ANKARA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu memleketin üzerine, milletimize büyük oyunlar oynamaya çalıştılar. Ne olursa olsun, bilmenizi istiyorum. Bu oyunları bitirmek için bir taraftan demokrasiyle bir taraftan hukuk devletiyle bir taraftan da yetişen şu evlatlarla yemin ettik, ant içtik, diz çökmeyeceğiz. Bu coğrafyaya uzanan tüm hain ellere gereğini yerine getireceğiz." dedi.

Soylu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Stadyumu'nda düzenlenen jandarma ve sahil güvenlik sınıfı sözleşmeli/muvazzaf subay öğrencilerinin diploma törenine katıldı.

Son üç gündür katıldığı programlarda, göç, terör, uyuşturucu, bunların uluslararası boyutları, maruz kaldıkları çifte standart, dünyada 21. yüzyılın yüzlerine tokat gibi çarptığı vahşi bir medeniyet anlayışı meselelerinden bahsettiklerini söyledi.

Beytepe Şehit Korgeneral İsmail Selen Kışlası'na girerken, gördüğü bir ibarenin kendisine bütün bu meselelerinin özetini, çok farklı bir yönünü, farklı bir şekilde anlattığını belirten Soylu, "Kışlamızın ismi, Şehit Korgeneral İsmail Selen. Dikkat edin, şehit korgeneral. Bu ülkenin birliğine, beraberliğine kasteden, taşeron terörist organizasyonların eliyle şehit edilmişti. Selefi olan Korgeneral Hulusi Sayın da aynı şekilde şehit edilmişti. Eşref Bitlisler, Aydoğan Aydın Paşa ve diğerleri." diye konuştu.

Hepsinin isminin başında bir şehit payesi ve bir general rütbesi olduğunu dile getiren Soylu, şunları kaydetti:

"Tuğ, tüm, kor, or, albay, yarbay, binbaşı, yüzbaşı, teğmen, hepsinden var bizde. Çanakkale'de böyleydi, Kurtuluş Savaşı'nda da böyleydi, bugün de böyle. Bilesiniz ki bu memlekete had bildirmeye çalışanlara karşı 80 milyon aynı inançla, kararlılıkla Allah'a şükür böyledir. Tarzları, görüşleri, düşünceleri farklı olabilir ama nihayetinde vatan, bayrak ve millet için çalışılacak ve şehadet söz konusu olduğunda rütbeye bakılmadan, o şerbet içilecek. Er veya korgeneral, çavuş veya orgeneral. Hiç fark etmeyecek. Mesele, bu üniforma içinde rezil olmamaktır. 15 Temmuz'da olduğu gibi bir gece ansızın, aklı karışmışların talimatına uyup da bu millete silah çekerek rüsva olmamaktır. Vatandaşın üstüne tank sürüp, bomba atarak kepaze olmamaktır. Mesele, bu millete değil, bu millet için silah çekmektir. Bu millet için göğsünü bu üniforma içinde siper edebilmektir. 11 aylık bebekle annesini katleden hainlerin üzerine gidebilmek. Bugün Adıyaman'da şehit olan, 3'ü kazaen, biri el yapımı patlayıcıyla şehit oldu. O teröristin üzerine gidebilmek, Kato'da, Gabar'da ay yıldızlı bayrağın dibinde yatabilmektir. İşte bu kapılara bu isimler böyle yazılır. Bu milletin gönlüne isimler böyle yazılır. Bu memleketin üzerine, milletimize büyük oyunlar oynamaya çalıştılar. Ne olursa olsun, bilmenizi istiyorum. Bu oyunları bitirmek için bir taraftan demokrasiyle bir taraftan hukuk devletiyle bir taraftan da yetişen şu evlatlarla yemin ettik, ant içtik, diz çökmeyeceğiz. Bu coğrafyaya uzanan tüm hain ellere gereğini yerine getireceğiz."

- "Paramızla satmadıkları silahları teröristlere hibe ediyorlar"

Bakan Soylu, 3 gündür bir dünya düzenini ve bir mücadeleyi anlattığını ifade etti. Bugünkü dünya düzenini idare etmeye çalışanların kimseye acıması olmadığına dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:

"Dünya kamuoyu diye bir şeyden kimse medet ummasın. Vardır ama yoktur. Uluslararası normlar, adalet divanları, barış güçleri. Vardır ama yoktur. Varsa bile herkese yoktur. Adamlar bize paramızla satmadıkları silahları, PKK'lı, YPG'li teröriste hibe ediyorlar. Normal vatandaşa vermedikleri oturum hakkını, vatandaşlık hakkını, kırmızı bültenle aranan teröristlere veriyorlar. Caddelerinde açlıktan ölseniz bir lokma ekmek vermezler, PKK'nın dağ kadrosuna dernekler üzerinden milyon dolarlar gönderiyorlar. İlim tahsil ettiriyorlar, laboratuvarları yapıyorlar, o laboratuvarlarda kanser ilacı yapmak yerine uyuşturucuların en ölümcüllerini yapıp, edip dünyaya satıyorlar."

- "ABD güya barış, demokrasi ve zenginlik getiriyordu"

Soylu, ABD 2002'de Afganistan'a müdahale ederken 17 bin hektar afyon ekilen tarla olduğunu, bugün ise 328 bin hektarda afyon ekimi yapıldığını anlattı.

ABD'nin güya barış, demokrasi ve zenginlik getirdiğini aktaran Soylu, şunları söyledi:

"Ülkeleri fakirleştiriyorlar, kaynaklarını yağmalıyorlar, uyuşturucu gönderip uyuşturuyorlar, eğitmen gönderip terörist yetiştiriyorlar, kendileri için savaştırıyorlar. Terörle, iç savaşla insanları göçe zorluyorlar, sonra sahillerine yanaşan göçmen botlarını kurşunlayıp denizin dibine yolluyorlar. Ruh hastası bir dünya düzenini, sırf para ve güç elde etmek uğruna, bir zihniyetle beraber kan ve gözyaşıyla imar etmeye çalışıyorlar. Kusura bakmayın, biraz sert bir fotoğraf oldu ama buradaki genç subay kardeşlerime nasıl bir sorumluluk yüklendiklerini açık ve basit olarak ancak bu şekilde anlatabilirdim."

Bakan Soylu, subayların, bütün bu tablonun tam ortasında duran, insanlık için ve kendi bekası için bir şeyler yapmaya, vicdanının sesine kulak vermeye çalışan bir milletin, tam da bu meselelerin göbeğindeki kolluk gücünde görev almak üzere olduğunu belirtti.

Konuşmaların ardından dereceye giren teğmenlere protokol üyelerince diplomaları verildi.

Törene, İçişleri Bakan Yardımcıları Muhterem İnce, Mehmet Ersoy, Tayyip Sabri Erdil, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, Sahil Güvenlik Komutanı Tuğamiral Ahmet Kendir, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanı Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu ile teğmenlerin aileleri katıldı.

(Bitti)