik konusunda da kalıcı bir çözüm talep etmektedir. Taşeron düzenlemesi yapılırken, kamuda çalışan geçici işçilerin sorunu da kapsama alınmalı, işçiler arasında ayırım yapılmamalıdır."

- "Suçlular en ağır biçimde cezalandırılmalıdır"

Demokrasiye, anayasal düzene ve seçilmiş meşru hükümete karşı 2016 yılında gerçekleştirilen "kalkışma hareketi"nin başta işçiler olmak üzere, ülke insanının memleketine sahip çıkmasıyla önlendiği hatırlatılan bildiride, şunlar kaydedildi:

"Teröre karşı etkin ve kararlı politikaların ivedilikle uygulanması gereği açıktır. Kuşkusuz olaya karışan suçlular en ağır biçimde cezalandırılmalıdır ancak bu yapılırken masum olanların da hakları en kısa sürede iade edilmelidir. Bu konudaki olumlu bazı yasal düzenlemeler uygulamada karşılığını bulmalıdır."